67. Bölüm : İTALYA

28.8K 612 469
                                    

Sınır: 80 vote 135 yorum

Sınır: 80 vote 135 yorum

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

İtalya

AK
14. 05. 2010

Günlük,

Annemden nefret ediyorum. Gerçekten... Birkaç hafta önce küçük bir çocuk gibi anneme sımsıkı sarılarak uyuduğumu hatırlıyorum. Onu bu kadar severken nasıl olur da kısa bir süre içinde ona olan sevgim biter? Kendim bile anlayamıyorum.

Çok zor durumdayım. Babam bir yandan suratıma bile bakmazken Emre o kadını sorup duruyor. Yalan söylemek zorunda kalıyordum. Ne diyebilirdim ki? Aklıma bir yalan bile gelmiyordu. Küçücük çocuğa nasıl yalan söyleyebilirim ki? O kadının beni bu duruma düşürmesine ne hakkı vardı?

Kalbim çok kırık. Hayal kırıklığım ise her duygudan daha kuvvetliydi. Öfkem ve nefretim üzüntümün içinde saklıydı ama bunu dışıma vuramazdım.

Kardeşime bunu yapamazdım. Onun benden başka kimsesi yok ki. Babamız olacak adam ne halde olduğumuzu umursamıyordu. Kaç gün olmuştu bilmiyorum ama babam eve gelmiyordu.

Neden yaptın ki bunu anne? Ben ne yapmıştım sana? Emre ne yapmıştı? Bizim suçumuz neydi? Hiç mi sevmedin bizi? Hiç mi sızlamadı için?

Aptalın tekiyim!

Cevaplarını veremediğim sorular sorup duruyordum kendime manyak gibi. Bizi sevseydi gitmezdi?

Beni bu duruma soktuğun için senden gerçekten nefret ediyorum anne.

Seni affetmeyeceğim, emin ol bundan.

Büyük camın kenarına oturmuş sayfaları sararmış eski defterdeki yazıları okuyordum. Yağmurlu havanın verdiği huzur dolu sesle sevdiğim adamın yıllar öncesinde kalan hislerini okumak bana bir yandan iyi, diğer yandan oldukça kötü hissettiriyordu.

Alihan bana bavulunu hazırla dedikten sonra bir kelime bile etmeden evden çıkıp gitmişti. Sonra beni şaşırtan bir hamle yapıp bir saat sonra gelip bana bu defteri vermişti. Bir şey demeden de tekrar evden çıkmıştı.

Beni hala affetmemişti, hoş ben de onu affetmemiştim.

Sevişmemiz, ruhlarımızın arzuladığı bir eylemdi ve buna ikimizin de ihtiyacı vardı. Önceki soğukluk girmişti aramıza tekrar çünkü ruhlarımızın açlığını doyurmuştuk.

Kalplerimiz mi?

Kalplerimiz çok kırgın ve küskünlerdi.

Hala...

Bakışlarımı camdan çekip deftere sabitlediğimde okumaya devam ettim. Alihan, önemsiz günleri günlüğüne yazmamıştı.

Bu arada, evet.

Mahkumiyet (+18)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz