18. BÖLÜM

7.6K 576 249
                                    

Ertesi gün okula gittiğimde aklımda sürekli Ferhat'ı görünce ne yapacağım canlanıyordu.

Ya da onun bana ne yapacağı.

Beni sırf bu yüzden bile bıçaklayabilirdi.

Gün boyu korkumdan sınıftan bile çıkmamıştım. Ama öğle arası geldiğinde mecburen bizimkilerle kantine inmiştim.

"Ben Mecnun gibi top muyum bir am uğruna dağları deleyim." dedi yanımdaki Yusuf, Gözde'ye bakarak. "Mecnun'u da sikeyim, Leyla'yı da sikeyim."

"Düşmüşüz bir orospunun belasına. Koymadık diye taa amının ortasına." diye devam ettirdi Kaya.

"Kader böyle yazmış hatırasına. Ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim." diye devam ettirdiğimde hemen karşıda oturan Gözde üfleyerek gözlerini devirmiş ve ayağa kalkmıştı.

Telefonuma bir bildirim düştü.

Ferhat: Nerdesin

Anında kalbim hızla atmaya başladı. Gözlerimi etrafta gezdirip onu aradım ama burada değildi.

Oğuz: Kantin

Ferhat: Yemekmi yiyon

Oğuz: Evet

Cevap yazmadığında buraya geleceğini anlamıştım. "Gençler benim bir işim çıktı. Size afiyet olsun." diyerek ayağa kalktım ve bir şey demelerini beklemeden masadan kalktım. Kantinden tam çıkarken Ferhat'ın geldiğini gördüm. Göz göze geldiğimizde kafamla ileriyi işaret ettim. Olduğu yerde durup ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirdi. Gözleri üstümdeydi.

Merdivenlere yönelip aşağı indikten sonra yine kazan dairesinin önüne gittim.

Tam mesaj yazmak üzereydim ki koridorun başında gördüm onu. Telefonu cebime koyup karanlığa sığınarak sırtımı duvara yasladım.

Ferhat da karşıma geçti.

"Evet?" dedim boğazımı temizleyerek. "Nasılsın?"

"Niye öyle bir şey yaptın?" diye doğrudan konuya girdiğinde yutkundum.

"Nasıl bir şey?" Bilmezden gel. Gerçekler yüzüme vurulana kadar inkar edebilirdim.

"Niye öptün?"

"Öptüm mü? Ne zaman?"

"Oğuz, sabrımı zorlama." Dişlerini birbirine bastırdı.

"İstediğim için öptüm." dedim kollarımı bağlayarak. "Rahatsız olduysan söyle, bir daha öpmem."

"Bir daha konuşma benimle."

"Beni konuşmaya çağıran sensin şu an."

"Evet, bundan sonra haddini bilmen için konuşmam lazım çünkü."

"Tamam." dedim. "Haddimi bildir o zaman."

"Birincisi ben ibne değilim. Bunu kafana koy." Bir şey demeden ona bakmaya devam ettim. "Sırf babanın boynu bükülmesin diye kimseye söylemeyeceğim ama ikincisi olursa affı olmaz. Anladın mı?"

"Anladım." dedim ve kollarımı bağladım. "Peki bu konuşma için bu kadar beklemeye gerek var mıydı? Neden anında napıyorsun lan sen demedin? Ya da mesajla da yazabilirdin? Neden siktir git bir daha gözüm görmesin seni demedin?"

"İnsan yerine koydum, ondan." dediğinde sadece güldüm.

"Tamam." dedim ve ona doğru bir adım attım. "İkincisinin affı yoksa düzgün yapmak lazım değil mi?" Uzanıp dudaklarımı dudağına bastırdım.

Şu an öncelikli hedefim beni ittirip ittirmeyeceği değildi. Merak ettiğim şey burada benim ağzıma sıçtıktan sonra dediği gibi affının olup olmayacağıydı.

Gidip herkese 'bu ibne' diyecek mi? Demeyecek mi?

Dudağına yapışmamın saniyesinde beni hızlıca ittirip suratıma sert bir yumruk indirdi.

"Napıyorsun orospu çocuğu?" diye sinirle bağırdığında bir şey demeden ona bakmaya devam ettim.

Üzerime gelip bir kez daha bana vurduğunda omuzlarından tutup onu geriye ittirdim.

"Uzak duracaksın lan benden." Bir yumruk daha geçirdi. "Kafana koy bunu!" Bir kez daha vurdu. Ve bir kez daha.

Karşılık vermediğimi anladığında nefes nefese geri çekilip bana öfkeyle baktı ve arkasını dönüp çekip gitti.

Kalbi kırık bir ben bırakmıştı..

ODUN (GAY)Where stories live. Discover now