15.BÖLÜM: "KELEBEK ETKİSİ"

542 128 10
                                    

15. BÖLÜM: "KELEBEK ETKİSİ"

"Hayat, bir kelebeğin kanatlarına sahipken ölmeye hazır olmaktır."

***

Kendi düşünceleriniz de yok olduğunuz anlar olurdu. Kendimi arıyordum. Yemin ederim ki düşüncelerimin arasında zifir kadar siyah olan ruhumu arıyordum. Bedenimde ki ağrıları yok sayarak yaşadığım bu hayatta ruhundaki acılara gebe kalan bir insana dönüşüvermiştim ve bu dönüşüm beni mahvediyordu. Kaybolmuştum. Bundan emindim.

Hayatımı ise korkarak yaşıyordum. Her şeyden, herkesten korkarak. Kendi korkularımda boğuluyordum ve insan korkularında yeniden yeşeren korkuları görmekten her zaman korkardı. Hayat ve yaşam arasında duruyordum. Kaçmalı mıyıdım? Yoksa devam mı etmeliydim? İşte bunu gerçekten bilemiyordum.

Başım dönerken sağ ayağım dengemi kaybetmiş bir şekilde büküldü. Gözlerim kendini bırakmışçasına kapanırken bedenimin yana doğru düşüşü ve havuzla bütünleşmesi bir oldu. Sadece birkaç saniye sonra o soğuk suyun bedenimle temas ettiğini hissedebilliyordum. Onu alt etmeye çalışacakken yine kendim alt olmuştum. İşte bundan nefret ediyordum.

Amacım ona bunu ödetmekti ama yine bir bedeller ödeyen bendim.

Havuzun dibine doğru yol alırken gözlerimi açtım, sanırım suyun içerisinde ağlayan ilk insan olacaktım. Tatlı bir havuz suyunda tuzlu damlacıklar tam beni anımsatıyordu galiba. Kendimi kaybetmişken saçlarım suda dans ediyordu ve bende onları izleyebilir bir durumdaydım.

Fakat birkaç saniye içinde Efkan'ın beni belimden tutup yukarı çekmesi bir oldu suyun yüzeyine çıktığımızda beni tutuyordu. Gözlerim acırken beni tutan ellerine baktım. Gözleri parlıyordu. O ellerin vücuduma her dokunuşu aklımı benden alırken onun beni belirsizlikler içerisinde bırakışı boğazımı düğümleyecek kadar acı çektiriyordu.

Efkan'ın gözlerine baktım ve göğsünden destek alarak bedenini hiddetle ittim. Suya vurdum ve soğuk su yüzüne sıçradı.

"Bir gün gideceğini bile bile bekleyebilirim ben seni ama bir gün geleceğini bile bile bekleyemem. Gideceğini bilmek geleceğini bilmekten daha az acı veriyor. Biliyorum ki bunu yapmakta sana acı veriyor. Beni sevmek zorunda değilsin. Deniyorsun ama yapamıyorsun."

Dudaklarımdan çıkan kelimelerle Efkan'ın gözlerindeki hoşnutluk azaldı. "Şimdi git buradan! Lanet olsun ki defol git buradan. Çünkü ben yemin ederim ki daha fazla dayanamıyorum." Gözlerime döndü grileri. Acı çekerken düşünüverdim birden. Acaba bu acı içimdeki hangi ölü kelebeğin ruhuydu?

"Aslında diğer kızlar gibi olabilirdim ve seni avuçlarımın içine almak saniylerimi alabilirdi. Tıpkı Sahra'nın herkesin içerisinde bacağını senin bacağının üzerine attığı gibi. Ben böyle bir insan olabilirdim. Sonra senin Sahra'ya kızıp bacağını çekmen ve sanki Sahra'nın senin kotunun üzerinde bir toz bulutu bıraktığını görmüş gibi ellerinle bacaklarını silkelemen. Hatırladığım tek şey gülmüş olman. Hoşuna gitmişti ama kendine yakıştıramamıştın. O günü hatırlıyorum da kalbimin sızısı gözlerimi yaşartmıştı."

Acı çeken simasını uzaklaştırdı benden. "Güzelim..." gözyaşlarım bedenimi terk ediyordu. Umarım bu son olurdu.

Bize güzelim dedi!

Bana ilk defa çirkinim değil de güzelim demişti. Bu oldukça garip bir duyguydu. "Ne yaparsam yapayım, şu siktiğimin dünyasında ne halt yersem yiyeyim asla seni üzecek bir şey yapmam. Şimdi acı çekiyorsan, daha büyük acılar çekmemen için." Kendini geriye çekip sudan çıktığında diyecek bir şeyim hatta hiçbir şeyim yoktu.

LEYL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin