Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
[- Ben hep oradaydım
"Hyung kafayı koyma vakti!"Jimin'in neşeli sesiyle fazlaca büyüttüğüm kar topunu,düzgün bir yuvarlak hâline getirebilmek adına fazlalık kenarlarını okşadım.Kesinlikle muntazam durmuyordu ama ne önemi vardı ki?Sonuçta önemli olan burada hep birlikte oluşumuzdu.
Şiddetli kar yağışı akşamüzeri durmuş ve cansız bir güneş bulutların arasından gülümsemeye başlamıştı.Durgunlaşan bu havayı fırsat bilip yurdun geri kalanı gibi biz de dışarı cıkmıştık ve şimdi kardan adam yapıyorduk.
Aramızdaki tüm o sorunlar,kırgınlıklar açan güneşle tıpkı bir kar tanesi gibi eriyip gitmişti.Şimdilik huzurluyduk ve umarım bu huzur, bizi birleştiren kardan adam gibi kısa ömürlü olmazdı.
"Tamam yaptım!"dedim hevesli bir şekilde.Fazlaca ıslanmış siyah eldivenlerimin arasında duran 'kafa'yı değerli bir maden tutuyormuş gibi havaya kaldırmıştım.Ardından diz kapaklarıma kadar gelmiş olan karda,diğerlerinin yanına doğru paytak paytak yürümeye başladım.
Jimin bu halime bakarak kıkırdarken Jin hyung buruk bir gülümsemeyle beni süzüyordu.Gözlerim Jin hyungı bulduğunda adımlarım saniyelik duraksamış ama anında kendime gelerek yürümeye devam etmiştim.Ona her baktığımda kendimi suçlu hissediyordum.
O beni seviyordu ben ise başkasını.Benzer olarak ikimiz de sadece acı çekiyorduk...
Yine de hyungıma minnettardım. Duyguları ne olursa olsun hala bana 'kardeş sevgisini' gösterebilmek için çabalıyor ve üzerime gelmemeye dikkat ediyordu.
"Ben koymak istiyorum."Kardan adamın yanında dikildiğimde aslında üçümüzden de uzun olduğunu görmüştüm.Kafayı taktığımız zaman daha da uzayacaktı.
"Bence ilk önce yüzünü yapalım.Böyle daha kolay olur.Sonra kafayı koymana yardım ederiz hyung."dedi Jimin.Gerçekten de böyle yaparsak bizim için daha kolay olurdu. Onu onaylayan mırıltılar çıkarttım.
"Tamam şimdi gözler!"Eldivenlerinden birini çıkarttı ve elini hızlıca şişkin duran kırmızı montunun cebine soktu.O cebini büyük bir heyecanla karıştırırken Jin hyungın bakışlarını üzerimde hissediyordum.Ilk başta önemsemeden Jimin'e baksam da elleri bedenimi bulduğunda kasılmıştım.
"Burnunun ucu kıpkırmızı olmuş."Dedi eldivenlerim gibi siyah olan atkımı dürtüklerken.O atkıyı tuhaf şekilli parmaklarıyla yukarı çekiştirdiği vakit ben de ellerimin arasındaki zavallı kardan adamın kafasını parçalayacak kadar sıkıca tutuyordum.
Atkıyı iyice yukarı çektiğinde derin bir nefes verdim.İşi bittiğinde şekilli parmaklarını burnuma sürterek ayrıldı. Tanrım!Resmen gözlerine bakamıyordum.
"Çok tatlı."fısıltısını duydum."Çillerin çok tatlı."dedi hemen sonra düzeltmek ister gibi.
"Teşekkür ederim hyung."dedim gözlerim ani bir cesaretle gözlerini bulurken.Atkısı olmadığından benimki gibi kızarmış burnunu çekti yavaşça.Ardından burukça gülümsemişti.Midemin kasıldığını hissettim.
