41. BÖLÜM

6.6K 466 332
                                    

Ferhat: *konum*

Gelsene buraya

Oğuz: Napıyorsun orada

Ferhat: Seni bekliyom

Oğuz: Bi saniye bekle

Ferhat: Tm

Oğuz: Ablamla dışarıdaydık

Onu arkadaşının yanına bırakıp

Geliyorum

Ferhat: Tm

Bir saat önce canım çok sıkılıyor diyerek ablamı dışarı çıkmaya eden ben şimdi sadece yarım saat gezdikten sonra ben arkadaşımla buluşacağım dememe çıldırmıştı. "Ya olabilir, ne bileyim ben bana gel diyeceğini?" dedim hala suçumu kabullenmeyerek. "Kıçını kaldırdın da bir gün yüzü gördün hem. Bütün gün evdeydin."

"Sus, saçını başını yolarım senin." dedi sinirle.

"Ne güzel sen de arkadaşlarınla-"

"Sus." dedi ciddi bir şekilde.

Arkadaşının evinin önünde durduğumuzda ona dödnüm. "Söz, telafi edeceğim." dedim, şirinlik yapmaya çalışarak.

"Hı, aynen." dedi arabanın kapısını açtığı sırada. "Bundan sonra seninle bir yere gitmem." Dudağımı büzdüğümde hiç aldırmadan sertçe kapıyı kapatıp ilerlemeye başladı. Beni duymayacağı kadar uzaklaştığında, "Atarlara bak, salak." dedim arkasından. "Sanki adam öldürdük."

Bugün günlerden pazardı ve ancak saat bir gibi uyanabilmiştim. Geç uyandığım için de Ferhat'ın arkadaşları onu çoktan çalmışlardı. Ben de birlikte çok vakit geçirdiğimiz için buluşalım gibisinden bir şey söylememiş, biraz arkadaşlarıyla takılmasını istemiştim.

Gün içinde beklediğim son şey Ferhat'ın gel diye mesaj atmasıydı.

Yani odunun tekiydi, ne zaman ona hayranlığımı ya da özlemimi belli etsem hep trene bakar gibi bakıp bir şey demiyordu. Bu tarz şeylere kurulup kesin benden hoşlanmıyor tribine giriyordum. Sonra bir anda elimi tutup parmaklarıyla okşamaya başladığında kalbimi fethediyordu.

Tuhaf bir şekilde ona kapılmıştım.

Diğerleri gibi değilsin, farklısın... durumuydu ama ben harbiden bu kez farklı hissediyordum. Ben ilgi göstermeyi ve görmeyi seven bir insanım. Ferhat'ın ilgi düzeyi neredeyse sıfırdı. Daha öncesinde bana bu kadar yüz vermeyen bir flörtüm olmamıştı bile. Azıcık soğuk yapanları 'siktir git yarrak senle mi uğraşıcam' diye düşünerek şutluyordum.

Ferhat'a böyle bir şey yapmak zaman zaman aklımın ucundan geçse de iki saniye sonra bunun beni üzeceğini farkına varıyorum.

Arabadan indiğimde Ferhat yaslandığı demirlerden doğrulup bana dönmüştü. Gülümseyerek yanına ilerleyip kollarımı boynuna doladım ve boynundan öptüm. Kollarını belime hafifçe sardıktan sonra geri çekildi.

"Selam." dedim tatlı bir gülümsemeyle. Elim uzun zamandır jöle sürmediği saçlarına gitti. Dağınık tutamlarını düzelttim. "Naber?"

"İyi, sen?" diye sorarken gözleri yüzümde geziyordu.

"İyi." dedim onun gibi. Kalçasını arkasındaki demirlere yasladığında hemen önünde durup parmaklarımızı birbirine geçirdim. "Bugün hep sizinkilerle takılırsın sanıyordum."

"Düğün var, oraya gittiler. Ben gitmek istemedim."

"Tanıdık mı?" diye sordum. Geniş bir aileleri vardı. Akrabalık ilişkileri de bayağı kuvvetliydi.

ODUN (GAY)Where stories live. Discover now