♚24.bölüm♚

2.4K 228 20
                                    

YER 6 Oteli sık sık uyuşturucu satıcılarının geldiği, böceklerin kaynadığı ya da her şey dahil internet tatil organizasyonlarının enayi avladığı bir batak haneydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YER 6 Oteli sık sık uyuşturucu satıcılarının geldiği, böceklerin kaynadığı ya da her şey dahil internet tatil organizasyonlarının enayi avladığı bir batak haneydi.

Gücü son demlerinde gezinirken gözlerini sert bir biçimde ovuşturdu, iki kirpiği parmak uçlarına yapışmıştı.Doğrulmayı denedi.Tiz bir ağrı.Konuşmayı denedi.Kupkuru bir boğaz.Tanrım, berbat bir haldeydi ve yattığı yatak geceler boyu dikenlerin üstünde uyuya kalmışcasına sırtını ağrıtmıştı. Omzunu esnetirken bakışları bunaltıcı atmosfere takıldı.

Alacalı bir ışık vardı. İlk başta belirsiz, tek bir bordo çizgi; sonra ışık belirginleşti.İntihar ipine dolanıp asılı kalmış toz zerreleri çizginin ortasında sallanıyordu.

Odanın bakımsız olması sürpriz değildi elbette; Bir zamanlar bordo olduğu belli olan kahverengiye dönmüş bir halı, minik buzdolabı, çift kişilik diye tuttukları odada son derece sert rahatsız edici tek kişilik bir yatak, lekeli yatak örtüsü, hemen yanı başında hortumla yıkansa bile parlamayacak tarzda kir bağlamış bir şifoniyer...

Tüm bunların yanı sıra birde 37 ekran antenli ufak televizyon vardı.Televizyon çalışıyordu; ancak ses görüntüden iki dakika sonra geliyordu.

Üzerindeki örtüyü kenara iterek doğruldu öyle bir geceyi sabaha bağlamışlardı ki...Otele girer girmez oda anahtarlarını alıp bir köşede sızmak için adeta can atmışlardı.Ekranın sol alt köşesindeki saate baktı. 12.40 Tanrı aşkına, bu kadar saattir uyuduğuna inanamıyordu.

Kapıya yakın taraftaki delikli , eski - büyük bir ihtimal üzerinde defalarca sigara söndürülmüş- siyah deri koltuğa baktı. Gece Brendan'ın yatakta onun yatması gerektiğini söyleyerek büyük bir centilmenlik örneği gösterdiğini hayal meyal hatırlıyordu.O da bu koltukta uyumaya çalışmış olmalıydı. Uzun bacakları düşünüldüğünde bu durumun onu zor duruma soktuğu belli oluyordu.

Odadaki tek kişilik yatağı gördüğünde havalanan tek kaşı adamı gülümsetmişti.Aralarındaki ilişkinin boyutunu henüz bilmiyordu bildiği tek şey onunla aynı yatağı paylaşamazdı.'O geceye' ait düşünceler zihnini işgal ederken şuan doğru zaman değil diye düşündü.

Resepsiyondaki otel sahibiyle ikinci kez yüz yüze geldiklerinde adam insanın pek muhatap olmak istemeyeceği sert çehresiyle tüm odaların dolu olduğunu ima edip boştaki son odayı da onlara verdiğini söyleyerek neidüğü belirsiz yeni müşterilerini başından savmıştı.

İri yeşil gözlerini kısarak koltuğa alıcı gözüyle baktı. Öyle ki biraz daha baksa bakışlarıyla deri koltukta bir delik daha açabilecekti. Uyku sersemliğinden sıyrılarak Brendan'a seslendi. Cevap yoktu. Tanrı aşkına, hangi cehennemdeydi?

Ortak tuvalet ve banyolar koridor boyu sıralanmıştı. Onlardan birinde olma ihtimali var mıydı? Gözleri ondan bağımsız hobi edindiği şekilde etrafı tararken biraz daha bekleyerek aklındaki kötü senaryoları uzaklaştırmaya çalıştı. Onu bırakıp gitmiş olamazdı değil mi?

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin