Bölüm 21 "Aykırılar"

60 6 13
                                    

"Cehennem bir eldi. Saçlarımı okşayan ve bana her şeyin çok güzel olacağını fısıldayan bir el. Ve zehirli bir gülümseme en büyük günahımı yuttu."

Bölüm Şarkısı : Miley Cyrus - Nothing Breaks Like a Heart

We live and die by pretty lies
You know it, oh, we both know it.
We got all night to fall in love
But just like that we fall apart
We're broken, we're broken

We got all night to fall in loveBut just like that we fall apartWe're broken, we're broken

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Zaman eline bir bıçak aldı. Bir yaranın başındaydı. Bir yaranın kullanmayı öğrettiği o bıçak önce aynı yarayı kanattı.

Çünkü bıçaklar yaralar açar yaralarsa bıçakları kullanmayı öğretirdi ve ağacı yine onun dallarından yapılan balta kesecekti.

Asrın Sancak.

Çocukluğumuzdan beri onu tanıyordum. Onu herkes tanırdı. Akademi'nin altın çocuğu, mükemmel, kuralcı ve biraz da sıkıcı biriydi.

Hiç hata yaptığını görmemiştim. Hiç yanlış yola gitmemiş, yanlış kararlar vermemiş, hiç yanlış birini sevmemişti.

Bu geceye kadar.

Beni, neresi olduğunu bilmediğim bir yere bırakırken kollarımı boynuna sardım. Gözlerim kapalıydı ama ruhum bu andan kopmak istemiyordu.

Korkuyordum. Beni bırakırsa yine o maviliğin içine hapsolurum diye korkuyordum. Mavi ameliyat odası... Bundan sonraki kabuslarımın konusunu kestirmek çok da zor değildi.

"Buradayım, güzelim." dedi.

Sesindeki şefkat, ruhumu küçük bir kız çocuğunun başını okşarcasına nazikçe okşadı. Gözlerimi açmadım. Kokusu burnumdan uzaklaştığında yan dönüp cenin pozisyonu aldım ve o da bıraktığım boşluğa otururken görmediğim birine doğru konuştu. "Bize yardım ettiğiniz için sağ olun ama onu burada tutmak ne kadar güvenli?"

"Gerginliğini anlıyorum Asrıncım ama biraz beklersen herkes toplandığında sana her şeyi anlatacağım. Bana güvenebilirsin."

Tanıdık bir sesti. Bir kadın sesi... Ama kim olduğunu çıkaramamıştım. Bir el saçlarımı okşadığında Asrın'ın odunsu amber kokusundan başka bir koku duydum. Bir kadın parfümü. Ağır ve çiçekli.

"Mahvolmuş olmalı."

"İyi olacak." dedi Asrın ve eli avucumu kavradı. Baş parmağını benimkinin üzerine koyduğunda okşadığı parmağımı kıvırıp ben de onun elini tuttum. "Eğer siz olmasaydınız ve onu bulamasaydım..."

"Bunları düşünme. Ben sana bir seçenek sundum sen de bir karar verdin. Açık konuşmak gerekirse senden bu kararı vermeni beklemezdim Asrın. Bunun sonuçlarını biliyorsun değil mi?"

Plastik Ruhlar MezarlığıWhere stories live. Discover now