{22}

71 6 15
                                    

Arabada yol almaya başladık.
Bir süre ilerlemeye devam ettik.

En sonunda ormandan çıkmayı başardık ve otobana çıktık.
Herkez oldukça sessizdi.
Ama benim aklıma takılan sorular vardı .
Cidden böyle birşey yaptılar mı ? Yoksa John sırf sinirindenmi bunu dedi ?
Derin bir nefes aldım.

"Hey. O güvenlikler neyden bahsediyorlardı?" Dedim merakla.
Asriel arkasını döndü.
Biraz düşündükten sonra ayak altında duran bir çantayı ortamıza dikkatlice koydu.

Ben direk çantanın fermuarını açtım.
İçi tonla para doluydu.
Ben şaşkınca ona baktım.
"Dur tahmin edeyim bombayıda siz koydunuz." Dedim hemen.
Asriel güldü.
"Hem evet. Hem hayır. Aslında bakarsan alt tarafı para çantasını bomba çantasıyla değiştirdiler olay bu." Dedi Asriel .

Ben öylece kaldım ve ellerimi kaldırdım.
"Pekala. Bunu daha fazla kurcalamayacağım." dedim .

Chara yanımda gülmeye başladı.
Ama birden telefonu titremeye başladı.
Chara telefonuna baktı.
"Patlamanın etkisinden dolayı geçici işitme kaybı yaşayanlar ve panik ataklar geçirenler varmış." Dedi Chara .

Ben istemeden gülümsedim.
"Şimdi kalıcı sağırım diyede ortalığı birbirine katmışlardır." Dedim gülerek.
"O kadar mı etkili olmuş o ses bombası ?" Dedi G de gülerek.
"Anlaşılan baya etkili olmuş ." Dedi Asrielde.

Biz gülüşüp o zengin züppelerinin taklidini yaparken araba yavaşlamaya başladı.
Üçümüzde G ye baktık.
"Neler oluyor ?" Dedim merakla.
G konuştu.
"Pekala. Nereye gidiyoruz ? Benim eve mi sizin eve mi ?" Dedi G hemen.

Biz birbirimize baktık.
En son artık yol ayrımına gelince hepimiz arada kalmıştık.
Ama birden Asrielin telefonu çaldı.
"Alo ?" Dedi Asriel.

"Anne ?
. . .

Öyle mi ?

. . .

T-tamam . Hemen geliyoruz." Dedi Asriel.
Bize bakarak gülümsedi .

"Bize gidiyoruz G. Annem eve gelmiş. " dedi sadece .
G gülümsedi ve arabayı oraya doğru sürmeye başladı.

Uzun bir yol geçtikten sonra o kocaman dağın içine girdik.
Dağın içine girdikten sonra arabayı park ettik ve hepimiz aşağı indik.

İçeriye doğru yürümeye başladık.
İçeri girince her tarafın sarı renklerle çevrili olduğunu gördüm.
Aslında oldukçada güzel olmuştu.

İçeri girince bir şey dikkatimi çekti.
Bir keçi. Ama çok büyük bir keçi.
Başındaki taç onun kral olduğunu gösteriyordu.

Keçi birden bize doğru yorgun gözlerle döndü. Bir an korktum. Ama sonrasında o gözlerde mutluluk gördüm.
"Merhaba çocuklar. Sanırım bir misafirimiz var." Dedi kral keçi.
Ben gülümsedim. Gözlerim utançla aşağı indi .
Gülümsemem dudaklarımda dahada yayıldı.

Chara birden öne çıktı.
"Doğru ya. Baba. Arkadaşımız Frisk. Yakın bir dostumuz." Dedi Chara.
Kral keçi gülümsedi ve yanıma gelip elini uzattı.
Ben de elimi uzatıp sıktım.

"Merhaba Frisk. Ben Kral Asgore. Ama lütfen sadece Asgore de. " dedi Asgore neşeli bir sesle.
Bende güldüm.
"Tanıştığıma memnun oldum Asgore. " dedim bende gülerek.

Asgore bana bakarken arkadan bazı ayak sesleri duydum.
Asgorenin arkasına bakınca tüylerini bir havluyla kurulayan Torieli gördüm.
Bize bakıp gülümsüyordu.

Bende ona gülümsedim ve ona doğru koştum .
Ona doğru atıldım ve sarıldım.
"Tori. Senin için çok endişelendim." Dedim korkuyla.
Tori benim sırtımı sıvazladı .
"Oh Frisk. Ben iyim . Merak etme." Dedi Tori beni sakinleştirmek için.

Ben ona baktım ve bir kez daha sarıldım.
En sonunda ayrılınca Chara ve Asriel de Toriye sarıldılar.
"Anne nerelerdeydin ? Seni günlerce aradık." Dedi Chara endişeli sesiyle.

Tori güldü .
"Oh Chara . Bende sizi çok özledim. . . Ama. . . " dedi ve onlardan ayrılıp kolunu tuttu.
"Biraz sorunlar yaşamadım değil." Dedi ve bileğinde bulunan sargıyı gösterdi.

Asriel korkuyla ona baktı.
"Bunu kim yaptı ??" Dedi korkuyla.
Tori bana çaktırmadan baktı.
"Bu sadece görünen yüzü .
Ayağımda ve sırtımdada kurşun yaraları var. Gerçi bu iyileştirmeyi başaramadığım kısım ." Dedi Tori .

Ben bir an öylece kaldım.
Gözlerim dolmuştu.
Ağladı ağlayacaktım.
Derin bir nefes aldım.
"Şey. Burda hava alabileceğim bir yer var mı ?" Dedim birden.
Sesim titriyordu.

Tori benim yanıma geldi.
"Gel bakalım." Dedi ve beraber ordan uzaklaştık.



Biz böyle sessizlik içinde yürürken ben dahada zor nefes alıyordum.
Ona olan şeylerin hepsi ama hepsi benim suçum.

En sonunda bir taht odasına geldik.
Burası çok ama çok güzeldi.
Ben konuşamadım.
Sadece yerde ki altın çiçeklere baktım.

"Frisk." Dedi Tori . Ben sesimi çıkaramadım. Sadece elimi yumruk yapıp öylece kaldım.
Tori bu sefer omzuma dokundu.
"Bunların hiç biri senin suçun değil. Olanlar benim dikkatsizliğim. Beni savunmasız anımda yakaladılar." Dedi Tori.

Ben ona döndüm.
Ona baktım. Ağlamamaya çalıştım.
Ama yapamadım.
Birden ağlamaya başladım.
"Özür dilerim . Hepsi benim suçum." Dedim ağlayarak.
Tori bana şevkatle baktı ve bana sıkı sıkı sarıldı.

"Şşşşş tamam tamam. Hiç birşey senin suçun değil. Tamam mı ?" Dedi Tori .
Sonrasında devam etti.
"Hem eğer seni bulmasaydım kim bilir ne olurdu. " dedi yine .

Ben kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve bu sırada o yine konuştu.
"Hadi bunu unutalım. Burda olduğun için mutluyum." Dedi ve beni bırakıp gülümsedi.
Sonrasında da ordan ayrıldı.

O gidince ben kendimi sakinleştirdim.
Ağlamıyordum. İçim de biraz rahattı. Ama yinede suçlu hissediyordum. Hemde baya suçlu hissediyordum.

Arkamı döndüğümde Chara, Asriel ve G yi bana bakarken buldum.
Derin bir nefes aldım . Bana bakışları biraz hüzünlüydü.
Ama yinede kollarımı açtım .
Onlar bana gülümsedi ve üçüde bana sıkı sıkı sarıldılar.

Bende onlara sıkı sıkı sarıldım ve bu şekilde bir süre kaldık.

Ayrılınca gülümsedim.
"Heh. Teşekkür ederim." Dedim yavaşça.
Onlarda bana gülümsedi.
"Her zaman Frisk. Biz her zaman yanındayız." Dedi Chara gülümseyerek.

Sonrasında biraz bu şekilde durduk ve geri içeri geçtik. . .

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Where stories live. Discover now