{8}

86 7 5
                                    

Friskin gözünden

Uyandığımda kendimi bembeyaz bir hastane odasında buldum .
Her yerim sanki saatlerce soğuk bir taşın üzerinde yatmışım gibi ağrıyordu.

Oluşan hafif sızılarda ayrı konu.
Dudaklarımdan bir inleme döküldü.
Kendi acımla odada yanlız kalmıştım.

Bir süre sonra sızılarım azalınca etrafıma daha dikkatli bakındım. 
Odada kimse yoktu.
Yanımda bir tuş gördüm.

Muhtemelen doktoru çağırmak için.
Tuşu elime aldım ve düğmesine bastım.
Düğmeye basınca hiç birşey olmadı.
Ama sonrasında kapı yavaşça açıldı.
İçeriye güler yüzlü beyaz önlüklü bir doktor ve yanında da bir hemşire girdi.

Doktor bana gülümsedi.
"Bayan Frisk . Merhaba . Nasıl hissediyorsunuz ?" Dedi doktor gülen yüzüyle .
Ben ona baktım.
"Vücudum sızlıyor . Ama iyim." Dedim yavaşça .
"Muhtemelen ilaçların etkisi azalmıştır ki zaten serumunuzda bitmiş ." Dedi ve hemşireye bir kaç kaş göz hareketi yapıtı.

Hemşire çekmecelerden serum ve ineler çıkarırken ben doktora baktım.
"Şey. Afedersiniz . Neler oluyor ?" Dedim merakla .
Doktor bana baktı.
"Bayan Frisk. Kaza geçirdiniz . Hatırlamıyor musunuz ? " dedi doktor.

Ben başımı hayır anlamında salladım .
Yalan söylüyordum. Hemde büyük yalan .
Doktor bana baktı.
"Peki en son ne hatırlıyorsun ?" Dedi .
Ben kendimi zorladım.
"Arabanın kontrolden çıkmadan öncesini ." Dedim yavaşça

Bu sırada koluma yeni bir serum takılmıştı .
O seruma baktım .
Odadan bir süre ses çıkmadı .
Ama bu sessizliği kapının yavaşça açılması bozdu .

Nişanlım yavaşça içeri girdi . Yüzünde ki mutsuzluk ve huzursuzluk vardı.
Başını yavaşça kaldırdı.
Gözleri benimle buluştu . Hemen şaşkınlık ve mutlulukla yanıma koştu.

Yatağın kenarına oturdu ve bir elimi tuttu.
"Frisk iyi misin ? Beni çok korkuttun . " dedi panikle.
Ben yavaşça başımı salladım.
"Ben iyim. Ama ne oldu anlamıyorum . Ne kazası ?" Dedim masumlukla .
İyi bir aktörüm anlaşılan ki John da buna inandı .

John konuşmadan önce doktora baktı.
"Bize biraz izin verir misiniz ?" Dedi yavaşça .
Doktor başını salladı ve hemşireyide yanında sürükleyerek çıktılar.

John bana baktı . Bir elini elimin üstüne koydu.
Derin bir nefes aldı.
"Yolda kontrolünü kaybettin ve direksiyon hakimiyetimi kaybettim . Bariyerlere çarptık ve uçurumdan denize düştük.
Neyseki kemerimi açmayı başardım ve senide alıp su yüzeyine çıktık." Dedi yavaşça.

Ben ona sadece bakmakla yetindim .
Yalan söylüyordu .
O kaza ile alakalı her detayı hatırlıyorum .
Her. Lanet . Detayı .

Beni o kurtarmadı . Başka biri kurtardı. O kişi beni yakından tanıyordu .
Ses hiç yabancı değildi . Bana çok tanıdık geliyordu.

Ama nerden olduğunu anlayamadım .

Bunu fazla üstelemedim.    
Johna bakıp sahte bir gülümseme sundum.
"İşte seni bu yüzden seviyorum. " dedim ve yavaşça esnedim.

İlaçlar uyku yapıyordu.
John bana gülümsedi ve parmağını yanağıma gezdirdi .
"Biraz dinlen . Ben bazı işelerim dolayısıyla gitmem lazım. Yarın belki öğlene doğru gelirim ." Dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup gitti .

Bende derin bir nefes aldım ve kendimi yastıklara bıraktım. İlaçlar sayesinde hemencicik uyudum .









___________________________________

Plaj . Deniz . Kum.  

Kumda güneşleniyordum.
Çevremde bulanık kişiler oynamaya başlamıştı.

Yine bu anı .
Birden bir öpücük hissettim.
Ben öylece kaldım.
Herkez gülmeye başladı . Bende gülüp yine o kişiye kollarımı sardım .

Ama dur . Birşeyler farklı . Bir ses çok belirgin çıkıyordu.
Bu bir gülme sesiydi .

Bir dakika. Birden aklıma beni kurtaran kişinin sesi geldi .
"Frisk. " diyen sesi .

Birden güneş yine geldi .
Bu anının devamını hiç görmemiştim .
Ama devam etti.
"Frisk. Domates olmadan önce sakin ol derim ." Dedi ses yine.

Adımı söylerkenki ses benzerliği herşeydi.
Bu oydu. Beni kurtaran kişiyle aynı kişiydi bu . . .

_________________________________







Derin nefesler alarak kalktım .
Yatakta oturup nefesimi düzenlemeye çalışıyordum .

Bu . . . Bu inanılmaz.
Geçmiş anılarımda biri vardı .
Bu kişi beni kurtardı.

Yüzümde bir gülümseme oluştu .
Bunca zaman sonra bazı anılar oluşmaya başladı.

Dudaklarım dahada gerildi ve gülmeye başladım.
Sesimi bastırmak için ağzımı kapattım. Gönlümce güldüm .
Azıcık bir anı bile bana bunu yaptırdı . Ama umursamadım .

Güldüm güldüm ve güldüm .
Bütün duygular karışmıştı.
Biraz rahatladıktan sonra yanımdaki düğmeyi aldım.

Bir pembe birde mavi düğme vardı.
Pembe düğmeye bastım.
Bir hasta bakıcı kapıyı tıklatıp içeri girdi.

"Günaydın . Nasıl yardımcı olabilirim ?" Dedi gülen yüzüyle.

Bende ona güldüm .
"Günaydın. Biraz bacaklarım kasıldı da . Kalkmam için yardım eder misiniz ?" Dedim yavaş va nazikçe.
Hasta bakıcı koluma girdi . Beni yavaşça kaldırdı ve beraber bahçeye gittik.

Yavaşça yürürken kendi hayatlarımızdan bahsettik.
Hasta bakıcım meğersi çocukken yetimmiş.
Yetimhanede hep yanlız ve alay konusu olurmuş.
Ama her sene canavarlar yetimhaneyi ziyarete gelince biraz umut bulurmuş.

Onu durdurdum.
"Canavarlar mı?" Dedim merakla.
Hasta bakıcı bana baktı.
"Evet . Canavarlar . Ebott dağı canavarlarını hiç duymadınız mı? " dedi merakla.

Başımı olumsuz anlamda salladım.
Hasta bakıcı bana baktı .
"Ebott dağı canavarları o dağa sıkışmış canavarlardır. Bir gün bir kız onları ordan kurtardı .
Ünleri hızlıca yayıldı .
Bir keçi ve çocukları hep bizi ziyarete gelirdi.
Hatta sonrasında ikinci bir kız daha eklendi .
Benimle oynar ve masal okurdu.
Ama sonrasında ki bu benim neredeyse  üniversiteye gideceğim yıla denk geliyordu ki . . . Bu gezmeler ve ziyaretler kesildi . Canavarlar kendilerini insanlardan soyutladı.
Sadece birkaç canavar dışında ne halkı, ne kralı , nede kraliçeyi gören oldu . " dedi hasta bakıcı ciddi bir tonla.

Ben bir süre sesimi çıkarmadım . Ama sonrasında konuyu değiştirdim.
Bir süre daha yürüdükten sonra hasta bakıcının telsizinden gelen sesle durduk.
Yemeğim gelmişti .
Beni yine odaya götürdüler.

Hasta bakıcı beni oturtturduktan sonra yüzündeki samimi gülümsemeyle gitti.
Sonrasında ben yemek yerken kapı yine çalındı .

Hasta bakıcım elinde altın çiçekler, mavi parlak çiçekler ve simsiyah bir gül buketiyle geldi .
Bakıcı gülümsedi.

"Size bir hediye geldi." Dedi gülerek.
Bende gülümsedim.
Çiçekleri elime aldım. Çok tatlıydılar. Siyah güller içimde bir coşku yarattı. Altın çiçekler taç yapraklarıyla huzurluydu. Ve mavi olanlar. Onlar ise tek kelimeyle mükemmeldi .

Birden bir not kağıdı dikkatimi çekti.
Onu alıp okudum.
"Umarım yakında iyileşirsin."
Tek yazı buydu. Ne bir imza . Nede başka bişi .

Ama yinede gülümsedim .
Bu gizemli kişi kimse . Beni yakından tanıyan biriydi. Geçmişimden biri .  .  .






Özel biri .  .  .

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Where stories live. Discover now