17.Bölüm

133 11 45
                                    






~






Herkesin zihninde farklı heyecanlarla ve sevinçlerle tasarlanan bu haftasonu tatili, sanırım en çok da Jaemin için hayal kırıklığıyla bitmişti. Yalnız kaldığı odada üşümüştü ve sanki o oda daha önce hiç olmadığı kadar soğuk gibi hissettirmişti. Jeno gittikten kısa bir süre sonra bayılmıştı.

Yaşadıkları olaylar, hassas ruhunu etkisi altına almış ve son yaşadığı olaysa en son nokta olmuştu. Stres yönetimi konusunda başarılı olmamış ve bedeni yorgun düşmüştü. Jeno'nun gidişinden dakikalar sonra Hendery, Jaemin den hiçbir ses çıkmayınca onu da merak etmiş ve tüm endişesiyle yukarı çıktığında onu baygın hâlde bulmuştu.

Evdeki herkese seslenmesiyle anında hepsi odaya doluşmuştu. Uzun zamandır odada yalnız kalan Mark ve Haechan da bu gürültüye kayıtsız kalmamış ve Jaemin in baygın olduğu odaya gelmişlerdi. Haechan, arkadaşını o hâlde gördüğünde belki de en büyük korkularından birini yeniden tüm bedeninde hissetmişti.

Gözleri hemen dolmuş ve Jaemin in başına koşup ona seslenmeye başlamıştı. Mark ise Haechandan farksızdı. Arkadaşını baygın görmek en son bekledikleri şey bile değildi. Jaemin özeldi, onların koruyucu meleğiydi. Her zaman pozitif ve düşünceliydi. Mark korkudan ve şaşkınlığından kımıldayamamıştı.

Yangyang ve Hendery ile göz göze geldiğinde kaçırdıkları bazı şeylerin olduğunu anlamıştı. Çünkü Jaemin in diğer yarısı, Jeno, yanlarında yoktu. Jaemin e bir şey olduğunda en çok etkilenen ve mahvolan Jeno olurdu ve herkes bu hassas ilişkiyi bilirdi. Ama şimdi yoktu. Ters giden bir şeyler olmuştu. Mark elleri titrerken tüm gerginliğiyle Jeno yu aramaya başamıştı ama yanıt yoktu.

Jaemin kendine geldiğinde hiçbirine bir şey söylememişti. Konuşulan her şeyi işitiyor ama tepki veremiyordu. Kapıya doğru bakışlarını sabitlemişti ve düşündüğü tek bir şey vardı. Ardadaşlarının verdiği suyu içmişti ama hiçbir şey konuşmak istemiyordu. Haechan ısrarla "iyi misin?" diyerek birkaç kez sorduğunda sadece başıyla onu onaylamış ve yavaşça oturduğu yatağa uzanmıştı.

-"Hadi bizde biraz onu yalnız bırakalım, sabaha kadar dinlensin. Yarın yola çıkacağız."

Demişti Hendery ve Mark la yeniden göz göze gelmişlerdi. Mark onu anlamıştı ve Haechan ın koluna dokunduğunda hepsi onu orada yeniden yalnız bırakmıştı. Jaemin in ise en çok canını yakan, Jeno nun onu yalnız bırakmış olmasıydı. Jeno, yanlarında değildi.

...

Hepsi olan biteni ayrıntılarıyla konuştuğunda Haechan da Mark da sessizliğe bürünmüşlerdi. Aslında olanlara şaşkın değillerdi. İkiside Jeno ve Jaemin in arasındaki özel ilişkiyi her zaman biliyor ve fark ediyorlardı. Bu onları şaşırtmamıştı. Sadece kendilerine kızgınlardı. Kendi meseleleri yüzünden arkadaşları neler yaşıyor fark edememişlerdi.

Jeno nun aşık olduğu belliydi ve hatta ikisi de birbirlerini aynı özenle seviyorlardı. Fakat her şey yeni açığa çıkıyordu. Ve her ikiside bu süreçte arkadaşlarının yanında olamamıştı. Yalnızca kendi aşkları uğruna kapılıp gitmişlerdi. Şimdi mutlular mıydı? Aynı saniye de gözleri kesiştiğinde, aynı şeyleri düşündüklerini anlamak ikisi adına da zor olmamıştı.

-"O kadar bencilim ki... Kendimi hangi konuda nasıl affedeceğim- hiçbir fikrim yok."

Demişti Haechan, Mark la odalarına tekrar döndüklerinde. Herkes gecenin ilerleyen zamanında odalarına çekilmiş ve bu gerginlik dolu akşamı sonlandırmışlardı. Fakat herkes bu yaşananlardan kendi paylarına düştükleri kadar, kendilerini suçlu hissediyorlardı. İç hesaplaşmalar ve olabilecek tüm ihtimalleri düşünmeler, sonu gelmeyen dipsiz bir okyanus gibiydi. Her biri bu okyanusta savruluyordu. Hengisi en çok hırpalanan olmuştu? Bilinmiyordu. Tahmin etmek zor değildi.

For Nomin | İki Bisikletin Hikâyesi Where stories live. Discover now