57. BÖLÜM

4.6K 404 97
                                    

Hızlıca gözümü etrafta gezdirip giyecek bir şeyler aradım. Elime ilk geçen benim tişörtüm olduğunda onu doğruca Ferhat'a verdim. Ferhat hızlıca tişörtümü üstüne geçirdi.

"Noluyor burada?" dedi babam içeriye adımlarken. Önce bana sonra Ferhat'a baktı. Normalde her seferinde eve dönüyoruz diye haber veren babamın bugün vermeyesi tutmuştu..

Birkaç saniye salak gibi babama baktım. Sevişeyazdık? Sokuşayazdık?

Yutkundum. "Hiç." diyebildim sadece. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum ki... Şimdi bizi öpüşürken görmemişse pot kırmanın da bir alemi yoktu.

"Baba gelsene bir." Ablam anında araya girerek babamı kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başlamıştı. Oh be.

"Hasiktir." dedi Ferhat şok içinde. Gözleri kocaman olmuştu. "Ne yapıcaz?"

"Gel, sen git ben halledicem." dedim ayağa kalkarak.

"Olmaz." dedi. "Ya baban sana bir şey yaparsa?" Endişesinin bu olduğunu fark ettiğimde hafifçe gülümsedim ve elinden tuttum.

"Yapmaz. Gay olduğumu biliyor." dediğimde suratındaki ifadeden rahatladığını anlamıştım. Ama babamın biliyor olmasını garipsediği belliydi. Muhtemelen kendi babasının önyargıları yüzündendi.

"Tamam." dedi ayağa kalkarak. "Bir şey olursa bana yaz." dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım ve kapıya geçirdim. Ferhat evden çıktığında, çıkmadan önce yine alnımdan öpmüştü, hızlıca onun tişörtünü yerden alıp üstüme geçirdim. Normalde benden daha cüsseliydi ama çalışmaya başladığından beri biraz zayıflamıştı. O yüzden hemen hemen aynı olmuştuk.

İçeriye geçtiğimde çok geçmeden ablamla babam da yanıma gelmişti.

"Raşit'in oğlu muydu o?" dedi babam sorgularcasına.

"Evet." diye mırıldandım sadece.

"Siz bununla kavgalı değil miydiniz?"

"Öyleydik." dediğimde birkaç saniye bana baktı. Sessizlik her geçen saniye biraz daha büyüdü. Ve her geçen saniye ben biraz daha geriliyordum.

Ne demem gerekiyordu amk?

"Bir süredir sevgiliyiz." diyerek sessizliği bozdum. "Ferhat ailesinden çekindiği için gizliyorduk."

"Ne kadar süredir?"

"Dört beş ay."

Kaşlarını kaldırdı. "O da mı gay?"

"Orası biraz karışık." dediğimde yine bir şey dememişti. "İlk hoşlandığı erkek benmişim." Kafasını salladı.

"Niye karşımda durmak yerine kaçıp gitti?" dedi çenesini kaşıyarak.

"Ben zorladım gitmesi için. Hem çok utangaç baba. Biraz kötü bir durumda yakalandık."

"Ben sana ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi ayağa kalkarak. "Bunu da yaptın ya..." Gay olduğumu bilse bile ilk kez beni bir erkekle sevgili olarak tanımıştı.

Hayattaki en büyük şansım ailemin önyargılı olsalar da anlayışlı olmalarıydı. Tepki göstermeden yaklaşıyorlardı onlara yabancı olan şeylere. Bu durum da bu çevreye ve mahalleye göre şükretmem gereken bir durumdu. Kapalı bir ortamda yaşıyorduk.

"Baba kimseye söyleme." dedim anında. "Raşit amcaya falan."

"Söylemem." dedi. Sonra bir şey demeden arkasını dönüp odadan çıktı. Şimdi gidip bu durumu anneme anlatacaktı muhtemelen.

Ablamla sik gibi salonda kaldığımızda sinsice sırıtmaya başlamıştı bile.

"Mal." Babamın çıkmasıyla gülerek söylediğinde boş bakışlarımla baktım ona. Bir kahkaha patlattı.

"Biraz önce ne oldu?" dedim anlamamış bir şekilde. Omuzlarını silkti.

"Sen bana Ferhat'ı niye söylemedin asıl?" diye sordu kollarını göğsünde bağlayarak. "Hani surat vermiyordu bu?"

"Sormadın." dediğimde çatık kaşlarıyla bana baktı.

"Neyini sorabilirdim acaba Oğuz? Salak mısın?"

"Sana bir şey söyleyeceğim ama aramızda kalsın." dedim konuyu değiştirerek.

"Ne söyleyeceksin?" dedi anında meraklı melahat modunu açarak. Kalkıp yanıma oturdu.

"Ben Ferhat'a evlenme teklifi ettim." dediğimde gözleri kocaman oldu. Ağzı şaşkınlıkla bir metre açılırken, "Ne?!" diye çığırdı bir anda. "Evlenme teklifi mi?!"

"Bağırmasana salak!" dedim anında üstüne atlayıp elimle ağzını tutarak. Bir süre özellikle ağzını tuttum ve babamın duymamış olması için dualar ettim. Elimi ağzına koymama rağmen hala "oha" falan diyordu.

"Kabul etti mi?" diye fısıldayarak sorduğunda kafamı sallamamla tiz bir çığlık daha atmıştı.

"Geri zekalı!" Kafasına bir tokat geçirdim. "Bağırma bağırma!"

"Siz şimdi nasıl evleneceksiniz ki? Hani yüzük nerede?"

"Yüzük takmak biraz.. tuhaf olur." dedim, gözlerimi kırpıştırarak.

"Yani sizden kimsenin haberi yokken siz evleniyorsunuz?" dedi düşünceli bir şekilde. Dudaklarını büzdü.

"İnsanlara söylemeye hazır olduğumuzda söyleyebilirdik." dedim. "Sadece şu an zamanı değildi."

"Evde kaldım ya, şaka gibi. Şu salak bile..." dedi, eliyle beni işaret ederek. "Allah'ın odununu Ikea yatak başlığı yaptı resmen."

Son söylediğine güldüm. "Kimseye söylemek yok." dedim, kesin bir şekilde.

"Tamam." dedi ablam.

"Tamam." dedi babam. Babam.

Babam?!

ODUN (GAY)Where stories live. Discover now