{1}

218 12 42
                                    

Şu hayatta iki şey biliyorum .

Biri herzaman tek tabanca gezmek ;

Diğeri de boynumdaki zincirli sarı asma kilit kolye . . .

Merhaba. Ben Frisk.

Frisk Oblivian .

Heh . İsmimi neden söyliyorsam . Zaten profilimde yazıyor .
Neyse .
Oblivian ailesinin biricik geliniyim .
Ve Pole ailesinin de biricik kızıyım .

Kesin bu isimleri duydunuz.
Şu anda aklınızdan geçenleri biliyorum . Vay be kıza bak . İki ailede zengin kesin çok şanslıdır. Bunu inkar etmeyin . Kesin iki üç kişi geçirdi bunu

Heh . Ben pek öyle düşünmezdim .
Doğru . Zengin bir ailede büyüdüğüm doğru .
Elim asla sıcak sudan soğuk suya girmedi . Hatta gelin olduğumda bile.

Ama bir konu var ve kimse bana doğru cevabı vermiyor .
İçimi dökmem lazım . Artık dayanamıyorum.

Öncelikle bu hesabı nişanlımdan gizli açtım .
Yani öğrenirse ne olur bilemem .

İkincisi ise bu hesabı açmam biraz onun son dediğinden dolayı .
Ona birşeylerin doğru olmadığını söylesem bile bana "kuruntu yapıyorsun" dedi.

Kuruntu .
Tabi canım .
Her gece sıçrayarak uyanan . Bazen kafamın içinde gülüşmeler duyuyorum ve kuruntu yapıyorum .
Kesinlikle.

Ama sanırım biraz başa almam gerekicek gibi .

Ben bir kaza geçirmişim. Evet mişim. Çünkü hatırlamıyorum.
Gerçi o kazadan sonra hiçbir şey hatırlamıyorum.
Geçmişime dair hiç birşey yok. En ufak bir anı bile.

Kaza ile ilgili birşey bilmiyorum . Sadece söylenenler var .
Nişanlımla beraber yüzük bakmaya giderken bir patlama olmuş .

Patlamada az kalsın ölüyormuşum. Neyseki son anda kurtulmuşum. 
Uyandığımda boynumda sarı asma kilit vardı.

Evet. Şu uslanmadan sorduğunuz ve her fotoğrafta gözüken altın zincirli asma kilit.
Açık konuşmak gerekirse onu çıkaramıyorum.
Daha doğrusu çıkmıyor .

Kilide ne yaparsak yapalım kırılmadı. Bir çizik bile olmadı.
Sonrasında öğrendim ki bu kilit özel yapım mış. Alaşımı özel bir titanyum muş . Kırmak yada parçalamak imkansız.

Bu bahsettiklerim bir beş yılı buluyor. Ben bilerek kendi bu olaylarımı gün yüzüne taşımadım . Ama söyleyeyim . Geçen yıl nişanlandım ve bir işim dahi var.

Ne mi ?
Müstakbel kocamı koruma görevi.
Nerden bilmediğim bir şekilde çok iyi dövüşüyorumda .

Ama sadece bu da değil.
İşte kimsenin bana inanmadığı yerlerden birine geldik.
Aslında herkez inkar etsede geçmişime dair tek bir anı var .

Gerçi o da  anlık bir kare .

Bir çeşit plaj. Deniz kokusu kendini bırakmış , rüzgarla beraber hareket ediyor.
Kalbim deli gibi atarken herkez gülüyor. Sonrasında bende gülüp birinin boynuna kollarımı dolayıp sarılıyorum.

Bu gerçek birşey. Uydurmadığımı biliyorum. Beş yıl öncede ilk gördüğüm ve hatırladığım bu şimdide bu .

Neyse. Benden şimdilik bu kadar . Bir kapı sesi duydum .

(Dosya kaydedildi )



Derin bir nefes aldım ve bilgisayardan bir haber sitesini açtım .
Haberlerde boş boş gezindim .
Taa ki bir kapıya doğru yaklaşan ayak  sesleri duyana kadar.

Hiç oralı dahi olmadım.
Ama birden iki kol koltuk altımdan belime indi.
Yavaşça başı saçlarıma daldı ve derin bir nefes aldı .
Sonrasında saçlarım arasından ensemi , ardındanda omuzlarıma yavaşça yumuşak öpücükler bıraktı .

Ben sesimi dahi çıkarmadım.
O ise en sonunda konuştu.
"Bir merhaba bile yok mu ?" Dedi bana sırnaşmaya devam ederek.
Derin bir nefes alıp öne doğru döndüm.

Kollarımı ona dolayıp kendime çektim.
"Eh . Bilirsin .  Biraz düşünceliyim." Dedi sadece.
O kendisini benden çekti . Yüzüme baktı.
"Bana kızgın değilsin değil mi ? Yani . Sabah dediğim için." Dedi yavaşça.

Ben sadece ona baktım .
"Eh . Kırılmadım değil ." Dedim yavaşça.
Birden bana baktı ve çenemi tuttu.
"Özür dilerim . O kadar yaralamak istemedim." Dedi ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

Ben ona karşılık vermek  istemedim. Ama yinede yaptım.
İkimiz yavaşça ayrılırken ben ona baktım.

Yavaşça gülümsedim . Onun yanağından öptüm .
"Sanırım affettim." Dedim gülerek.
O da bana güldü ve beni kaldırıp kulağıma yaklaştı.

"Hazırlan . Seni dışarı çıkartacağım ." Dedi yavaşça.
Ben ona inanmayan bir bakış attım.
"Ne yani . Bu gece görev yok mu ?" Dedim merakla.
O başını hayır anlamında salladı ve gözlerimin içine baktı.
"Hadi hazırlan . Bekliyorum ." Dedi ve odadan çıktı.

Ben derin bir nefes aldım ve bilgisayarı kapatıp odamıza doğru yöneldim .
Nişanlı olmamıza rağmen aynı evde kalmamız da ayrı bir olay zaten.

Ama yinede sorun değil.
Yavaşça dolabıma ilerledim ve kırmızı bir elbise çıkardım dışarı .
Bu elbise hep hoşuma giderdi . Kırmızı kaygan kumaşı. Kayık yakası . Kabarık diz üstü eteği .

O kadar güzelki .
O elbiseyi üzerime geçirdim .
Çok tatlı duruyordu.

Bir süre sonra dışarı çıktım  .
Nişanlımın yanına doğru yürümeye başladım .
Kendisi telefonuyla uğraşıyordu.
Onun tam karşısında durdum .

"Ne düşünüyorsun ?" Dedim ona bakarak.
O başını kaldırdı . Bakışları hayranlıkla bana kilitlendi .
Ben yavaşça güldüm . Bu bir harika olmuşsun demek .

Manyak sapık .

"Yanlız biraz daha öyle kalırsan  ağzının suyu yerlere damlayacak . Yeni sildim orayı ." Dedim gülerek .

O bana doğru yaklaştı ve güldü.
"Damlasa nolur. Yine silersin." Dedi pişkin pişkin .
Ben alt dudağımı ısırıp başımı yukarı kaldırdım.
"Bence yerleri sana yalatmadan sus." Dedim yavaşça ve yandan gülerek.

O ise yüzünde çocuksu bir ifade takındı.
"Ay birde tehdit edermiş . Ama bana nasıl kıyacaksın ya~ ???" Dedi yavaşça.

Ben gülümsedim .
"Gidiyor muyuz gitmiyormuyuz?" Dedim hızlıca.
O hemen önümde reverans yaptı .
"Önden buyur " dedi .
Ben de güldüm ve onun elini tutup dışarı çıktık .

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt