♚55.bölüm♚

809 97 37
                                    

Kötüler, kötülüklerden kötülük seçerken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kötüler, kötülüklerden kötülük seçerken...diye başlar Michael Ende dünyaca ünlü Momo'sunun bir bölümüne. Kötüler her daim kötülük seçerler çünkü fıtratlarının gereğidir bu. Peki ya hikayenin sonunda her daim kazanan iyiler?

İyi olmak aptallık gibi gelir sana önce sırtını yasladığın dağın un ufak parçalandığını görürsün sonra. Büyük anlamlar yüklediğin bedenlerin küçücük ruhlara sahip olduğunu öğretir hayat sana.

'Neden?' sorusu dolanır diline. Sonra harfleri yutarsın, susarsın. Fıtratının gereğini yaparken çıra olur yanarsın.

Ruhunun aynası yeşil gözlerdeki yansımasına bakarken, dalgalı düşünceleri iki kadını ayıran okyanusun üstüne bu kadar mesafe yetmezmiş gibi bir de köprü inşa ediyordu.

"Kızım..."

Birbirine hasret iki beden tarifsiz bir özlemle kucaklaşırken yüreğindeki kelepçelerin hafiflediğini hissetti. Birkaç damla düştü çenesinden aşağı. Gurbet gönülden ırak olmaksa eğer küçük bir kız çocuğu olup annesinin gözlerinde saklanmak isterdi yine.

Dakikalar birbiri üstüne devrilirken güzel bir rüyadan uyanırcasına kol kola içeri girdiler. Gecenin kalanını adeta sürünerek geçirdi. Annesi kalbini kör bir halatla bağlamıştı sanki; özlem, acı, öfke, sevgi, kafa karışıklığı hepsini hissediyordu. Güzel başlayan bir günün kalp ağrısına dönüşmesinden nefret ediyordu.

"Sen Tanrım...nasıl geldin?"

"Şu yakışıklı polis beni arayıp tatlı diliyle ikna etmeseydi, şimdi kilometrelerce uzakta bir toplantının ortasında olacaktım. Bu nazik davete icabet etmemek kabalık olurdu kuşkusuz."

Annesinin akıcı İngilizcesi aksanlı bir ninni gibi geliyordu kulağına. Çenesi Gamzeli ona dünyanın en güzel doğum günü hediyesini vermişti : Annesini.

Aslında itiraf etmesi gerekirse onun bir başkasının aramasına gerek kalmadan kendiliğinden gelmesini her şeyden çok isterdi. Annesinin uzattığı narin ellerine tutundu.

"Nelson Johansen..." yutkundu neye nasıl başlayacağını bir türlü bilemiyordu. Bir başkasının yenilgisinde gölgelenmek ruhunu katmanlarına ayırıyordu. Canı ölesiye yanıyordu.

"Babam...Seri katil sıfatıyla yakalandı."

Gözünden düşen bir damla yere damladı, neyi ne kadar anlatması gerektiğini kestiremiyordu. Sacramento'da olanlar; Darrow ile başardıkları, gözlerinin önünde acımadan öldürülen kadının anısı zihninde dalgalandı.

"Canım çok ağır şeyler yaşamışsın hayatındaki genç adam bana her şeyi anlattı. Ben bilmiyordum...Doğrusunu istersen Sacramento'ya gitmeni asla istememiştim. Nelson'un bu kadar ileri gidebileceğini tahmin bile edemezdim. Sana zarar verme ihtimalini düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum. Sen iyisin değil mi? O alçak canını yakmadı değil mi?"

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin