#90

19.4K 1.9K 398
                                    

Üniversite sınavının da LGS gibi zor olduğunu duydum. Dilerim sizin sınavınız her şeye rağmen iyi geçmiştir. Geçmediyse bile hayatta her şeyin telafisi var, canlar. Biliyorum işin içindeyken yokmuş gibi geliyor ama geriye dönüp baktığınızda anlıyorsunuz bunu. O yüzden içinizi ferah tutun; önünüze daha nice sınavlar, nice fırsatlar çıkacak. O zamanlar geldiğinde her şey gönlünüzce olsun 🤗❤️

Bölüm biraz uzadı, uzadıkça denetimi zorlaşıyor; gözden kaçan bir şey varsa haber edin lütfen 😅🙋

Bölüm biraz uzadı, uzadıkça denetimi zorlaşıyor; gözden kaçan bir şey varsa haber edin lütfen 😅🙋

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jimmy gömleğinin manşetlerini düzeltip ceketinin önünü ilikledi.

"İşte böyle Jimmy.*" (*Thaaat's it Jimmy.)

Seri deklanşör sesleri, New York'u kuşbakışı gören geniş stüdyonun duvarlarında birbiri ardına yankılanıyordu.

"Bir kez daha aynısından ver bana,*" dedi fotoğrafçı heyecanla. (*Give it to me one more time.)

Başta New York billboardları olmak üzere, kısa sürede tüm dünyadaki billboardları süsleyecek fotoğrafları her kim seçecekse epey zorlanacağa benziyordu. Fotoğraf makinesinin bağlı olduğu monitörde gördüğüm ham fotoğraflar bile müthişti. Malzeme müthiş olunca tabii...

Jimmy'nin bir günlük boşluğundan faydalanıp fotoğraf çekimini araya sıkıştırmıştık. İleriki bir tarihte de American Express müşterilerine özel avantajları ortaya koyan otuz saniyelik bir reklam çekimi gerçekleştirilecekti.

"Şimdi bana bak.*" (*Now look at me.)

Objektife bakarken 'dead eye look*' dedikleri bakıştı Jimmy'nin gözündeki. Ağzınla kuş tutsan etkilenmeyecek, kendini beğenmiş, 'Bütün o gördüğün dağlar var ya? Hepsini ben yarattım' bakışı. (*ölü göz bakışı? ölü bakış? :D)

"Delilik," diye söylenmekten kendini alamadı fotoğrafçı. Beş dakika içinde benim gibi o da jöle kıvamına gelmişti. "Ve son bir kez gülümserken.*" (*Insane. And one last time with a smile.)

Jimmy öyle bir gülümsedi ki biz zavallı ölümlülerin gözleri kamaştı. Ama kaçıp saklanacak yer bulamadık.

"Harika. İstediğimizi aldık." Fotoğraf makinesinin küçük ekranına baktığında, gördüğü sonuçtan aşırı memnun bir fotoğrafçı vardı. "Kıyafet değişimi lütfen.*" (*Perfect. We have it. Wardrobe change please.)

Jöle kıvamına gelenler ben ve fotoğrafçıyla sınırlı değildi. Fotoğrafçının sözleriyle birlikte, gardıroptan sorumlu olduğunu tahmin ettiğim kırk yaşlarında bir adam atılıp Jimmy'yi hemen giyinme odasına aldı. Kalın çerçeveli siyah gözlükleri, pötikareli siyah-bej pantolonuna eş bir cepkeni, krem rengi gömleği ve yeşil bir papyonu vardı. Yer yer kırlaşmış siyah saçları ensesinde minik bir kuyruk yapılmıştı.

Beş dakika içinde Jimmy geri döndü. Smokinin yerini slim fit füme bir takım almıştı. Takım vücudunu ikinci bir deri gibi sarmış, gözleri koyu grinin etkisiyle karanlık bir yeşil olmuştu. Çekimde kullanılan kıyafetleri yanımızda götürebiliyor muyduk acaba?

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now