#69

31.1K 3K 523
                                    

İyi bayramlar canlarım. Ailelerinizle, sevdiklerinizle birlikte mutlu, huzurlu, sağlıklı bayramlarınız olsun!🤗🙋❤️

Telefonu kapattıktan sonra Jimmy'nin mesajıyla biraz daha bakışıp cevap vermeden ayaklandım. Önce evin içinde gezinerek ama hiçbir şey yapmayarak uzun uzun oyalandım. Sonra işe gitmek üzere üzerimi değiştirdim, makyaj yaptım. Bunları yapmak normalden biraz uzun sürdüyse de sadece işe gidiyordum - onu görüntülü aramak gibi bir amacım olduğu sanılmasın!

Ya da sanılsın. Bir daha hiç konuşmayacak halimiz yoktu herhalde!

Arama tuşuna bastığımda telefon ikinci kez çalmadı. Bir anda yatağın içinde yarı uzanmış ve yarı çıplak, beline ancak uzanabilmiş beyaz çarşafıyla ekranımı doldurdu Jimmy. "Hey," dedi usulca.

"Hey," dedim temkinli.

"Arayacağını düşünmemiştim," dedi boğazı kurumuş gibi yutkunup. "Teşekkür ederim."

"Düşünmemene rağmen uyumamışsın."

"Hayır, uyumadım." Telefonu yatağın başındaki komodinin üzerinde durduğunu bildiğim abajura dayayıp başını yastığa koyup yan döndü. "Nasılsın?"

"İyi."

"İyi görünüyorsun," dedi. "Her zamanki gibi çok güzel..."

O kadar zaman boşuna uğraşmamıştım tabii ama iltifatlara da karnım toktu. Biraz dikkatli bakınca onun pek de iyi görünmediğini fark ettim. Gözleri kan çanağına dönmüştü. İyiden iyiye uzamış saçları darmadağınık, yüzü bembeyazdı, dudakları da çatlak. İyi olmadığı ayan beyan görünse de adetten sordum. "Sen nasılsın?"

"Göründüğümden de kötüyüm," dedi dürüstçe. "Bir şişe viski içtim."

Kokusu bile beni sarhoş edebilirdi viskinin. Bir şişe içtiğini söylüyordu bir de! "Neden öyle bir şey yaptın?" diye sorarken endişemi gizlemek için üstün bir çaba sarf ettim.

"İyi bir fikir gibi gelmişti... Öyle olmadığı ortaya çıkana kadar.*" (*Felt like a good idea at the time. Until it wasn't)

Bir şişe viski diyetinin neresindeydi? "Yiyip içtiklerine dikkat ettiğini sanıyordum."

Sarkastik bir gülüş yüzünde "Dehidrasyon kamera karşısında kasların daha belirgin görünmesini sağlıyor aslında..." dedi.

"Anlıyorum..." desem de bir şey anladığım yoktu. Gözlerimi her ne kadar yüzünde sabit tutmaya da çalışsam, kaslar belirgindi gerçekten. Bir bidon su içse belirginliğinden bir şey kaybedeceğini de zannetmiyordum!

"Klozete sarılıp iki saat kusmasam daha iyi olacaktı tabii... Başım da çatlıyor."

İçim acıdıysa da asık suratımla "Çok üzüldüğümü söyleyemeyeceğim," dedim.

Ekrana baktı bir müddet. "Özür dilerim," dedi mıyır mıyır.

Kendimce buz gibi olduğunu umduğum bir ifadeyle sadece yüzüne baktım. Konuşursam kızgınlığıma rağmen nasıl içimin parçalandığını belli edebilirdim.

Yüzünü ovuştururken "Tam bir hayal kırıklığıyım öyle değil mi?" diye sordu.

Konuştuğumda sanki kalbim ve beynimden bağımsız, gururum ve öfkem cümlelerimi yönetiyordu. "Aslında tam da beklediğim gibisin."

Sanki tokat atmışım gibi irkildi. "Lütfen konuşma böyle..."

"Sadece bunun böyle olacağını biliyordum. Hepsi bu. Seni suçladığımı düşünme,*" dedim olabildiğince umursamaz. (*I knew it'd come to this. That's all. Don't think I'm blaming you.)

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin