Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
[-Canım çekiliyormuş gibi
Korku sizi en aciz anınızda yakalardı.
Bilmiyorum,belki de insan zaten korktuğu için acizdi...
Gerçi korkuya bir gece yarısı ansızın yatağınızda yakalanıyorsanız bu kelime oyunlarının pek de anlamı olmuyordu.Omurganızdan aşağı bir ürperme inerken zaman ağırlaşıp uzuyor gibi gelirdi,dün gece bana da olduğu gibi...
Dün gece beni koruduğunu iddia ederek başımda heykel gibi dikilen bir adam ve kapı ardından gelen, kesilmek bilmeyen tırnak sesleriyle boğuşmuştum.Doğruyu söylemek gerekirse, her ne kadar bundan sıkıntıyla bahsetsem de Yoongi'nin varlığı beni bu tırnak seslerine karşı rahatlatmıştı.Onun dışarıdaki şey ile aramdaki tek engel olduğunun farkındaydım çünkü.
Diğer bir yandan da onu tekrar görmek beni ayrıca mutlu etmişti.Tabiki kapımın arkasındaki yaratık ve Jin hyungın kucağında olduğum gerçeği bunu değiştirmiyordu.
Onu görünce tuhaf bir şekilde mutlu hissediyordum.Kalbim sanki bu adam için yeni ritimler uyduruyormuş gibiydi.
Her ne kadar bir yabancı olsa da büyüsüne kapılmıştım işte...
"İyi misin?"Jimin'in sesiyle gözlerimi camdan alarak ona kaldırdım.
Sabah uyanınca her haftasonu yaptığımız gibi Jin hyung ile onların odasına gelmiştik.Bu cumartesi klasiklerimizden biriydi.Akşama kadar onların odasında oturup sohbet ederdik fakat bugün hiçbirimizden çıt çıkmıyordu.Ayrıca Jimin'e başıma gelenleri de anlatmamıştık.
"Bugün çok sessizsin hyung.Göz altların da morarmış.İyi uyuyamadın mı yoksa?"Kirpiklerine tutunan siyah saçlarını,beni daha dikatli süzmek için kıstığı gözlerinin önünden geri iteledi.Bu sırada tek eliyle okuduğu sayfayı kaybetmemek için tutmaya devam ediyordu.
Siktir!Beni düşündüğünü biliyorum Jimin ama şimdi olmaz!
Jin hyunga dün gece olanları anlatmamıştım ve o bu uykusuzluğumun sebebini yanlış anlayıp kendi üzerine alınabilirdi. Aramız hâlâ tam anlamıyla düzelmemişti ve ben tekrar gerilsin istemiyordum.
"Ha-hayır,"dedim kekeleyerek. Bakışlarım anında odanın diğer köşesinde ders çalışan Jin hyunga kaymıştı.Çalışma masasının yönü yüzünden geniş sırtı bize dönüktü fakat yüzünü göremesem bile dikkatinin az önceki soru yüzünden bizim üzerimizde olduğunu biliyordum. "Gayet iyi uyudum,hatta fazla uyumaktan başım ağrımış."
"Cildin biraz solgun."Eli yüzümü bulduğunda onu engellemek için yatağında biraz geri kaykıldım fakat bu hareketimle kafamı sertçe duvara vurmam bir olmuştu.
"Ah!"Elim hızla kafamı bulurken Jimin telaşla elindeki kitabı çalışma masasına fırlatarak yatağa gelmişti.
Saniyesinde bir sandalye gürültüsü ile Jin hyung da kendi çalışma masasından kalktığında camdan atlamak için çok geç olup olmadığını düşünüyordum.O koca adımlarla bizden tarafa gelirken kafamı okşayan Jimin'in göğsüne sinip parmaklarımı üzerinden hâlâ çıkarmamış olduğu baykuşlu pijamasına sardım.
