12.Bölüm

141 14 99
                                    




~








Sabah 10'a gelirken uyandığımda dairede yalnız olduğumu anlamam birkaç dakika sürmüştü. Geceden kalan huzursuzluk hissi beni hâlâ mahvediyordu. Yapmam gereken şeyleri düşünüp şu an için Jaemin'i düşünmeyi geri plana almaya çalışmıştım ama elbette bunda başarılı olamıyordum.

En azından aramızda geçen tartışmayı düşünmemeye çalışarak güne devam etmeye başlamıştım. Yatağımı ve odayı biraz toparladıktan sonra mutfağa geçmiş ve kendime araştırmalık bir şeyler hazırlamayı düşünerek dolabı açmıştım. Dün aldığım çikolatayı hâlâ yemediğini gördüğümde, içimde olan birazcık açlık hissi de tamamen yok olmuştu.

Sert sayılabilecek bir hızda dolabın kapağını kapattığımda kendime sadece yeşil çay demlemiştim, bu iyi gelecekti. Kendimi duşa atıp orada yarım saatten fazla oyalandığımda artık vücudum buruşmaya başlayacakken abartmayıp çıkmıştım. Duş iyi gelmişti, keşke suyla beraber tüm olumsuz düşüncelerim de akıp gitseydi.

Okuldan sonra yurda uğramayı gerçekten istememiştim. Bunun için akşam nasıl olacaksam öyle hazırlanıp okula geçmiştim. Hem ne için hazırlanacaktım ki? Alt tarafı yakın arkadaşlarımla bir mekâna gidecektim. Genel olarak zaten keyfim yoktu, bir de ekstra hazırlanamazdım bunun için.

Üzerime giydiğim krem rengi ve kalın siyah çizgili gömlek uzun kolluydu ve altıma giydiğim pantolon açık renk dizleri yırtık bir kot pantolondu. Saçlarımı ise her zamanki gibi hafif dağınık bırakmıştım ve artık saçlarım uzun bile sayılırdı. Bence her şey gayet yerindeydi, ne fazla ne de eksik. Normal günlerimden biri olacaktı, ben iyiydim ve her şey daha iyi olacaktı. Evet.

Okulda bizimkilerin yanına uğramadan önce Haechan ın yanına uğramıştım. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı, genel olarak son zamanlarda sürekli kafamı dağıtmaya ihtiyaç duyuyordum. Kendimi cidden son zamanlarda tanıyamıyordum. Bu kimdi? Yeni bir Jeno muydu? Ama bendim, her şeyi yapan, yaşayan bendim.

Dün olan anlamsız ama motal bozucu tartışmanın ardından kendimi kafeteryaya attığımda, çalışıp kendimi oyalacağımı sanarak yine aptallık etmiştim. Evrenin bana şakası yoktu. Yine tüm gerginlikler peşimden geliyordu. İş yerinde adıma bırakılan hediye tamamen sinirlerimi bozmuştu. Ne anlama geliyordu bu? Ne saçmaydı? Düşünmek bile istemiyordum ve merak etmeyi bir kenara bırakmıştım.

Dans salonlarından birinde olduğunu tahmin ettiğim gibi, salonların bulunduğu katta adımlamıştım. Müzik sesinin geldiği kapılardan ikincisinde bulmuştum arkadaşımı. Onu dans ederken birkaç kez izleme şansım olmuştu ve mükemmel dans ediyordu. Haechan ın dans konusundaki yeteneği göz ardı edilemezdi. Her zaman kendini müzipe kaptırır ve bedenini uyumla hareket ettirirdi. İyi bir dansçı olmak hayaliydi, onu bu konuda başından beri destekliyordum.

Çalan müzikle onları izlediğimde bölmek istememiştim. Sanırım yanındaki dans partneri arkadaşıydı ve uyumları harikaydı, birkaç dakika şarkının sonuna kadar onları izleme fırsatı bulduğumda, sessizce kenarda beklemiştim. Geldiğimde de aynadan beni fark eden Haechan, dansları bittiğinde yanıma hızlı adımlarla tatlılıklar yaparak gelmiş ve sarılmıştı.

-"Aaa~ Jeno-ya~ hoş geldin~"

-"Dur- pis çocuk terlemişsin!"

Diyerek bahaneyle kendimi ondan mızmızlanarak kurtarmaya çalışmıştım. Benden ayrılıp havluya uzandığında kendini kurulamaya başlamıştı. Henüz tanışmadığım arkadaşı da ilkin suyunu içmiş ve sonrasında kendini kurulamıştı. Birkaç saniye göz gezdirdiğimde arkadaşının hatrı sayılır derecede çekici ve yakışıklı olduğunu fark etmiştim. Bunu fark ettiğim esnada da eğer Mark olsaydım çoktan bu ikiliyi kıskanacağımı içimden geçirmiştim.

For Nomin | İki Bisikletin Hikâyesi Where stories live. Discover now