18.Bölüm

169 13 101
                                    





~




Haechan günlerdir şaşkın ve yorgun bir ruh halindeydi. İşler uzamıştı ve pratik yaptıkları günler de uzamıştı. Her gün neredeyse kesintisiz pratik yapmaya başlamışlardı ve sıkı çalışıyorlardı. Kendi mutluluğunu yeni bulmuşken, bunu asla doya doya yaşayamıyordu. Çünkü bir yanı eksik hissediyordu.

Jaemin in yüzü eskisi gibi gülmüyordu. Onunla vakit geçirmeye çalışıyorlardı ve yurtta oldukları sürede sık sık beraber oluyorlardı. Ama asıl yaşadıkları düzen böyle değildi. Jeno yoktu. Bu mutsuzluk her birine yansıyordu. O olaydan sonra Renjun ise, artık neredeyse yurda uğramaz olmuştu. Yurtta olduğu zamanlarda da pek konuşmuyorlardı. Haechan da çoğunlukla Jaemin in dairesinde zaman geçiriyor ve Renjunka bir araya gelmiyorlardı. Haechan, Jeno nun geleceğini biliyordu çünkü ait olduğu yer burasıydı. Ne yaşamış olurlarsa olsunlar, onların arasındaki bağ kopamayacak kadar güçlüydü. Birçok kişi gibi Haechan da bundan emindi.

Mark nasıl mı? Onunda sevgilisinden farkı yoktu. Antrenmanlara gidip geliyor, günün çoğunluğunda spor yapıyor ve yeni ilişkilerine alışmaya çalışıyordu. Aslında onlar açısından değişen pek bir şey yoktu, sadece- sadece aşıklardı. Her gün uyanır uyanmaz ilk baktığı şey telefonu ya da ayna değil, Haechan ın yatağı oluyordu.

Hâlâ uyduğunu gördüğü zamanlar gülümsemesini tutamıyordu. Çünkü Haechan uyurken çok komik ve tatlı görünüyordu. Saçları tam bir kuş yuvasına dönüşüyor ve arada çıkardığı mırıltılı sesler, Mark ı harekete geçiriyordu. Üzerine atlayıp onu gıdıklamaya bayılıyordu. Mark ı ilk defa gören biri, aşık olduğunda böyle biri olduğunu asla tahmin edemezdi çünkü genellikle dış görünüşü sakin ve biraz soğuktu. Ama Haechan, onun sıcak yanıydı.

Oda tüm bu olanlardan nasibini alıyordu. Çünkü Jeno nun olmayışı hepsini üzüyordu. Eksiklerdi. Mutlulukları bu şekilde tamamlanamıyordu. Haftalar geçmişti ve Jaemin i gözlemlediği süre boyunca, Jeno olmadan yapamadığını görebiliyordu. Jaemin adına da yeterince üzgünlerdi çünkü en çok afallayan ve elinde olmadan yalnız bırakılan o olmuştu.

Jaemin, her gün kendini sorgulamaya devam etmişti. Her kaçırdığı detayı arkadaşlarından öğreniyor ve her anı yeniden zihninde canlandırıyordu. Kalbinin attığı tek kişi vardı, her zaman öyleydi ama Jaemin sanki bir rüyada gibiydi. Her yaşadığı olay, aşamalı olarak onu o rüyadan uyandırmaya yetmişti.

Jeno'yla yan yanayken kalbinin kuş gibi kanat çırpmasını, sanki en yakın arkadaşını dünyada en çok seven kendisiymiş gibi sanardı. Jeno dan başka kimsesi olmadığı için, onun sevgisiyle hayata tutunduğu için bu bağı aslından farklı sanardı. Aşık olmanın ne demek olduğunu bilmiyordu. Ama emin olduğu tek bir şey vardı, onsuz olmazdı.

Yan yana geldiklerinde Jaemin muhakkak kendini tutamaz ve ağlamaya başlardı, bunu öngörebiliyordu. Zayıf görünmek ya da bunun gibi başkalarının ne düşündüğü hiçbir zaman umurunda olmamıştı. Çünkü Jaemin kırgındı. Korkmuştu ve şaşkındı. En çok suçsuz olan oydu ama en çok acı çeken olmuştu.

Jaemin in, Jeno yu sevme ihtimali Jeno için neredeyse imkânsızdı. Çünkü kendini buna inandırmıştı. Zaten böyle düşüncelere kapıldığı ve korktuğu için, aradan o kadar zaman geçmişti. Asla mantıklı davranmıyordu. Tamamen içinde büyüttüğü korkularının esiri olmuştu. Ama Jaemin'e ne yaptığından haberi bile yoktu.

Mark birkaç defa iş yerine, arkadaşının yanına uğramıştı. Haechan da arkadaşıyla sıklıkla iletişim kurmaya çalışıyor, onu arıyor ve aklına geldikçe mesaj atıyordu. Ama birkaç gün önce Mark ve Haechan ikilisi, Jaemin e baş başa dolaşmaya çıkacakları konusunda yalan söyleyip, Jeno nun yanına gitmişlerdi.

For Nomin | İki Bisikletin Hikâyesi Where stories live. Discover now