7: Mare de Cadavre

662 76 53
                                    

Bölüm 7:Cesetler Denizi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 7:
Cesetler Denizi

Bölüm 7:Cesetler Denizi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


21 Kasım, 1643

Şatonun en üst katı, Sakura'nın ilk defa çıktığı bir yer değildi ama ilk defa inceleyeceği bir yerdi. Geçen gün, küçük kontun bir isteği üzerine bu kata çıkınca diğer katlardan daha farklı bir yer olduğunu gördü. Daha az odaya sahipti ve Sakura merakına yenik düşerek her odaya bakmak istemişti, fakat kapıları kilitliydi. Kütüphane dışında.

Koridorun sonunda kocaman boydan boya bir pencere bulunmaktaydı. Sakura bu pencereden bakana kadar, şatonun arkasının denize karşı olduğunu bilmiyordu bile. Berrak mavi denizin üzerini kaplayan yoğun sis yüzünden manzara pek izlemelik değildi. Bu manzarayı bozan en büyük detay ise şatonun arka bahçesindeki -daha önce oraya hiç gitmemişti- mezarlıktı. Üst katın penceresinden baktığınız da direkt sisli deniz ve o denize sıfır mezarlıkla karşılaşıyordunuz. Ve bu görülmek istenecek bir manzara asla değildi.

Gündüz uyuması gerekirken garip bir şekilde uyku tutmamıştı kadını. Gece uykusuz kalacağını biliyor olsa da odasından çıkmış ve dün gece ilgisini çeken üst kata, kütüphaneye bakmaya gelmişti. Gündüz olmasına rağmen elinde bir mum vardı çünkü şatonun bazı yerleri, özellikle üst katlar, hiç ışık almıyordu. Bu durum oldukça kasvetli bir atmosfer yaratıyordu.

Kütüphanenin büyük tahta kapısını hafifçe ittirdiğinde, kapı küçük bir gıcırtı ve yerdeki tozu kaldırarak açıldı. Daha kapıyı açar açmaz buraya kimsenin girmediğini anlamıştı Sakura. Çok tozlu ve bakımsız bir yerdi çünkü. Oysa ki bu kocaman odada, tozlu raflarda ne kadar eski ve mücevher değerinde kitaplar yatıyordu! Daha hiçbirine bakmamış olsa da anlaması mümkündü. Fazlasıyla zengin bir kütüphaneydi.

İçeri girdiği zaman adımları, zemindeki tozu havaya kaldırdığı için eliyle kendisine hava yaptı. Ardından tam rafların ortasında durdu ve odayı incelemeye başladı. Sadece ufak bir penceresi bulunuyordu, mezarlığa bakan. Üstelik içeride bir tane mum bile yoktu, sadece sıra sıra dizilmiş raflar vardı.

Sakura en yakınındakine uzandı ve gözüne çarpan ilk kitabı eline aldı. Kitabı çekip çıkarmak için iki elini kullanması gerektiği için elindeki mumu bir köşeye bıraktı. Kitabı tutup çıkardığında ağırlığı karşısında hayrete düştü. Bu tozlu tahta kapağın üstündeki yazı silinmiş olduğundan okuyamıyordu bile. Üfleyerek tozları biraz temizlediğinde şimdi daha rahat görünüyordu ama bu sefer de yazının dilini bilmediği fark etti. Antik bir dilde yazılmış olmalıydı. Kalın sayfalarına biraz göz gezdirince bu tahmininden emin oldu. Bu kitap, antik dilde yazılmış bir el yazmasıydı.

Bloodthirsty | SasusakuWhere stories live. Discover now