13. BÖLÜM

8.4K 603 129
                                    

Elimdeki biradan büyük bir yudum alıp trabzanlara yaslandım. Annemin durumunun beklediğimiz aksine iyi olmuyor oluşu evde tuhaf ve gergin bir ortam yaratıyordu. Biraz sahte gülüşler ve sohbetler yapılıyordu. Ne olacağını kimse bilmiyordu çünkü.

Bir hafta boyunca annemin yanında kalıp ona destek olmaya çalıştım ama daha kendime bile destek olmazken ona pek faydam olduğu söylenemezdi.

"Pişt." Arkamdan duyduğum sesle kafamı çevirip baktım. Ellerini buz mavisi kotunun ceplerine yerleştirmiş, birkaç adım ötemde duruyordu Ferhat. "Tek başına napıyorsun burada?"

"İçiyordum."

"Sıkıntı mı var?"

"Yok, öylesine. Sen nereden gördün beni?"

Birkaç saniye duraksadı. "Geçerken gördüm. Mal duruşunla anında belli oluyorsun." Gülerek kafamı iki yana salladım.

"Fazladan var, içecek misin?" Elimdeki birayı gösterdiğimde cebinden ellerini çıkarıp yanıma adımladı. Eğilip yere bıraktığım poşşetten bir bira alıp ona uzattım.

"Arkadaşlarınla niye içmiyorsun?"

"İnsan tek başına bir şey yapamaz mı amk?" Sessiz kaldı. Kollarımı yeniden trabzanlara yaslayıp kafamı ona çevirdim. Sağ elimde cam şişe vardı. "Nereden geliyordun bu saatte?"

"Kahvedeydik."

"Kumar diyorsun yani?"

"Eğlencesine oynuyoz. Tam kumar sayılmaz." Cevap vermeden biradan bir yudum aldım.

"Beni görünce yanıma geleceğini düşünmezdim." dediğimde gözlerini bana çevirdi.

"Kanlı bıçaklı değiliz ya."

"Sanki sen beni biraz sevmiş gibisin." dedim muzip gülümsememle.

"Ne sevmesi?" deyip önüne döndü. "Neyini seveyim senin."

"Niye? Sevilmeyecek adam mıyım?" diye bilerek üstüne gittiğimde biradan art arda birkaç büyük yudum aldı. Cevap vermediğinde omzumla hafifçe omzuna vurup, "Ben seni sevdim ama." dediğimde öksürürk krizine girdi.

"Ne diyorsun? Sevmek falan... Tuhaf tuhaf konuşma." Olduğu yerde kıpırdandı.

"Ne anlıyon oğlum? İnsan insanı sevemez mi?"

"Erkek adam söylemez öyle." dediğinde birkaç saniye dik dik baktım ona.

"Hım. Erkek adam başka ne yapmaz mesela?" diyerek tüm vücudumu ona çevirdim.

"Saçını uzatmaz, küpe takmaz..."

"Başka?"

"Ne bileyim, karı gibi olmaz yani."

"Sadece kadınlar mı birini sevdiğini söyler?"

"Evet? Siz kendi aranızda erkekler, seni seviyorum diyor musunuz?"

"Yoo. Ama sana diyemez miyim?" Üstüne gittiğim her an kıpkırmızı kesiliyordu.

"Hayır, deme." dedi kestirip atarcasına.

"Tamam demem." dedim hafifçe gülümseyerek.

"Sen okula niye gelmedin hiç?"

"Annem rahatsız biraz. Onun yanındaydım."

"Geçmiş olsun."

"Teşekkür ederim." Bitmiş cam şişeyi yere bıraktım. Sonuncuyu Ferhat'a verdiğimden içecek başka kalmamıştı.

Birkaç dakikalık sessizlikte Ferhat da birasını bitirmişti. "Beni eve bırakabilir misin?" diye sordum, ona bakarak.

"Gel." diyerek önden yürümeye başladı. Tofaşının yolcu koltuğuna oturup yayıldım.

"Caminin karşısında." dediğimde mahallemizde tek cami olduğundan kafasını sallamıştı.

Beş dakika sonra evimin yakınlarında durduğunda, "Teşekkür ederim." dedim sadece.

Cevap vermeden sadece kafasını salladığında arabadan inip evine doğru ilerlemeye başladım. O da ben iner inmez gitmişti.

ODUN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin