♚16.bölüm♚

2.6K 264 47
                                    

Eski bir inanışa göre; 'Her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eski bir inanışa göre; 'Her iç çekişte kalp bir damla kan kaybedermiş.'*

İçine çektiği nefesin sonu olduğunu bile bile kanayan ruhuna prangalar geçirdi.Şakağından aşağı bir ter damlası usulca süzülüyordu.Kış göğünü perde perde yırtan ayazın altında soğuk soğuk terlemek bu olsa gerekti.Güçlü olmak için elinden geleni yapıyordu.Pes ettiğini hissettirecek hamlelerden kaçınıyordu.

Arkasındaki nefes iyice sokularak kibritin yanan ucunu ensesinin üstünde şehvetle gezdirdi.Genç kız bütün omurlarının teker teker alev alıp yandığını sandı.

"Seni kibirli küçük sürtük," diye tısladı Nelson, hararetle gülerek. "Beni hiçe sayarak buradan kaçıp gidebileceğini sanıyorsan bu senin suçun."

"Dokunma ona!"

Darrow'un vahşi sesi içindeki çıkmazda yankılandı.Yaşlı adamın fedaileri bir baş işaretiyle genç adamı yaka paça içeri sürüklemeye başladılar. Karı tekmeleyen ayakların feri cılız gaz lambasının fitili gibi çekilmişti.

Bahar başını çevirdi, alt dudağını dişledi. Elinden başka bir şey gelmiyordu. Johansen'ın o kirli düşüncelerinden sakınmak için yapabileceği pek bir şey yoktu. Darrow'un yaralarına yaralar eklenirken işkenceye maruz kalan o genç bedenin acısını yüreğinin ta içinde duydu; ancak ona karşı hassas olduğunu Nelson'a hissettirirse şüphesiz ki acımasız adam tüm hırsını Darrow'dan çıkarmaya kalkardı.

Johansen, parmaklarına kenetli kibritin ucunu kızın ensesine dokundurmaksızın bir yaklaştırıp bir uzaklaştırarak yüzünü kendine bakmaya zorladı.

"Korkunun kokusu burnuma doluyor.Esaretin ilkel kokusu. Seninle konuşurken yüzüme bakmanı tercih ederim. Benimle iyi geçinmen gerektiğini kavramış olman lazımdı. Aksi halde seni de küçük parçalara ayırmaktan büyük zevk alacağımı bilmen gerekir KIZIM."

Tanrı aşkına, ona olan öfkesi o kadar derindi ki yaraladığı her an sadist bir zevk alıyordu.Kafasını hafifçe yana çevirip kendince ağrı eşiğini tarumar etmeye çalıştı.

"Se-senden korkmuyorum." nefesi soğuk göğün bedenine saplandı.

Delici bakışların sahibi kızgın uçlu mızraklarını fırlattı.

"Sana yarattığım fırsatları hiçe saydın." saçlarını bileğine dolayarak başını geriye doğru çekti. "Sana verdiğim değeri hiç anlamadın.Bana birini anımsatıyorsun...O Tanrı'nın cezası 'anneni'"

Bu, ruhunun kabul edemediği yegane hakikatti uzun ve derin bir soluk aldı.Annesiyle olan ilişkisi aralarındaki mesafe nedeniyle çok da sıcak sayılmazdı. İlişkileri birbirlerini telefonda arayıp sormaktan ve arada sırada annesinin Los Angeles'a gelmesinden ibaretti hepsi bu. Annesinin bu ziyaretlerinin hepsini yurt dışında işi olduğu zamanlara getirdiğini uzun süre önce fark etmişti. Türkiye'ye gidip hiç değilse onu ziyaret etme fikrini birkaç kez dile getirdiyse de annesi buna pek sıcak bakmamış, kibar bir dille geri çevirmişti.Ondan utanıyor muydu sanırım,  Bahar yanıtını hiçbir zaman öğrenemeyecekti.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Where stories live. Discover now