𝐒𝐖𝐄𝐀𝐓𝐄𝐑 𝐖𝐄𝐀𝐓𝐇𝐄𝐑, 𝘴. 𝘣𝘭𝘢𝘤𝘬

⤷ | sevgili sirius

Sevgili Sirius...

Sevgilim. Biliyorum, her şeyin eninde sonunda yoluna gireceğini söylüyorsun. Belki de dediğin doğru, belki de her şey yoluna girecek ve sonunda, el ele gülümsüyor olacağız. Ancak ben basit bir Muggle'ım ve bu işlerden de pek anladığımı sanmıyorum. Bundan dolayıdır ki güvensizliğimi, bu mektubu yazma arzumu affet lütfen.

Korkuyorum, Sirius, hem de çok. Sana, Lily'e, James'e, Remus'a, Peter'a ve diğer herkese; özellikle Harry'e bir şeyler olmasından çok korkuyorum. Bu kehanet tüylerimi diken diken ediyor. Sanki, sanki bir şeyleri doğru yorumlamıyormuşuz gibi. Dahası varmış, bundan ibaret değilmiş gibi ve bu o kadar belirsiz ki, ürperiyorum.

Ancak sana söylemek istediğim, bu değil. Söylemek istediklerim çok daha başka.

İlk tanıştığımız günü söylemek istiyorum sana. O soğuk, yağmurlu süveter havasını; senin sırılsıklam saçlarını söylemek istiyorum. O gün seninle tanıştığım için, kahve getirdiğim için hiç pişman olmadığımdan bahsetmek istiyorum. Sirius, sen benim en güzel iyi ki'msin.

Bu mektubu yalnızca bana bir şey olursa, kötü şeyler yaşanırsa veya ayrı düşersek vermesi adına Dumbledore'a teslim ettim. Bu nedenle, bir felaketin yaşandığını varsayıyor ve bunun facialığına dayanarak senden birkaç şey istiyorum.

İlk olarak, yangın için kendini suçlama. Ne dersem diyeyim bunu yapmaya devam ettiğini biliyorum, içten içe kendine işkenceler çektirdiğinin farkındayım Sirius. Ateşe her baktığında, büyükannemin bahsi her geçtiğinde irkilmeni istemiyorum. Bunların hiçbiri senin suçun değildi. Çünkü, her ne kadar siz büyücüler daha çok kehanetlere inansanız da, evrenin bir kuralı vardır ve bu kural, bu düzen uğruna bazı şeyler yaşanır. Yangın da bu şeylerden biriydi.

İkinci olarak, kardeşini bulmanı ve onunla konuşmanı istiyorum. Sakın o kaşlarını çatma bana, bu sandığın kadar kötü değil. Çünkü, Sirius, hayat çok kısa ve kardeşine çok değer verdiğini görebiliyorum. Ölüm olmadığı sürece, hiçbir şey imkânsız değil. Onu bul, konuş, gerekirse aklı başına gelene dek ağabeylik tasla ona. Ama bırakma onu. Ondan vazgeçme.

Son olarak, kendini sev. Bunu yapmayı çok sık unuttuğunun farkındayım. Kendini sev, dostlarını sevdiğin gibi. Onların seni sevdiği gibi. Harry'i sevdiğin gibi. Onun için müthiş bir vaftiz baba olacağını biliyorum, bu yüzden bu konuda hiçbir şey söylemeyeceğim. Senden daha iyi bir vaftiz baba düşünemiyorum bile.

Sen harika bir adamsın. Muhtemelen bu dediklerime inanmayacaksın, objektif bakmadığımı söyleyeceksin ve uzaktan egolu görünsen dahi böyle olmadığından, harikalığını reddedeceksin içten içe. Seni inanman için zorlamayacağım. Sadece, harika bir adam olduğunu ve ne olursa olsun, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğimi bilmen gerek.

Hatta, dedim ya ölüm olmadığı sürece hiçbir şey imkânsız değildir diye. Sınırları biraz zorluyorum Sirius. Zira ölüm bile, benim sana olan sevgimi sonlandıramayacak. Aramıza giren hiçbir şey, ölüm bile, sana aşkımı gram eksiltmeyecek. Bunu bilmeni istedim. Tüm bunları yazmak, sana yazmak istedim.

Seni kelimelere dökemeyeceğim, sayfalara sığdıramayacağım, ölüme kazıyamayacağım kadar çok seviyorum Sirius Black. Vuslata kadar...

Alyssandra Divesty,
28.10.1981.