20.Bölüm

175 9 142
                                    





~





Haftanın en güzel pazartesisine uyandığımda saat 9 u çeyrek geçiyordu ve uyanır uyanmaz sağ tarafıma döndüğümde Jaemin in yatağına bakmıştım. Ama yatak boştu ve bunu görür görmez yüzüm asıldığında, yataktan çıkmıştım. Daireye göz attığımda onun çoktan çıktığını anlamıştım. Elbette işlerinin olduğunu biliyordum ama yinede her gün uyandığımda onu görmek istiyordum, göremediğimde de sadece mutsuz hissediyordum.

Jaemin le aramızda olanlar asla tahmin edemeyeceğim şeylerdi ve her birini şu an yaşıyorduk. Beni öptüğü ilk an ruhum başka bir seviyeye ulaşmıştı ama sonrasında yaşananlar beni çok daha başka, bambaşka, hissettirmişti. Artık nasıl hissettiğimi tarif edecek kelimeleri bile bulamıyordum ve tek bildiğim bedenimin her hücresi, ruhumun her bir noktasının sadece ona doğru çekildiğiydi. Jaemin zaten hayatımın tam ortasındaydı ama son birkaç aydır hayatım tamamen o olmuştu.

Artık her şeyin farkındaydı ve bende bu durumu ilk fark ettiğim zamanlardaki gibi kendimi germeyi ve zor durumlara sokmayı bırakmıştım. Yani en azından bunu tamamen berbat duruma getirmiyordum. Elbette hâlâ kalbim inanılmaz atıyordu ve vücudumun her yeri kasılıyordu. Ama bununla başa çıkabilmek için, nefes egzersizleri bile yapmaya başlamıştım. En azından gergin bir Jeno dan kurtulmanın birçok yolu vardı değil mi?

Bisiklet gününden sonra ona aldığım çikolataları her gün yemişti ve gözlerindeki mutluluğu görmek her şeye değiyordu. Artık çikolata almayı bırakmıştım yani elbette yine arada alıyordum. O gece işten geldiğimde hiç beklemediğim bir anda ve şekilde dudaklarıma kapanışı beni bambaşka bir boyuta sürüklemişti. Kalbim bedenimden ayrılmış gibiydi, ama bu his... mükemmeldi. Jaemin i hissetmek, her şekilde güzeldi. Sadece yanımda oluşu bile beni mutlu ederken, bana dokunması, ona dokunabilmek dünyanın en iyi hissettiren şeyiydi.

Bugün okula gitmeyecektim çünkü artık derslerimiz tamamen bitti diyebilirdik. Bu hafta sadece son iki sınavım kalmıştı ve iş yerimde yeni mesai saatlerim ayarlanacaktı. Okul dolayısıyla haftanın 6 günü akşam mesaisinde gece yarısına kadar çalışıyordum. Ama artık okul tatil olmuştu ve yaza göre çalışma saatlerim olacaktı. Bazı günler tam gün, bazı günler sadece sabah ve öğleden sonra işte olacaktım. Bunun son kararını veren tabii ki Bay Kim oluyordu.

Jaemin ise son sınavına girdiği gün yeni işine başlayacaktı. Tam kesin değildi ama birkaç yerle görüşmüştü. Bu haftanın en önemli olayı ise Haechan ın doğum günüydü. Pazar günü için onun adına unutulmaz bir gün planlıyorduk. Her şeyin yolunda gitmesi ve hepimizin bu haftayı mutlu bitirmesi en büyük dileğimdi.

Jaemin le ikimiz ortak hediye almıştık ve Haechan ın buna bayılacağına emindim. Mark la mükemmel bir ilişkileri vardı ve onların mutluluğu bizi de etkiliyordu. Hatta kavgaları bile... Tanrım... saçma sapan şeylere bile tartışıp birbirlerini yediklerinde, ikiside sırayla daireye gelip olayı sil baştan 35 defa anlatıyorlar ve trip atıyorlardı. Günün sonunda da yiyiştiklerini biliyordum. Çünkü ertesi gün boyunlarındaki çürükler birbirlerini boğazlamadıklarına göre başka neyin izi olabilirdi?!... Cidden Mark ve Haechan ikilisine yetişebilmemiz mümkün değildi ama alışkın olduğumuz için sevgiliyken bile durumları farklı değildi.

Günler öncesinden Renjun yurttan tamamen ayrılmış ve ilişiğini kesmişti. Bildiğimize göre amcasının yanına taşınmıştı. Gidişi bile pek iyi olmamıştı çünkü hiçbirimizle vedalaşmamıştı. Sadece gitti gün bana attığı mesajda, "Biz ikimiz yakın zamanda tekrar görüşeceğiz Jeno, kendine iyi bak." demişti. Ona hiçbir şey yazmamıştım, çünkü ne demek istediğini bile merak etmiyordum. Bizimle bu duruma gelen kendisi olmuştu, onun davranışları bunları yaşamamıza sebep olmuştu ve gerçek arkadaşlar asla onun yaptıklarını yapmazdı.

For Nomin | İki Bisikletin Hikâyesi Where stories live. Discover now