1.5 | beklenmedik müjde

1K 132 47
                                    

İşaret parmağını kupanın üzerindeki buharda ve hemen ardından çizgilerin üzerinde gezdiren Sirius, yaklaşık yarım saattir James'in abartılı tepkilerini dinlemekle meşguldü.

"Sana eğer onu hayatına alacaksan her şeyi açık açık anlatman gerektiğini açıkladım ve sen de kıza devlet memuru olduğunu mu söyledin!" diye yineledi kendini James, neredeyse otuzuncu kez. Godric's Hollow'daki evindeyken bağırmak, Yoldaşlık'ta yapmaktan çok daha kolaydı ve uzun süredir yükselen karanlığa karşı verdikleri savaşın tüm stresini bağırarak atıyor gibi görünüyordu gözlüklü oğlan. "Vay canına, Pati, müthişsin gerçekten! Ayakta alkışlıyorum seni! Tebrikler!"

İç çekerek, James'in müsaade etmeyeceğini bile bile yüzüncü defa açıklamaya çalıştı Sirius. "Çatalak, dediğim gibi, yavaş yavaş gitmem gerektiğini düşündüm; çünkü bir anda kıza hem ona âşık olduğumu hem de bir büyücü olduğumu ve takma ismiyle tüm büyücülük dünyasına terör estiren bir sosyopatla savaştığımı söylemek pek de mantıklı bir hareket gibi gelmedi! Üstelik, ne olursa olsun bir anda bu kadar yüklenemem, beni terk ederse? Bak-"

"Sen ona aldırma, Sirius." diyen Lily'nin şefkatli sesi, hole açılan kapıdan duyuldu ve kızıl saçlarını taramış olan cadı, vakur adımlarla iki adama yaklaştı. Dudaklarını iki yana geren tebessüm her zamankilerin aksine, Çapulcularınkini andıran bir muziplik taşıyor gibiydi bugün. Eşinin yanına geçti ve onu yatıştırmak istercesine omzunu ovuşturup sırtını sıvazladı. "Yalnızca, bir baba olacağını öğrendiği için çok gergin."

Sirius, çenesi aşağı düşerken gözlerini kırpıştırdı.

İdrak etmesi ve ayağa fırlayıp kocaman açtığı gri gözleriyle çifte bakması için aradan neredeyse bir dakika geçmesi gerekmişti. "Ne?!" diye ciyaklamasının hemen ardından kaşları çatıldı ve ellerini beline koydu. "Bunu bana nasıl söylemezsiniz? Godric'in kılıcı aşkına James, sana inanamıyorum! Bu çok büyük bir haber ve siz biricik dostunuzu haberdar etmeye tenezzül bile etmediniz, öyle mi? Kelimenin tam anlamıyla harika! Eminim Remus, Peter, Dorcas, Marlene, Hagrid hatta ihtiyar Dumbledore'un bile haberi vardır-"

Lily, James'in ardından onun rolünü üstlenen ve bağırmaya başlayan Sirius'u susturmak için bir hamle yapmazsa oğlanın başlarının etini yemekten vazgeçmeyeceğinin farkındaydı. Yüzündeki gülümsemeyle gözlerini devirdi ve, "Sirius?" diyerek araya girdi. Yumuşak ses tonu, şimdiye dek tüm Çapulcuların sinirlerini yatıştırmayı başarmıştı. Sirius yüzündeki hummalı ifadeyle donakaldı ve kadına baktı. "Seni temin ederim ki henüz kimsenin haberi yok. İhtiyar Dumbledore'un bile. İzin verirsen, açıklayalım."

Kendinde buna cevap verecek gücü bulamamıştı uzun saçlı oğlan. Başıyla hafifçe onaylayıp bedenini yeniden koltuğa bıraktı ve artık soğumuş olan kahvesinden bir yudum aldı. Bu sahiden de büyük bir haberdi: Kardeşinin çocuğu oluyordu! "Biz de, görev dönüşü benim hâlsizliklerim ve kusmalarım başlayınca kaygılanarak gittik St. Mungo'ya. Daha bunu kendimiz bile tam anlamıyla kabullenemedik, üstelik siz çocuklara hepiniz görevlerinden dönerek toplandıktan sonra söylemeyi planlamıştık. Anlayacağın, bu çok yeni. Hepimiz için."

Sindirmesi için iki adama da biraz zaman tanıdı, Lily. Yüzüne kocaman, duygusal bir gülümseme yayılmıştı. Seneler olmuş, hepsi büyümüşlerdi fakat hâlâ koca bebekler gibiydiler bu ikisi. Eli, hafifçe daha şişmemiş karnına giderken dudakları titredi. Tüm bu duygusallığın, hamileliğin ve hormonların etkisi olduğunu biliyordu ancak bunu bilmek hiçbir işine yaramıyordu. Karnında bir başka can taşıyordu Lily Evans Potter. Küçük bir can, bir bebek taşıyordu. Onların bebeğini.

"Yani, şimdi-" diye lafa giren Sirius, sesinin beklediğinden daha tiz çıkmasıyla durakladı. Yükselen ağlama dürtüsünü bastırdığını zannetmişti ancak anlaşılan bu hususta pek de başarılı olamamıştı. "Şimdi, siz ikinizin küçük bir birleşimi mi olacak? Gözlüklü, yeşil gözlü bir büyücü mü koşturacak etrafta?"

James, gülerek dolan gözlerini ovuşturdu ve başıyla hafifçe onayladı. Kulağa çok hoş geliyordu, değil mi?.. Yeni bir Potter. Aileleri büyüyordu ve Hogwarts'ta bir ergen olan James Potter, bir gün bu anın da geleceğini asla tahmin edemezdi. Ela gözleri istemsiz hareketlerle eşine çevrildi ve kendisininki gibi dolu dolu, zümrüt yeşili gözlerle karşılaştı. Konuşmadan iletişim kuruyorlardı âdeta, seğiren dudakları ve titreyen gözbebekleriyle.

Sirius'un burun çekişi yeniden ana döndürdü onları.

Sirius kendini bir ölü gibi koltuğa bırakmış, yumuşak sünger üzerinde donuk bakışlarla karşıyı izliyordu. Ancak gri gözlerinde fırtınalar kopuyor, heyecanı dolan gözlerine yansıyordu. Böyle bir şeyi hayatı boyunca hayal bile edememişti. Bir zamanlar tek derdi Slytherinlere eşek şakaları yapmak olan kardeşi baba oluyordu şimdi! Bu durumda, kendisi de amca mı olacaktı— bu düşünce bile onu gülümsetmeye yetti.

"Çok- çok sevindim çocuklar." diyebildi en sonunda. Daha fazlasını söylemesine lüzum olmadığını hepsi iyi biliyorlardı, gözleri yeterince konuşuyordu zaten. Eliyle yüzünü ovuşturdu ve çenesindeki kısa, kesecek kadar uzamamış sakalları kaşıdı. Şimdiden kafasında kurmaya başlamıştı, bebeğe bir sürü oyuncak alacak ve odasında tek bir boş yer bırakmayacaktı— "Bir dakika." diyerek doğruldu. "Bu bebeğin cinsiyeti ne?"

Onun bu acul tavrı karşısında, çift kısık sesli kahkahalarla şenlendirmişlerdi evi. Yüzünün tonu saçlarınınkine yaklaşan Lily, dolu olmuş gözlerini silip temizledi. "Yüce Godric, Sirius!" diyerek gülen eşinin sözünü, onun yerine çok daha sakin lakin eğlenen bir tınıyla tamamladı. "Bu işler öyle hızlı olmuyor. Büyücü bile olsak, cinsiyetin belirlenmesi için biraz zaman geçmesi gerek."

Sirius'un omuzları düşmüş ve adam hayal kırıklığına uğramıştı bile. Neyse, diyerek teselli etti kendini, ben yine de ona tonlarca hediye alayım da, küçük Potter beğenmezse bunu o zaman düşünürüm.

𝐒𝐖𝐄𝐀𝐓𝐄𝐑 𝐖𝐄𝐀𝐓𝐇𝐄𝐑, 𝘴. 𝘣𝘭𝘢𝘤𝘬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin