4.BÖLÜM: "YAZGI"

856 159 46
                                    

4.BÖLÜM: "YAZGI"

"Avuçlarımdaki yazgıyı bile yaktım ben sırf bir kere daha sevebilmek için seni."

***

Zamanın ruhunda kaybolan benliklerinizi bulabilmek için kendinizi harcamanıza gerek yoktu. Siz dursanız zaman sizi harcardı zaten. Velhasıl acılarımızı zamana bıraktık ancak zaman adi, ucuz ve etksiz ağrı kesiciler gibiydi.

Belli bir süre sonra etkisi geçiyor ve siz yine aynı şeye dönüşüyordunuz. Yine zamanın ruhunda kaybolan benliğinizi arıyordunuz. Acı olan benliğinizi kaybedişiniz değil. O benliğe bir daha ulaşamayacağınız olacaktı. Çünkü o benlik artık zamanın ruhuna aitti.

Aynadaki gözleri, gözlerimle tekrar buluştuğunda kaşlarım çatıldı. Her zamanki gibi kaşlarımı çattım. Beynimdeki düşüncelerim oluk oluk kanarken o iğrenç bir şekilde gülümseyince midemdeki safranın ağzıma geldiğini hissettim. "Efkan kesinlikle haklı, kaşlarını çatmamalısın."

Sözleri hayretle gözlerimin yüzünde gezinmesi ve ona kuşkuyla bakmamla son buldu. Efkan'ın bana sürekli bu cümleyi kurduğunu nereden biliyordu diye düşünmeden edemiyordum. "Kimsin sen?" sorumla birlikte tekrar hafifçe gülümsedi. Ona doğru döndüm. Benden uzundu. Efkan'ın aksine açık kahve saçları vardı. Koyu kahve gözleride cabası. Boyu benden bir karış uzundu. Karizmatik dahi sayılabilirdi hatta oldukça yakışıklıydı, bunu gülünce daha net anlayabiliyordunuz. Fakat sadece derin bir kusma isteği uyandırıyordu bende.

Bu istek sırtımdaki korse giymiş aşkın bir esprisiydi.

"Ben Fuat, Fuat Yaşaroğlu." deyip elini sıkmam için uzattı. Eline baktım ve kafamı olumsuz bir şekilde salladım. Onun elini sıkmak istemiyordum. Avucunda parmaklarımı hayal edince bile bir ürperti vücudumu çağırmıştı. Kafamın içinde sürekli bir o yana bir bu yana hareket eden düşüncelerimi ismine fokusladım..

F. Yaşaroğlu

Efkan'ın telefonundaki adam olduğu şimdi kesinleşmişti. Onun bu adamla, bu adamın da benimle işi neydi bilmiyordum ama burnuma pis kokular geliyordu. Tam ona kim olduğunu ve burada, kızlar tuvaletinde ne halt yediğini soracaktım ki içeriden yükselen seslerle kafamı o tarafa çevirdim.

Kavga ve bağırış sesleri tekrar kulaklarıma dolarken Fuat hareketlendi. "Neyse, tekrar görüşmek üzere, ki tekrar görüşeceğiz. Bundan eminim." Ürkütücü tavırları vücudumun adrenalin salgılamasına sebep olmuştu bir kere, şu an karşımda ne istediğini bilmediğim bir adam vardı ve oldukça gergin bir ortamın içerisindeydik. Gözlerini mesken tuttum. Bu kahvelerin acı bir yaşam ağacına dönüştüğünü kafamın ta en derinlerinde hissetim. Korkuyla yutkundum.

Elleri cebinde yüzünde manasız bir sırıtışla yürüdü ve kızlar tuvaletinden çıktı. Fuat'ın üzerimde bıraktığı etkiyi düşünemeden gelen seslere yoğunlaştım ve daha fazla dayanamayıp çantamı aldım, hızla tuvaletten çıktım. Ayağıma can çekiştiren topuklularım zemine sertçe çarparken hızlandım. Doğum gününün kutlandığı alana geldiğimde -ki burası kaliteli bir bardı- gözlerim şaşkınlıkla büyümüştü.

Gördüklerim bedenimde bir şok etkisi bırakırken Mertcan, Birkan ve Mahir Efkan'ı tutmakla uğraşıyordu. Efkan ise sarı saçlı kaşında piercing olan çocuğa saldırmaya çalışıyordu. Siyah gömleğini patlatmak üzere olan hareketleri onun ne kadar sinirli olduğunun bir göstergesiydi. Hızla nefes alıp veriyordu. Sarışın çocuğu bir yakalasa sanki öldürecekmiş gibi bir havası vardı. Sinirden boynundaki bütün damarlar kabarmışken ağzından çıkan kelimeler gözlerimi hayretle açmama sebep olmuştu.

LEYL (TAMAMLANDI)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن