BÖLÜM 14 "Seçim"

53 10 59
                                    

"Adımlarım bugünümden kaçarken ruhum geçmişimde asılı kalmıştı. Bu yüzden bir sonraki günü hep korkuyla beklerdim."

Bölüm Şarkısı : Redd- Aşık Oldum Dallarıma

Kendinden başka kimsenin yok muydu ki kalbi
Öyle zannederdi hiç sevilmediğinden belki
Bakmazdı avuçlarına ölüm korkusundan
Kısacık çizilmişti çünkü bütün çizgileri

Kendinden başka kimsenin yok muydu ki kalbiÖyle zannederdi hiç sevilmediğinden belkiBakmazdı avuçlarına ölüm korkusundanKısacık çizilmişti çünkü bütün çizgileri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Te-ra-pi zamanı." 

Laçin, neşeyle bağırıp ellerini heyecanla birbirine çarptığında Çağın bana doğru gözlerini devirdi ve buna ikimiz de aynı anda güldük.

Aramızdaki buzlar yavaş yavaş eriyor gibiydi. En azından birkaç gündür birbirimizin boğazına sarılmamıştık ve bu ikimiz için de önemli bir gelişmeydi.

Laçin'in heyecanının boyutu sadece Çağınla beni değil gruptaki herkesi güldürdü. Ala omuzlarını kaldırıp indirirken Asrın da bana doğru hafifçe gülümsemişti. 

Laçin Korhan'ın dilinde terapi zamanı demek alışveriş vakti demekti. 

Akademi'de kutlanan özel günlerden önce sadece bir tam gün boyu süresinde şehre inme hakkımız olurdu. Normal insanlar gibi alışveriş yapar, belki şehirde gezer hatta aktivitelere bile katılabilirdik.

Alışveriş kısmı çok bizimle ilgili değildi çünkü koruyucu kızlar pek fazla giyime önem vermezdi ki özel günler de bizim görevimizin kapsam alanında bulunuyordu ama şehirde "özgürce" gezebildiği yirmi dört saat herkesin hayalini kuracağı türden bir şeydi. 

Benim de.

Benim kaçışım ve Tuna'nın olayından sonra kurulun hala bu geleneğe nasıl izin verdiğini merak etsem de bizi şehre indirecek otobüsün çevresinde bizimle gelmeyi bekleyen askerleri görünce aldıkları önlemlerin fazlasıyla yeterli olduğunu anladım. Üstelik Devran'ı tanıyordum. Tüm öğrencilerin ayaklanma riskinin olduğu böyle kritik bir dönemde yıllardır süren bir geleneği bozup tepkileri üzerine çekmezdi.  

Haki rengi yağmurluğumun şapkasını kafama geçirirken Çağın ve Ala'nın arkasından alanın çıkışına doğru yürüyordum. Asrın biraz geride Laçin'in çaprazındaydı ve her ne kadar bugün serbest günümüz olsa da onunla ilgilenmeyi ihmal etmiyordu. Ala omzunun ucundan bana baktığında gülümseyerek adımlarını yavaşlattı ve bu beni rahatsız eden bir tavır olsa da yapmacık gülümsememi fark etmeden koluma girdi. 

"En son gittiğimizde eğlenceli bir yer vardı. Hatırlıyor musun Çağın? Adını unuttum ama böyle kocaman pembe şekerli bulutlardan yemiştik."

"Lunapark, güzelim." dediğinde Çağın da öteki tarafa, Ala'nın öbür yanına geçmiş ellerini ceplerine sıkıştırırken adımlarına odaklanmıştı. "Pamuk şeker mi istiyorsun?"

Plastik Ruhlar MezarlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin