23.BÖLÜM:"ZEMHERİ"

468 101 10
                                    


"Dudaklarında bir kıyamet olsa, sırf seni bir kez daha sevebilmek için o sûrayı sana verirdim."

🎵Bonaporte - Melody X

***

Uşmalı'm 18.03.2017

Bugün seni kendimde yitirdiğimi hissettim. Bana hiç ait değil gibi... Gülüşün, bakışın, duruşun, öyle yabancıydı ki kendimden nefret etmek istedim. Nefretim boğazıma takıldı. Boğuldum. Senden gitmek istedim ama gidemedim. Sahra'nın saçlarına dokunurken ben senden bir adım daha uzaklaştım.

Ona yaklaştın, dudakların şakaklarında takılı kaldı. Nefesin saçlarına çarptı, o şen bir kahkaha attı. Sen o bembeyaz dişlerinle gülümsedin. Sonra tam sağ şakağına dudaklarını kondurdun.

Dudaklarım titredi. Nefes alamadım. Kaburgalarım kalbime batarmışcasına nefes almaya çalıştım. O nefes bana haram oldu.

Senden vazgeçecektim,

Senden vazgeçiyordum,

Senden vazgeçemedim.

Bütün ruhumu sana teslim ettim ve ben yine senden vazgeçemedim. Senin dudakların, nefesin, ruhun, ona aitken senden vazgeçemedim. Hani bana sordun ya bugün, "Neden gözlerin doldu?" diye. Bu yüzdendi. Gözlerinde Sahra'nın yansıması olduğu içindi.

Bana "İyi misin?" dediğinde hafifçe mırıldanmıştım ya. "İyiyim." diye. İyi falan değildim. Sende anlamıştın, 'Hayır' dercesine bana baktın, 'Sana inanmıyorum.' dercesine gözlerini kıstın. Sonra tekrar çatlak bir sesle yanıt verdim. "Güven bana." dedim. gözlerim dolarken. Son kez fısıldadım.

"Mhe Verujta."

Gözlerime anlamıyormuşcasına baktın. Bir bilseydin anlamını, bir bilseydin içinde barındırdığı hayal kırıklıklarını, bir daha bakamazdın zaten yüzüme.

Bir kitapta okumuştum, yapma bir dil olan Nomatsi dilinden geliyordu. Sen anlamını bilmedin, anlamadın, dinlemedin. Ben de vazgeçemedim. Anlamı hep sol tarafımda kaldı.

'Mhe Verujta' Ruhum bir zamanlar sana aitmişcesine güven bana.

***

Ellerim titredi. Boğazım düğümlenirken kalp atışlarım zirveye çıkan bir dağcıyı anımsatıyordu. Kendimi öyle çaresiz öyle karmaşık hissettim ki bütün kanım çekildi. Dudaklarını alnımdan çekip alnını alnıma yasladığında boğulmak üzereydim. Kalbim deli gibi atıyor deli gibi sızlıyordu. Bu anı öyle çok hayal etmiştim ki sayısını ben bile hatırlamıyordum. Peki neden şimdi kendimi bu kadar kötü ve kandırılmış hissediyordum?

Acıların izin vermiyor salak. Onlar birer tohumken artık filizlenip köklü bir çınara dönüştüler.

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bir yanım bana acıdığını söyleyip ızdıraplar içinde kıvrandırıyordu, diğer yanım ise bunun gerçek olduğunu söyleyip beni yine ızdıraplar içinde bırakıyordu. Anlayacağınız değneğin iki ucu da pisti. Güvenmekten korkuyordum. Dudakları aralanırken hızla gözlerimi kapattım.

"Mhe verujta."

Dudaklarından çıkan bu iki kelime beynimin zonklayıp kalbimin adrenalinle dolmasına sebep oldu. Nereden bilebilirdi, nasıl bilebilirdi? Ne saçmalıyordu? Beynim kendini infilak etti. Dudaklarımdan çıkan tek kelime beni kurtaramayacak bir potansiyele sahipti.

"Nasıl?"

Efkan'ın güçlü kolları yanaklarımdan inmek için hareketlenmedi bile. Öylece durdu. Kendini bastırdı. Sonra yine mırıldandı.

LEYL (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now