#28

47.7K 3.4K 662
                                    

Gözüm sürekli telefondaydı.

Aramıyordu.

Arama dedin ya geri zekalı!

Whatsapp'te en son ne zaman göründüğünü göremiyordum. Göremememe rağmen sürekli kontrol ediyordum. En son ne zaman göründüğünü görebilsem, kafamdan kiminle konuştuğuna dair milyonlarca spekülatif senaryo yazabilirdim oysaki! Ama koskoca Jimmy K. Simpson elbette ki benim gibi psikopatlardan sakınmak için o özelliği iptal edecekti. Whatsapp'ten ümidi kestiğim geri kalan zamanlarda da Instagram sayfasını yenileyip duruyordum. Sanki her an, muhteşem bir hayat sürdüğü ve ne kadar mutlu olduğuna dair bir şeyler paylaşacaktı da ben kaçıracaktım! Halbuki o fotoğrafı paylaştığı an görmem ve anında bunalımlara koşmam gerekiyordu!

Pijamalarımla emektar koltuğuma çöktüm. Televizyonu açtım. Bildik dizileri, eğlence programlarını, yarışmaları bir bir geçtim. Sığamıyordum evime. Altmış metrekare büyüklüğünde olması da pek yardımcı olmuyordu!

Kumandayı bir kenara fırlattım. Kalkıp camı açtım. İçeri giren soğuk hava ürpertti önce ama üşütmüyordu beni soğuk. Saçlarım dalgalanmaya, soğuk hava ciğerlerime dolmaya başladı. Birkaç kağıt parçası sehpamdan havalandı, arka balkonun kapısı çarptı. Camı kapattım. Elimde telefon salonumda dört dönmeye başladım.

 Elimde telefon salonumda dört dönmeye başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Onu aramak istiyordum. İstiyordum işte. Ne olurdu arasam?

Farazi arama fikriyle birden kalbim çarpmaya, ellerim soğuk soğuk terlemeye başladı. Arayıp sana inanıyorum diyebilirdim. Pek güzel. Ama sonra ne diyecektim? Aramızda geçen son konuşmada direkt dile getirmesem de ondan hoşlandığımı ima etmiştim. Lütfetmiştim doğrusu! Bana bir açıklama yapma gereği hissetti diye kendimi ne kadar da özel sanıyordum; ondan hoşlanan milyonlarca kız vardı! Ve o kızların çok büyük bir kısmı burnunun dibindeydi; benim gibi binlerce kilometre ötede değil!

Hayır arayamazdım onu.

Madem inandın şimdi ne olacak diye soracaktı ve benim verecek bir cevabım yoktu buna. Bir merak, ufak bir heyecan uğruna uçağa binip yanına gidemezdim. Saçma bir gururdu belki ama yediremiyordum bunu kendime.

Böylesi daha iyiydi. Evet. O aramıyordu, ben de aramayacaktım. İçine durduk yere girdiğim bu çıkmazdan çıkmam gerekiyordu. Rahat gerçekten batıyormuş bazen! Ama düşünmek istemiyordum artık.

Aylardır bölüm atmadığım Wattpad hikayemin başına oturdum. Birkaç nefret, birkaç sitem mesajı birikmişti posta kutumda. O gazla bir müddet boş word dosyasına baktım. Gelmiyordu içimden yazmak. Beynim boşalmış bir levhaydı sanki. Kelimelerim de bitmişti.

Dosyayı kapattıktan sonra mutfağa gidip buzdolabını açtım. Hiçbir şey cazip gelmedi. Ama suçlayamadım kendimi. Önceki günden kalan pizza, bir limon ve çürümüş bir domates vardı yenmeye aday.

Buzdolabını gerisin geri kapattım. Sonra tezgahın üzerindeki mısır paketi çarptı gözüme. Film izleyeyim dedim. Evet. Kafam dağılırdı hem. Düşünmezdim artık.

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now