#84

22K 2.5K 594
                                    

Canlar uzun bir aradan sonra merhaba🙋❤️

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum bir kez daha. Her şey yolunda. Yeniden Berlin'deyim ve karantinadayım, neyse ki üç gün kalmış oluyor siz bu satırları okurken

Şikayetler başlamadan not düşeyim hemen: Normal programımıza ek olarak ilk boşlukta bir telafi bölümü de paylaşacağım efendim

Geçen bölüm epey fırtınalıydı.

Jimmy'den soğuyanlar, Kübü'ye uyuz olanlar filan derken ortalık karışmış dgshshsj

Kübü için üzülenler, Jimmy'ye ayrı üzülenler de var... İkisini de kendi açılarından haklı bulanlar da...

Her çeşit fikre rastlamak mümkün yani.

Bu kadar farklı ve çelişen fikrin olması aslında tam da benim peşinde olduğum şey 🤗 Tek bir doğrusu olmayan meseleler bunlar.

Yoksa Jimmy her zaman çocuksuydu, Kübü de takıntılı bir şekilde kendi ayakları üzerinde durmaya çalışıyordu. Bunların en çok bu aralar şimşeklerinizi çekiyor oluşu, bir ilişki içinde oluşumuz ve ilerledikçe 'kusur' denebilecek karakter özelliklerinin daha öne çıkıp sinirlerinizi bozması durumu - gerçek hayatta da bu böyle oluyor zaten. Bu tip kusurlardan doğan çatışma atlatılırsa ilişkiler uzun ömürlü oluyor yoksa bir noktada herkes kendi yoluna ayrılıyor işte.

Yükselen tansiyona karşılık, sakin bir Cumartesi öğleden sonrası yazdım bu hafta. Buyrunuz 🎈



İkimiz de sözde diğerini uyandırmamak için yatakta kıpırdamadan yatıyorduk. Ama sırtı bana dönükken aldığı düzensiz nefeslerden Kübra'nın da uyumadığını biliyordum. Tartışmamız pek çok başka tartışmamız gibi yatakta sonlanmıştı. Şimdi nabzımız düşmüş olsa da uyumadığına göre olanları düşünüyor olmalıydı. Aynı benim de istediği şeyi aklımdan çıkaramadığım gibi.

Bana ne yaparsa yapsın, yan yanayken aramızdaki on santimlik mesafeye dahi tahammülüm yoktu ne var ki. Kolundan çekip belini arkadan kavradım. "Tanıdığım en deli insansın,*" diye mırıldandım dudaklarım kulağına değerken. (*You are the craziest person I know.)

Ürküp hareketimi yadırgamadığı gibi kıkırdarken iyice bana sokuldu. "Üstelik kendimi bu konuda iyi bile hissetmiyorum. Sana kazık atıyormuşum gibi hissediyorum. Elimde değil. Ben böyleyim.*" (*I don't even feel good about it. I feel like I'm ripping you off. Can't help it. That's who I am.)

Elimi parlak gür saçlarının içine gezdirip bal rengi kadife yığını yastığın üzerine atarken ensesini özgür bıraktım. "Düşünürsek bana kazık atıyorsun gerçekten.*" (*Come to think of it, you ARE ripping me off.)

Koluma patlattı bir tane. "Beni ağlatmak mı istiyorsun sen?*" (*Do you want me to cry?)

Elinin kolumdan uzaklaşmasına izin vermeden, saçlardan kurtulup açığa çıkan, boynuyla ensesi arasındaki sıcacık davetkar çukura bir öpücük kondurdum. "Ben senin Dünya gezegeni üzerindeki en mutlu insan olmanı istiyorum.*" (*I want you to be the happiest person on planet Earth.)

Söylediklerimin ödülü, yüzünü bana çevirip beni uzun uzun öpmesi oldu. Aklım işte yine gidiyordu başımdan. "Belki de öyleyimdir,*" derken mayışık bir kediyi andırıyordu. Mayışık olduğu kadar hain, hain olduğu kadar da seksi bir kedi. (*Well, I may be.)

Kan basıncım birden artmıştı ama bu kez o kadar kolay kandıramayacaktı beni. Yarım saat kadar önce nasıl kandırıldığımdan bir daha bahsetmezsek sevinirim.

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now