{15}

70 8 9
                                    

Dört gün sonra

Aradan yaklaşık olarak dört gün geçmişti .
Ve ben katlanmak konusundaki sabrımı ciddi şekilde kaybetmek üzereyim .

Neden mi ?
G .

Bana çöp gibi davranıyor. Ailem zengin diye benimle dalga geçiyor. Bazen çok acımasız oluyor.
Katlanamıyorum.

Ayrıca dört gündür beni evden dışarı da çıkartmıyor.
Hem benden nefret ediyor hemde çıkmamam için dokuz takla atıyor.

Anlamıyorum.
Tamam buna alıştım.
Ama cidden . Bu gün ayrı bir seviyeye çıktı.

Sabah kahvaltı hazırlıyorduk.
Ben yumurtalı peynirli bir omlet hazırlıyordum.
Ama baharat almak için döndüğümde G ye çarptım ve sıcak sudan G'nin beni ittirmesiyle son anda kurtuldum.

G derin bir nefes aldı.
"Uyanamadın heralde prenses. Dikkat et seni öyle hastane hizmeti sunamam." Dedi sinirle.
Yine. Yine beni ailemin zenginliğinden vurdu.

Ben birşey demedim.
İşime devam ettim .

Sonra toplarkende aynı dert .
Yere yanlışlıkla yağ döktüm.
G direk daldı.
"Oh . Hadi bakalım kendin temizle dur. Ben karışmıyorum. Elin deymiş olur hem." Dedi ve mutfaktan çıktı.
Ben aldım cevabı.
Sanki hayatımda hiç temizlik yapmadım.

Ama akşam olan oldu.
Oturma odasında televizyon izliyorduk.
G bir koltukta yayılmıştı . Bende karşısındaki koltukta bacaklarım kendime çekik şekilde oturuyordum.

Televizyonda bir komedi dizisi vardı.
Adam kadına tokat atmaya çalışırken kadın ona birtane geçirdi .
İstemeden kıkırdadım.

Ama birden aklıma o bileğimi yakaladığı an geldi .
Birde son birkaç gündür bende bileğime ağır bir kaç darbe indirdim.

Bileğime dokundum.
Kendime engel olamadım . İstemeden inledim.
G bana baktı.
"Hey . Sen iyi misin çocuk ?" Dedi merakla.
Ben derin bir nefes alırken başımı salladım.

G güldü .
"Ordan bakılınca hiç öyle görülmüyor. Sana hiç yalan söylemeyi öğretmediler mi? Yani bilirsin.  Oturup kalkma . Öyle gülme şöyle gül . Yani bilirsin işte . Benden daha hakimsindir. " dedi Gülerek. Ben daha fazla dayanamıyorum.

Birden sabahında etkisiyle yere ayağımı sertçe vurarak kalktım. G direk bana baktı.
Ama bu sefer gözlerinde umursamazlık yoktu. Anlamazlık vardı .
Birden konuştum.

"Ordan bakılınca zengin , herşeye şikayet eden şımarık bir kız mi duruyor  acaba ? Eğer öyleyse söyleyeyim de sus.
AİLEMDEN NEFRET EDİYORUM !!!!!" Dedim birden.
Kesik kesik nefes alarak devam ettim.
"Ailemden nefret ediyorum . Beni hiç anlamadılar sadece zengin birini bul git diyorlardı. Sanki benim para umrumdaymış gibi . Onsuzda yaşanır. Çalışırsan yaşarsın . Ama yok .
O benim kızım herşey olsun.  O benim kızım istediğini yapar. Bu dışarı yüzü.  İçinede bak.
Kızım öyle değil böyle dur. Bak bilmem ne kişisinin ailesinin çocuğu piyano çalmaya başlamış sende gitar çalıcaksın kursun yarın. 
Derslerin neden düştü . Sen tatile gelmiyorsun. Ama umut vermiştiniz. " dedim nefes nefese kalmış bir şekilde.

En son dayanamadım ve çok riskli birşey yaptım .
Ona sakat elimle bir tokat attım .
G nin başı yanda kaldı.
Ben ise nefes nefese ve acıyla konuştum.

"Bir daha sakın. Bu konuyu açma. Beni aşağlayacaksan nefretimi harlayan şeylerden değilde beni üzecek şeylerden yol al." Dedim ve odayı terk edip mutfaktaki küçük oturma kısmına gittim ve orda oturdum .
Gözümden bir damla yaş döküldü.

En son kendimle ağlamamak için mücadele veriyordum .
Ama bu acı sinirden değil günlerdir kötüleşen bileğimden dolayıydı.
Artık ağrı değil. Saf acıydı bu . Birden göz yaşlarımı daha fazla tutamadım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Ağladıkça acı dahada belirgin oldu . Acıdan artık gülmeye başlamıştım. Ama hala ağlıyordum da.

Artık acıyla boğuşmaya başladım .











G'nin gözünden

Lânet olsun . Hay ben böyle aklımı var ya . . .
Sinirden ne yapmam gerektiğini bilemeden öylece otururken birden telefonum çaldı.

Onu elime aldım.
Asgore arıyordu.

"Alo ? " dedim .
Asgore konuştu.
"Sans? İyi misin sen ?" Dedi merakla.
Ben derin bir nefes aldım.

"Değilim. Hiç iyi değilim . Neyse ne oldu?" Dedim yavaşça.
Asgore boğazını temizledi .
"Şey evet. Takım elbiseni gönderiyorum demek için aramıştım." Dedi Asgore .
Ben başımı salladım.
"Tamam . Teşekkürler Asgore. " dedim .

Tam telefonu kapatacaktım ki Friskin acılı ağlayışını duysdum.
"Asgore. " dedim birden.
"Evet Sans. Ne oldu?" Dedi merakla.
Ben yutkundum.
"Şey. El bileğindeki bir burkulma için bir şey biliyor musun ?" Dedim yavaşça.

Asgore biraz düşündü.
"Altın çiçekler bu işe yardımcı olur. Bir çiçeğin taç yapraklarının tamamını kopar ve taç yapraklarını soğuk suya batır . Sonrasında yaprakları bileğin çevresine dizip sargı beziyle sar. Bu iş görür ." Dedi Asgore .

Ben gülümsedim.
"Teşekkürler Asgore. Takımın yanında bir bukette altın çiçek getirtir misin?" Dedim hemen.
Asgore güldü.
"Tabiki. Yarın saat belki on iki gibi  gelir ." Dedi ve telefon başka bir çağrıyla kapandı .

Bende derin bir nefes alıp telefonu yana bıraktım ve Friskin ağlayışını duya duya televizyon izlemeye devam ettim . . .   

Şu anda yanlız kalması önemli .
Zaten sonrasında uyuya kaldı ki sesler kesildi.
O zaman mutfağa girdim .

Frisk uyumuştu .
Bu sefer odamdan bir battaniye aldım ve üzerine örttüm.

Bende kendi yatağıma geçtim ve orda öylece yattım . . .

Umarım beni bir şekilde affeder .

   

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Où les histoires vivent. Découvrez maintenant