♚52.bölüm♚

956 126 165
                                    

Ölüm çoğu zaman, gelin ve damadın gitmesiyle boşalan rengarenk düğün salonlarında hissedilen hüzün gibiydi, saydam bir kalabalığın içindeki yalnızlık hissiyle kuşanmış gibi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ölüm çoğu zaman, gelin ve damadın gitmesiyle boşalan rengarenk düğün salonlarında hissedilen hüzün gibiydi, saydam bir kalabalığın içindeki yalnızlık hissiyle kuşanmış gibi. Adımlarını yanı başındaki aykırı dedektifinin hızına uydurmaya çalışırken şiirsel düşüncelerin odağındaydı zira duygusallığı had safhadaydı.

Douglas Hawley'in ifadesi ve ellerindeki deliller her şeyin gidiş hatını değiştirmişti. Katile çok yaklaştıklarını hissediyordu. Hatta bu serin bahar akşamında şu an belki de aynı gökyüzüne bakıyorlardı.

Larissa Nolan ve David Ramsey cinayetleriyle herhangi bir bağının olmadığı açığa çıkıp suçsuzluğu kesinleşince Çavuş Wiseman kendisine yönelttiği keskin uçlu mızraklarını nihayet geri çekerek üstü kapalı özür dilemiş, bundan sonra plan dahilinde birlikte hareket edeceklerini söylemişti. Uzattığı zeytin dalının gölgesinde Charlie McKinley için bir arama emri çıkarılmış, Alec Decker ise yaptıklarından ötürü göz altına alınmıştı. Kendisine saldırma anı aklına geldiğinde teni karıncalandı.

Tanrım, son birkaç aydır öyle şeyler yaşamıştı ki -dövüş sanatının inceliklerini hatta silah kullanmayı bile öğrenmişti- İç çekti, birkaç yüz yıl yaşlanmış hissediyordu.

Her şeye rağmen Calvin ve Darrow'un sorgu sonrasındaki destekleyici sıcak davranışları için minnettardı. Ona bir kez olsun düşman gözüyle bakmamışlar çirkin imalarda bulunmamışlardı. Sacramento'da yaşadıkları macera göz önüne alındığında Darrow'un canı pahasına onu korumak isteyişi geldi gözlerinin önüne...Sulanan gözlerini kırptı. Tanrı aşkına, hep yanında olan bu özel insanlara ciddi bir teşekkür borçluydu. Ve tabi ki bu listenin başında Doktor Giselle Hector da yer alıyordu. En yakın zamanda yaşlı kadını ziyarete gidecek o derin şefkatiyle ısınacaktı.

"Üşüdün mü?"

Sessizlik dolu yolculuk uzun süredir uğramadığı kulübesin önünde nihayet son bulmuştu. Başını usulca iki yana salladı. Buraya ilk geldiğinde her şey öylesine farklıydı ki, alt dudağını dişledi. Evin dış cephesi farklıydı sanki daha solgun görünüyordu. Burada bir başkasının yaşaması düşüncesi tamamen yanlış hissettiriyordu.

"Buraya ilk geldiğimde Tanrının cezası berbat bir yere geldiğimi düşünmüştüm."

Brendan uzanıp minik elini tuttu. "Buraya geldiğin ve hala burada olduğun için mutluyum." Bahar söyleyecek düzgün bir kelime ararken genç adam alnına ufak bir öpücükle dokundu. O tanıdık is kokusuyla birleşmiş parfüm kokusu, Bahar'ın sonsuza dek o kollarda yaşamak istemesine neden olan o koku genç kadını çarptı.

Onu yalnız bırakmaya, o çok sevdiği mesleğine dönüp hayatına kaldığı yerden devam etmesine izin vermeye boyun eğmişti. Tıpkı, Bay Wilder'ın kendisi için tonlarca fedakarlıkta bulunması gibi. Ama şu an burada, onun onardığı sağlık personelleri için ayrılmış o küçük kulübenin önünde el ele öylece dururken artık geri dönmek için çok geç olduğunu biliyordu. Olmaktan korktuğu yerdeydi.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Where stories live. Discover now