Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)

#94

Kendi adıma 2021'in gidişi gibi 2022'nin gelişi de çok ihtişamlı oldu. İçinizi hiç karartmayayım ama peş peşe nasıl bu kadar şey olabilir insanın aklı almıyor. Madde madde listelesem uyduruyorum sanabilirsiniz. Artık o oldu bu oldu diye düşünmeyip, her şeyi geride bırakmak ve yazmaya odaklanmak istiyorum. Yeni yıldan tek dileğim sevdiklerim için SAĞLIK, Canlar.

Yeni yıl dilerim hepinizin gönlünce geçsin. Kötülükler, hastalıklar uzak dursun hepinizden. 2020 ve 2021 hayal kırıklığı kotalarımızı doldurdu bence!

Bu hızla hikâyeyi 1 yıla kalmaz bitiririm gibi duruyor, sıkı durun hskhkj

Gülüyorum artık napim

Getirdiğim dosyanın kapağını kaldırmadan Cole asık yüzüme odaklanıp kaşlarını çattı. "Neden somurtuyorsun sen?*" diye sordu. "Zorla seni işe getirmişim gibi bir halin var." (*What's with the pout?)

Haksız sayılmazdı. "Ben de sana neden bu kadar dertli göründüğünü sorardım ama sanırım buralarda norm bu. Kulübe katılmaya karar verdim. Karşı koyamıyorum artık.*" (*I'd ask you what's with the brooding but I guess that's the norm around here. I've decided to join the club. Couldn't resist anymore)

Dosyayı masasına fırlatıp başını koltuğuna dayadı. Karşımda bir sağa bir sola dönerken ciddi kalabilmek zordu. "Birimiz yetip de artıyordu oysaki," dedi yüzünü buruşturarak. "Dur tahmin edeyim, önceki geceden sonra, bir kerecik olsun ilgi odağı olamadığı için çok kızdı.*" (*One was more than enough. Let me guess, after last night he was pissed that for once he couldn't be the center of attention.)

"'Kızdı' demek azımsamak olur. Beni terk etti.*'" (*Pissed is an understatement. He walked out on me.)

"Hmph," derken oldukça umursamaz görünüyordu. Acımı ciddiye almamıştı resmen. "Bence yalvararak geri dönecek.*" (*Something tells me he's gonna come around beggin'.)

Ben ondan pek de emin değildim işte. Sessiz kaldım gözlerim dolarken.

"Bu çok saçma Kübra." Gözleri hayretle açılmıştı şimdi. "Sen önceliklerini belirlemelisin ve o da bunu anlayışla karşılamalı. Bunun başka yolu yok.*" (*It's insane, Kübra. You've got to set your priorities straight and he's got to make peace with it. There's no way around it.)

"Anlamıyorsun. Bu onun için ne kadar önemliyse benim için de o kadar önemliydi.*" (*You don't get it. This was important to me just as it was to him.)

"Hadi ama,*" derken sabrı tükeniyordu sanki. Gıyabında Jimmy'yle cebelleşiyordu resmen. (*Please give me a break.)

Tane tane açıklamam mı gerekecekti? "Orada olmak istemiştim. Orada olmak da benim önceliklerimden biriydi."

"Kırmızı halıda yürüyüp kameralara poz vermeyi bu kadar çok mu istemiştin?*" diye sordu alayla. (*You wanted to walk on the red carpet and pose for the cameras that badly?)

Yine mi kırmızı halı. "Kırmızı halıyla bir ilgisi olmadığını söylemiştim sana," dedim. "Sence ben o kadar sığ mıyım?" Tamam belki biraz sığ olabilirdim. Çünkü kırmızı halıda yürümek de istemiştim! Ama söz konusu çok daha fazlasıydı. "Onun Wolverine olacağını herkesten önce ben biliyordum. Onunla yüz yüze bile karşılaşmamıştım bunu öğrendiğimde. Önemliydi." İçimdeki nerd hafiften hortladı. "Ve ayrıca Wolverine benim favorim. Gelmiş geçmiş en favori süper kahramanım. Gelmiş geçmiş. Ve ben bunu kaçırdım. Neden kızdığını anlıyorum.*" (*You think I'm that shallow? I knew he was Wolverine before anyone else. It was even before I'd met him in person. It was important. And for the record, Wolverine is my favorite. Favorite superhero ever. Ever. And I missed it. I understand why he's pissed.)