Dudakları dudaklarına değdiği an hayat boyunca beklediği anın bu olduğuna karar verdi.Vücudu alev alev yanıyordu ve içindeki alevin kıvılcım misali adamı da kavurduğunu görebiliyordu.Kollarını boynuna dolayarak inledi.Ona dokunmak dışarıdaki soğuk h...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kış güneşinin parlak ışığı çiğle kaplı çimenlerin üzerine düşerken, etraftaki her şeyi daha puslu ve gerçek dışı gösteriyordu.Her şey kartpostaldan fırlamış gibi görünüyordu.
Siyah Range Rover Santa Clara malikanesi istikametine doğru ilerliyordu.Yaklaşık kırk dakikadır yoldaydılar ve şehir merkezine çok az kalmıştı.Önüne düşen bir tutam saç güneş ışığını gölgelerken sessizlikle örülü dakikaları bıçak gibi kesip attı.
"Cidden katile dair hala en ufak bir ipucu elde edemedin değil mi?" diye sordu.Öfkesi duygularında eriyordu.
"Tanrım, hak ettiği cezayı almasını öyle çok istiyorum ki..."
Genç adam bakışlarını yoldan ayırmadı.
"Kuralları es geçen bir polis gücün varsa inan bana zanlı ya da zanlıları yasa dışı yollardan cezalandırmak çocuk oyuncağı." Tabi önce katili bulmak gerekiyor diye tamamladı iç sesi.
"Seni tanıdığımda itiraf etmeliyim ki dedektif, oyunu her zaman kurallarına göre oynarsın sanıyordum." Özellikle de Noel partisinde bileklerine geçirilen kelepçeleri düşündüğünde...
Brendan, saçmalamamak için dudaklarını sımsıkı kapadı ama sonra tereddütle tekrar açtı.
"Katilin cinayetin işlendiği bölge civarında saklandığı konusunda şüphelerim var."
Oturuş pozisyonunu düzenledi, sesi umduğundan daha heyecanlı çıkmıştı.
"İyi ama neden bu riski göze alsın ki? Orada öylece bekleme süresi teşhis edilmesine neden olabilir.Katil, hiç kuşkusuz Larissa'nın o gece orada olacağını bilen biri."
"Kadın öncesinde Jack'in Mekanına uğramış."
Ah, midesi bir an için ağzına gelir gibi oldu.Lanet olsun ki bunu biliyordu.Başını sallarken eski hastasını kederle hatırladığını fark etti.
"O halde beyaz duvaklı Escobar canisi neden kadını bara girmeden evvel yakalamadı?"
Ela bakışlar, ölümcül bir hızla mızrak gibi yeşillerine saplandı.
"Beyaz duvaklı Escobar canisi mi? Tanrı aşkına mevsim, bir de herifçioğluna isim mi verdin?"
Omuz silkti.Yol bakım çalışmaları nedeniyle tek şeride inen ve bu sebeple tıkanan trafiğe karışmadan evvel birkaç mağazanın, devasa bir alışveriş merkezinin ve ünlü hamburger zincirinin önünden geçerken sessizliğini korudu.
"Dinle, lanet olası takma isimlerden nefret ederim.Sanki buna ihtiyacı varmış gibi, sanki efsaneleşmesi gereken biriymiş gibi."
