{46}

50 6 1
                                    

Charanın gözünden

Frisk gideli baya oldu.
Onun için endişelenmiştim. Ayrıca hamile olması ve yaralı olmasınıda sayarsak baya sorun .

Derin bir nefes aldım ve ayağa kalkıp banyoya doğru yürüdüm.
Banyo kapısına gelince kapıyı tıklattım.
"Frisk? " dedim . Ses çıkmadı . Bir kez daha kapıyı tıklattım.

"Frisk orda mısın ? İyi misin?" Dedim sesimdeki endişeli ton daha belirgin olarak .
Hâlâ ses yok.
Korkuyla yutkundum ve elim kapı kulbuna doğru yavaşça ilerledi .

Kapının kulbunu tuttum ve yavaşça aşağı indirdim .
Kapıyı yavaşça açtım ve içeri adımımı attım.
İçeri bakınca kimseyi göremedim.
Ama bakışlarım aşağı doğru inince olanlar oldu.

Frisk yerde yatıyordu ve kolundan ciddi şekilde kan geliyordu.
"FRİSK!!!!!" Diye bağırdım ve onun yanına gittim.
Friski sırt üstü yatırdım ve ona baktım. Rengi neredeyse beyaza yakın bir şekilde solmuştu.
O an tüm gücümle bağırdım.
"G . ASRİEL . HEMEN BURAYA GELİN ." Dedim bağırarak .

İki çift ayak sesi koridorda yankılandı.
Sonrasında G içeri giren ilk kişi oldu.
"Neler oluyor?" Dedi hemen. Ben daha cevap vermeden kendisi ne olduğunu anlamıştı. Hemen Friskin yanına gitti ve ona baktı.

 
Ama birden başka ayak sesleri de duydum.

Artık ne kadar güçlü bir şekilde bağırdıysam birden bütün ailem içeri dolmuştu.
Hepsi şaşkınlıkla Friske baka kalmıştı.
"Neler oluyor burda ?!" Dedi Asriel hemen.

G ona baktı. Ardından da Friske baktı ve onu sırtından ve bacaklarından tutup kaldırdı .
"Hastaneye gidiyoruz. Hemen." Dedi G ve kapıdan koşarak çıktı.
Bizde onu takip ettik .









Hastanenin içine son hız girdik. Herkez korkuyla çığlık atarken bir kaç doktor da bir sedyeyle yanımıza geldi.
G Friski oraya bıraktı ve gidebileceği yere kadar gitti .

Ama en sonunda bir ameliyathane nin önüne gelince  durmak zorunda kaldı.
Artık tek yapmamız gereken şey beklemek .








İki saat sonra

Aradan iki saat geçmişti. Ve hala bir cevap yoktu.
Ben bir duvara yaslanmış bir şekilde dururken Asrielde G yi biraz kendine gelsin diye dışarı balkona çıkarmıştı.

Ben durduğum yerde sıkılmaya başladım .
Bende biraz yürümeye karar verdim .
Ortalıkta öylece yürürken birden tanıdık bir ses duydum.

"Ah. Özür dilerim . Biraz yakıyor."
April ?
Hemen sesin geldiği odaya girince kendimi bir acil odasında buldum.
Bir sandalyede April oturmuştu ve sargı bezleriyle omuzu sarılıyordu.

Ona şaşkınca baktım.
"April ?" Dedim .
April bana baktı.
"Chara. Burda ne işin var ?" Dedi merakla.
Ben ona baktım.
"Anlatırım. Ama önce sen söyle . Ne yapıyorsun burda ?" Dedim merakla.

April bana baktı ve yaralı omuzunu gösterdi.
"Frisk için gelen kurşunlardan birine atladım." Dedi yavaşça .
Ben onun yanına gittim.
"Vay be. Düşündüğümden çılgın ve cesur çıktın." Dedim birden.

April başını yavaşça aşağı çevirdi.
"Eh yaptım bir çılgınlık. Ama arkadaşım için değer . Şimdi sıra sende . Neler oluyor ?" Dedi merakla.
Ben düşüncelerimi toparlamak için biraz zaman istedim. Sonrasında derin bir nefes aldım ve konuştum.

"Frisk. Kolundan yaralandı. Kurşunu çıkardık ama kanama durmadı. Banyoda onu baygın halde buldum. Ama sorun bu değil. O her şekilde kurtulur ama o . . . O" dedim ama diyemedim. Söyleyemedim.

Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||Where stories live. Discover now