♚57.bölüm♚

504 89 86
                                    

İçimdeki putları devir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İçimdeki putları devir

elindeki baltayla

kırılan putların yerine

yenilerini koyan kim?

Güneş buzdan evimi yıktı

koca buzlar düştü

putların boyunları kırıldı

Güneşi evime sokan kim?

İbrahim, gönlümü put sanıp kıran kim?

Sokak lambasının titrek turuncu ışığı bulutların ardındaki dolunayın ışığını kanatıyordu. Karanlıkta bir adam gizleniyordu, belki de gönül putunu kırmak için yanıp tutuşuyordu. Düşünceleri kopuktu, donuktu acımasız bir katilin ayinine kurban ediliyordu.

Damarlarına buzdan bir his akarken usulca doğrularak arkasına döndü. Ayaklarının dibindeki fotoğraflar silik hatıralardan ibaretti. Hiçbir şey anlamlı değildi. Her şey anlamlıydı saniyeler parçalanıyor saliseler geçmişe küsüyordu. Habersizce çekilen tüm bu fotoğraflar neden yeni başlangıç yaptığı yerde gözlerinin önüne seriliyordu? Neden Doktor Giselle'nin odası zehirli sarmaşıklarla doluydu?

Gök gürledi, öfkesini kusmak isteyen bulutlar gözyaşlarını saldılar. Çocukluk hayaleti yanı başındaydı şimdi. Korkmamalıydı her ne olursa olsun korkunun kokusunu alan bu adama istediğini vermeyecekti. Telefonun ışığı bir kez daha yanıp söndü. İçinde dillendiremediği o huzursuzluk tarafından kuşatılıyordu.

Başını kaldırdığında en az kendisi kadar soğuk, koyu renge bulanmış kalın kirpikli bakışları gördü. Ya dışarıda kopan küçük kıyametten ya da azılı bir katille tek başına ufak bir odaya sıkışmış olmaktan dolayı düzgün bir şekilde nefes almakta zorlanıyordu.

Buzdan keskin kordan harlı bakışlar aynı anda hem sertleşmiş hem yumuşamıştı. Öldür onu, dedi kendisine. Çünkü o seni öldürüyor. Yutkundu,Tanrım... bu yüzü tanıyordu karşısındaki adam Portola Valley polis teşkilatının peşinde olduğu Charlie McKinley'den başkası değildi.

Hayal mi görüyordu? Newcastle balosunda dans ettiği mücevherat tasarımcısının yerel bir kasabanın sağlık evinde ne işi vardı? Siyah takım elbisesi buruşmuş çenesindeki kirli sakal son birkaç günü yoğunluğuyla bütünleşmişti. Siyahlar içinde tıpkı uğursuz bir karabasanı andırıyordu. Bir an için gözlerindeki gri bulutlar dalgalandı. Elindeki hançerle bulutlara buyuran bir hükümdar gibi öylece yüzüne bakıyordu. Suçlayıcı bakışlarının etkisini henüz yere basmamış ayak parmaklarında dahi hissetmişti.

"Buraya geleceğinizi biliyordum. Yanılmadığımın ispatısınız."

Kadının ışıltılı gözleri, göğsünden içeri girip kalbini saran deri bir pençe gibiydi. Onunla dans ettiği gece yakılan kıvılcım şimdi gittikçe harlanan bir ateşe dönüşüyordu. Aklında öyle çok görüntü beliriyordu ki; Bahar'ın su perisini andıran şık elbisesi, hırçın tepkileri, omuzuna uzattığı narin bileği... Ne var ki bu duru güzelliğin bedelini ödetmesi gerekecekti. Sağlık evi bu iş uygun değildi bu asi güzelle önceden planladığı yere gitmeleri gerekecekti.

PORTOLA VALLEY 2∣ Tamamlandı ♚Where stories live. Discover now