36.BÖLÜM: "ZİFT"

240 91 0
                                    

36. BÖLÜM; "ZİFT"

"Gece oynamak için müsait, zemin kaybetmek için fazlasıyla zift..."

🎵When the Party's Over-Billie Eilish

***

YAZARIN ANLATIMINDAN
-SABAHIN KARANLIĞI-

Soğuk hava genç kızın uzun zamandır kaldığı odanın açık penceresini sertçe çarpmasına vesile olduğu zaman, iki iri gri göz hızla açıldı. Derin bir nefesin ardından boynundaki soğuk terleri elinin tersiyle sildi ve yavaşça yatakta doğruldu. Kulakları dışarıdaki sert rüzgarla çınladığı esnada gözleri hala ortamın loşluğuns alışmamıştı.

Yorgun bakışlarını yavaşça kaldırdı ve pencereden dışarıya baktı. Güneşe dair tek bir şey yoktu, sabahın ilk ışıklarını görmeye çalıştığından bu pek mümkün olmamıştı. Gözleri odasına alışınca yavaşça gözlerini ellerine çevirdi ve yalnızca birkaç saat önce kızın dizlerinden aldığı camları anımsadı. Ellerinden çekti korkuyla bakışlarını. O camların akabinde daha derin yaralar açtığını biliyordu.

Rüzgar hala uğultuyla devam ederken ayaklarının üzerinde durdu ve ufak adımlar attı. Üzerinde yalnızca siyah eşofmanı vardı. Evin ısısı ideal olduğu için geceleri sadece şortla yatardı. Ancak evde biri olduğu zaman çıplak bir gövdeyle yatmaktan korkardı. Sırtındaki derin izleri kimsenin görmesini istemiyordu çünkü. Gören gözlerin dışında.

Verda'nın görmesinden korkmuyordu, ona gösterebilecek cesareti vardı -en azından yıllar önce kalbine aşıladıkları kini kızın gerçek halini algılamaya başlayıp yenebildikten sonra- ve gösterebilmişti de. Gösterdiği andan itibaren kalbinde ve aklında ufacık bir soru işareti bile kalmamıştı. Ona koşulsuz güveniyordu ancak Verda'nın ona koşulsuz güvenmediğinin de farkındaydı. Genç kızın ondan gitmek istediğini hissetmişti.

Ve şimdi onu uyuduğu odada bulamayacağını biliyordu. Çünkü Denizer her zaman gerçeklere arkasını dönmüş ve dizlerini kırabildiği kadarıyla kırmış, derin bir koşuya tabi tutmuştu kendini. O koşunun sonunda ne olacağını bile bile, yine o gerçeğin önüne çıkacağını hesaba katarak, tüm bunları dimağının alması ve bedeninin reddetmesinin tek sebebi ise Efkan'ın ta kendisiydi. Verda, Efkan'a binlerce kez güvenmiş ve binlerce kez yanılmıştı.

Gerçek, gerçekten de kasabanın fahişesi gibiydi.

Efkan'ın eli genç kızın odasının kapısına gelince yavaşça kapı kolunu kavradı ve temkinli bir şekilde kolu indirdi. Oda bomboştu, pencere rüzgarın etkisiyle kapanıp açılıyor ve derin sessizliği yarıyordu. Genç adamın elleri iki yana düşerken ne yapacağını bilmeden öylece kapının önünde duruyordu. Derin bir nefesin ardından iki adım atıp içeri girdi. Gözlerini hiç bozulmamış yatağa çevirdi.

Yatağın üzerindeki herhangi bir defterden yırtılmış beyaz bir kağıt parçası duruyordu. Yavaşça komodinin üzerindeki ışığı açtı ve içerisi loş bir hale geldi. Uzun parmaklarıyla eğilip kağıt parçasını aldı. Gözleri üzerindeki özenli el yazısını görebiliyordu artık. Yavaşça yatağa oturdu. Gri çarşaflar oturuşuyla bitirilen bir yapbozun başa döndürülmesi gibi dağıldı. Dağılan tek şey gri çarşaflarda değildi üstelik.

Okuduğu kelimeleri acıyla yutkundu. Kağıdı hafif bir acıyla sıktı ve göğsüne yasladı. Derin bir nefes aldığında başını genç kızın yastığına koydu. Ayaklarını kendine çekip yatakta cenin pozisyonunu aldı. Hafifçe kafasını eğip yastıktaki manolya kokusunu içine çekti. Gözleri hafifçe dolarken yağmur bitmiş, yerini toprak kokusuna bırakmıştı.

LEYL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now