BÖLÜM 2 "İhanet"

87 26 36
                                    

İhanet cesaret istiyordu oysa ben korkak olduğum için onu seçmiştim. Ve bir kabusu, en güzel rüyalarıma tercih ederdim."

Sırtımda bir el hatırlıyorum. Sertçe adım atmamı sağlayan güçlü bir bilek hareketi, beni sarı yuvarlağın içine itekliyor ve parmakları omuzlarımı tutuyor.

Kulağımda bir ses hatırlıyorum. Bana diyor ki; korumak için öldürmekten çekinme. Korumak için ölmekten de çekinme. Çünkü görev, ailedir. Aile ise beyin, kalp ve ruhun bütünü.

Aile her şeydir.

Silahımı hedefe doğrulturken bunu düşünüyorum. Ölebilirim. Öldürebilirim. Çünkü görev ailedir, aile her şeydir.

Ve zihnimde can çekişen o küçük kız çocuğu, hedefin önce beynini sonra kalbini sonra da göğüs kafesinin tam ortasındaki ruhunu hedef alıyor.

Çünkü aile; beyin, kalp ve ruhtur.

Asrın üzerimden çekildiğinde, bakışlarında hala aynı ifade olsa da artık bana değil ayak uçlarına bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Asrın üzerimden çekildiğinde, bakışlarında hala aynı ifade olsa da artık bana değil ayak uçlarına bakıyordu. Ne düşündüğünü merak ettim. Ona ulaşıp ulaşamadığımı merak ettim ama tekrar bana baktığında gözlerinden silinen tereddüt göğsümün ortasına bir korku tohumu ekti.

Belki de asla anlamayacaktı ve benden elimde kalan tek anıyı silip attıklarında onun toprak rengi bakışlarına gömülen umudum, sonsuza dek yok olacaktı.

"Uyumak için sadece 3 saatin var." dediğinde ben de gözlerimi çevirip bakışlarımı ondan uzaklaştırdım. Tekrar bir sigara yakmıştı ama bu sefer balkona çıkmak yerine yatağın karşısındaki koltuğa yerleşti ve gömleğinin birkaç düğmesini açarak koltukta yayıldı.

"Burada mı uyuyacaksın?" diye sorduğumda ben de yatağın başına gelmiştim. Sigarasını dudaklarından çekip ağzındaki dumanı bıraktığında bakışları ifadesizdi. Az önceki an hiç yaşanmamış gibi davranacaktı bunu anlamıştım.

"Uyumayacağım."

"Kaçamayacağımı biliyorum. Eğer kaçacağımı düşündüğün için uyumayacaksan.. " yatağa uzanırken konuştuğumda sakin ama net bir sesle sözümü kesti.

"İşimi şansa bırakmayı da sorgulanmayı da sevmem. Şimdi, uyu. Uzun bir yolculuk olacak."

"Ben de emir almayı sevmem." diye mırıldandığımda gözlerimin yorgunluktan batmaya başladığını fark ettim. Uyuyacaktım ama bunu onun emirleriyle yapmayacağimı bilmesi gerekiyordu.

"Az önce sadece birer asker olduğumuzu söylemiştin. Askerler emir almaz mı?"

"Asker olan sensin." diye düzelttiğimde alaycı ifadesine zafer kazanmış bir şekilde baktım. Bana topu kendi elleriyle vermişti. "Ben esirim. Ve bir askerle esir arasındaki fark nedir biliyor musun?" Kaşlarını kaldırdığında devam ettim. "Kelepçe esirin bileklerinde olsa da bazen tutsak olan askerdir. Çünkü asıl esaret zihninde."

Plastik Ruhlar MezarlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin