{33}

48 6 7
                                    

Ertesi gün Aprilin sabahtan beri beni zorla araması sonucu onun evine sabahın beşinde balkon yıkamaya gittim.

Beraber birimiz hortumu tutarken öbürümüzde fırçayla balkonu temizliyordu.
Yorulunca değişiyorduk.

Balkon temizlemenin sonlarına doğru nihayet lekeleri çıkarmıştık.
İşimiz bitince Aprille beraber sandalyelere oturduk ve ayaklarımıza su tutarken konuştum.

"Not. Birdaha asla kola ve naneli şeker deneyi yapma. " dedim gülerek.
Aprilde benimle beraber gülerken konuştu.
"Evet haklısın . Birdaha zaten yapmaya yemez ." Dedi Aprilde gülerek.
Ama benim gülmem kısa oldu.

Yüzüm düştü . Olanları unutmak çok zordu.
Aprilde bunu fark etti tabi .
"Birşey oldu. Ne oldu hemen söyle." Dedi merakla.
Ben ona baktım.

"Dün hayatımın şokunu yaşamış olabilirim. " dedim yavaşça.
April bana anlamayan gözlerle baktı.
Derin bir nefes aldım.
"Konu John . "Dedim hemen.
April bana baktı.
"Birde bana burda bebeklik arkadaşım bana aşık de ben tümden yok olayım.

Bakışlarım ona döndü .
Aprilin gözleri kocaman oldu.
"Şaka. Ciddi olamazsın. Bir dakika baştan anlat şu işi sen." Dedi hemen.
Ben derin bir nefes aldım ilk önce .

"Sen gittikten sonra Johnla benim evime gittik. Odamda biraz birşeyler yaptıktan sonra Johnu fark ettim canı sıkkın gibi olunca konuşmaya çalıştım ama cevap vermedi.
Benim sesimin ayarı bir tık yükselince de olan oldu . " biraz duraksadım. O anı hala unutmak biraz zordu.

"Ne oldu Frisk ?" Dedi April yine merakla . Ona döndüm.
"O . . . Önce beni yatağa itip üzerime çıktı . Sonrada kollarımı iki yana sabitledi ve beni öptü . Sonrada beni sevdiğini söyledi." Dedim hızlıca .
April bir elini ağzına koydu.
"John. Nasıl ya . O utangacın teki ." Dedi Aprilde .

Ben ona baktım.
"O zaman değil. Tam bir özgüven patlaması yaşıyordu. Zaten beni korkutan ve bütün gece evde duramamamı sağlayan da bu oldu." Dedim hemen.

April bana baktı.
"Evde duramaman mı? Dur bira--- evden kaçtın değil mi ?" Dedi merakla. Ben başımı salladım.

"Merak etme. Bir not bıraktım." Dedim hemen ardından.
"Ama yinede hani anlarsın ya evden kaçmaların çok olmaya başladı." Dedi hemen.

Ben sesimi çıkarmadım.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra April bana yine baktı.
"Peki sonra ne oldu ?" Dedi April.
"İşte çok karışık olan yer . " dedim ve devam ettim.
"Onu sevmediğimi ve başkasını sevdiğimi söyledim . " dedim hemen.

April bana baktı.
"Yoksa şu iskelet arkadaşın mı ?" Dedi merakla.
Ben başımı salladım ve kızardım.
April güldü.
"Vay be . İşte senden beklenen aşk potansiyeli . Eniştemide şimdiden sevdim." Dedi April .
Onun omzuna vurdum.

"Oh kapa çeneni ." Dedim gülerek. Aprilde benimle beraber gülerken telefonu çaldı.
"Evet. Okul zamanı . Artık gitsek iyi olur ." Dedi ve beraber ayağa kalkıp balkondan çıktık.

 




Kahvaltı yaptıktan sonra okula doğru yol almaya başladık.
Yoldayken G ye bir mesaj attım.
"Okuldan sonra benimle okul kütüphanesinde  buluş . Seninle konuşmam gerek." Diye  bir mesaj attım.

G anında cevap verdi.
"Orda olacağım " dedi ve yanına gülen yüz ekledi .
Ben istemeden gülümsedim.
"Oooo gülücükler falan. Kesin sanada gönlü var ." Dedi April .
Ben birşey demedim. İçimi çok hoş yapmıştı bu his.

Okula gelince kapıda John ile karşılaştık.
John bana baktı . Ardından da birşey demeden içeri girdi . Bizde aynı şeyi yaptık .

Aprille beraber ikili sıralara oturduk .
John olsa yanımıza gelir bizimle konuşurdu.
Ama konuşmadı. Sadece bizden uzak olmayan bir yere oturdu .

Bu sessizlik hemen fark edilmişti tabi . Sabahın eğlencesi bizden sorulurdu nede olsa.

"Hey Frisk. Ne oldu biraz suskunsunuz bu gün." Dedi Melanie. Bir sen eksikdin zaten.
"Burnunu saçma sapan işlere sokuyorsun Melanie . Kapa çeneni ." Dedim hemen canımın sıkkın olduğu belli olan bir sesle.

Melanie güldü .
Bu sefer Johna gitti .
"Hey John . Ne o yüzün asık. Yoksa sevgilin seni kabul etmedi mi?" Dedi birden .

O an John zaten hınçlıydı dahada hınçlandı.
Aniden ayağa kalktı ve elini masaya vurup konuştu.
"Sakın böyel geveş gevşek konuşma. Bu Friskle benim aramda olan ve sen özel hayatıma giremezsin . Yanı şimdi o lanet çeneni kapat ve ben o burnunu kırmadan önce onu bilmediğin ortamdan çek ." Dedi John. Sesinde ciddi bir tehdit vardı.

Melanie de böyle birşey beklemiyor olacak ki hemen sustu ve geri sırasına geçip orada oturdu.

Bende sessiz kaldım .



Bir çok ders daha geçti .
Öğle saatiydi ve herkez dışarı yemek yemeye çıkmıştı .
Bende kütüphaneye gittim .

Kütüphanede G ye ne diyeceğimi düşünmeye çalışıyordum.

"G . Sana söylemem gereken birşey var. Ben seviyorum seni . Yanı seni seviyorum. Offf bu çok zor olacak . Tamam . Sakin ol.

G . Sana söylemem gereken çok önemli birşey var." "Bu kadar önemli ne söyleyeceksin ?"

Birden geriye sıçradım ve arkama baktım.
G bana bakıp gülüyordu.
"G . Burda ne işin var ?" Dedim birden.
"Bilirsin . Bana mesaj attın . Ama ben çok merak ettim ve şimdi geldim." Dedi G .

Ben ona baktım.
Ya şimdi ya asla anlaşılan.
"G. Sana birşey söylemem lazım. " dedim hemen.
"Evet. Az öncede söylemeye çalışıyordun. " dedi G gülerek.

"Ben .  .  ." Dedim. Ama birden Johnu görünce öylece kaldım.
O burda ne yapıyor ?

John un gözleri birden beni bulunca iyice panikledim.
"Frisk? Frisk sen iyi misin ?" Dedi G .
O an Johnun birşeyleri anlaması lazımdı .

G ye yaklaştım ve belkide yapmayı istediğim en son şeyi yaptım.
Dudaklarım onun dudaklarıyla buluştu.
Onu uzunca öptüm.
Bir süre G tepki veremedi. Ama sonrasında bir eli belime gitti ve beni kendine dahada yakınlaştırdı.

İkimiz ayrılınca karşıya baktım.
John gitmişti.
O an G ye yine baktım.
"B-ben özür dilerim. Seni hiç çağırmamalıydım. Özür dilerim." Dedim ve koşarak ordan uzaklaştım .

Arkamdan birkaç kez seslendi G. Ama arkama dahi bakmadım. Koşarak ordan  sadece uzaklaştım.








Sınıfa gelince nefes nefese kalmıştım.
Birden telefonum çaldı. April arıyordu.
"April ?" Dedim .
"Frisk. Az önce Johnu ağlarken gördüm. Ne yaptın ?" Dedi April merakla.

Ben cevap bile veremeyecek kadar sarsıılmıştım.
"Frisk ? Alo Frisk ?" Dedi April korkuyla.
Ben yutkundum. April hala konuşuyordu .
"Frisk beni duyuyor musun ? " "G yi öptüm."

İkimizde de bir sessizlik oldu .
"Nerdesin ?" Dedi April birden.
"Sınıftayım." Dedim sadece.

O an telefon kapandı. Bir süre sonrada içeri ışık hızında bir April geldi.
Direk yanıma geldi ve nefes nefese konuştu.
"Hemen dökülüyorsun. " dedi net bir tonla.
"Kütüphaneye geldi. Ona sevdiğimi söyleyecektim. Ama sonrasında John beni gördü ve panikleyip dudaklarına yapıştım." Dedim.

"Dudakları?" Dedi April . Ona sadece inanmaz gözlerle baktım.
"Cidden buna mı takıldın ya ." Dedim sinirle.

April ellerini kaldırdı.
"Tamam kızma. Ama cidden . Bu çok ağır olmuş be Frisk. " dedi .
Ben derin bir nefes aldım.
"Ben ne yapıcağım ya ." Dedim birden.

"Bilmiyorum. Ama bunu halletsen iyi olur." Dedi April. Ciddi mısın ya ?

Birden telefonum titremeye başladı. Telefona bakınca arayana baktım.
"April. G arıyor. " dedim hemen.
Aprilin gözleri büyüdü .
"E sen öptün sen açıcaksın. " dedi .

Ben telefona baktım. Derin bir nefes aldım ve açtım.
"G?" Dedim yavaşça.
"Frisk. Akşam saat sekizde benimle Ebott parkında buluş. " dedi .
"Tamam ." Dedim ve telefon hemen kapandı.

Ben Aprile baktım.
"Bu da neydi şimdi?" Dedim
April omuz silkti.
"Bilmiyorum Frisk. Cidden bilmiyorum." Dedi ve ikimizde sessizliğe kapıldık.

Akşam sekizi beklemekten başka çarem yok  anlaşılan.   

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Where stories live. Discover now