{32}

50 6 3
                                    

Friskin gözünden

Vay be .
Zaman bazen çok ama çok hızlı olabiliyor.

Canavarların kurtuluşundan bu yana üç yıl geçti .
Ve belkide şu anda seneye son lisemiz olması konusundan çok ;verilecek olan bir balodan bahsedilip duruyor.

Balo gizli bir kişi tarafından bütün zenginleri ve özel olarak canavarları çağırıyor. Tarih belli değil .
Bunları da aslında sınıftan değilde G den duymak da ayrı birşey oldu.

O bana bunları anlatırken ben ona döndüm.
"Peki güzel bir sorum var. Sen bunları nerden biliyorsun?" Dedim merakla.
G hafifçe güldü.
"Charanın sabah heyecanla kafamı şişirmesinden tabiki. " dedi Gülerek

Bende istemeden güldüm. Chara heyecanlı bir kız olabiliyor . Onun hoşuna giden birşey oldu mu onu tutmak imkansız gibi bişi .

Bu sırada yürüye yürüye okula varmıştık .
G ye bakmaya devam ettiğimi anlamamsa çok sürmedi . Frisk kendine gel. Anlamasın . 

Ama birden benim üçlü grubumun kapıda olduğunu duydum.
Nerden mi anladım. Asla değişmeyen o kız gülmesinden.
G bana eğildi.
"Çakma parfüm kokusu yine başlıyor." Dedi yüzünde hafif bir sırıtma gezinirken.

Bende dayanamadım ve biraz güldükten sonra Melanie ile karşılaştım.
"Günaydın Melanie. Ne o yoksa d c oynayıp beni kapıda karşılama görevi mi aldın ?" Dedim küçümser bir tavırla.

Melanie abartıyla gözlerini devirdi.
"Ha ha . Çok komik Frisk . Ben sadece kimle baloya gideceğini merak ediyordum. " dedi Melanie aynı küçümseyen tonla .

Tek kaşımı kaldırdım . Birşey var . Yine.
Derin bir nefes aldım.
"Aslında bu seni hiç ilgilendirmez Melanie . Şimdi sorun olmazsa derse gideceğim." Dedim ve G ye el sallayıp okuluma tamamen girdim.

Aradan pek çok ders geçti .
Bazılarında inanılmaz derecede uyumak istedim. Bazılarında ise kimseye soru cevaplama hakkı bile tanımadım.

Bazen komik şeyler yaşandı. Bu güne özel erkek kavgasıda . Kızların dövüşü hindi dövüştürmek gibi.
İkiside sesli ve ikiside seni koşturtur.

Biraz bu şekilde eğlendikten sonra artık en son kütüphanede John ve Aprile en iyi olduğum ders olan matematiğin son üç konusunu çözdürüyordum.
Aslında ödevlerini yaptırıyordum.

Onlara konuları anlatmaya başlamıştım.
Her şeyi dikkatle anlatıyordum. Ama ikisi sadece bana bakıyordu.
Ben de koca kütüphanede bomboş bir alanda olduğumuz için arkama yaslandım.

Derin bir nefes aldım.
"Dökülün bakalım." Dedim hemen.
Konuşan April oldu.
"Frisk. Her ne kadar Melanie nin dediklerinin dokuzu yalan biride şüpheli olsada bir kavalye buldun mu cidden ?" Dedi merakla.

İlk başta ne demek istediğini anlamadım. Ama sonra sabah olanlar geldi aklıma .
"Oh . Tamam şimdi anladım. Yok ya. Ben peşimi bıraksın diye öyle dedim . Yoksa bende öyle şeyler ne gezer lütfen ." Dedim gülerek.
Birden arkamda bir nefes verme duydum.

Ama çokta umursamadım.
İşimiz bitince ve kütüphane kapanmaya başlayınca bizde kalktık ve beraber dışarı çıktık.
Aprili kendi babası almaya geldi .
Biz de biraz konuşuruz diye benim eve gittik.






Eve gelince Annem tabiki Johnu sevgiyle selamladı.
Sanki belediye başkanı geldi . Bu ne sevgi.

Annemin sevgisinden geçtikten sonra odama çıktık.
Ben yatağıma otururken Johna sandalyesine oturdu.

"Annem yakında seni evlatlık alırsa ben şaşırmam. Bu sevgiyi nereden buluyor anlamıyorum. " dedim gülerek.
John da benimle güldü.

Ama onda birşeyler vardı. Rahatsız bir şeyler.
John elini boynuna götürünce ona baktım.
"Sıcak mı geldi burası ?" Dedim ve ondan bir cevap beklemeden gidip camı açtım.

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin