84. Bölüm : YAKLAŞAN SON

17.9K 515 398
                                    

Yaklaşan Son

Alihan Karalı, elindeki basebol sopasıyla istihbaratın önünde duran adamları ölesiye dövdükten sonra birisinin elini alarak cihaza okuttu. İçeri girer girmez kapıdaki adamın birisine çakısını fırlatmıştı ve boğazını deşmişti. Diğer adamın kafasına sopayla sertçe vurduktan sonra boynunu kırdı.

Çakısını ve sopasını kullanarak her bir adamın cesedini ortaya serdiğinde öfkesinden ne yaptığını bilmiyor gibiydi. Yüzüne ve beyaz gömleğine sıçrayan kanlar onu tatmin ediyordu.

Bir kez daha sevdiği kadın tarafından ihanete uğramıştı ve bu bardağı taşıran son damla olmuştu.

Mavi istihbarat odasına girdiğinde hiç uğraşmayıp silahını çıkardı ve Serkan harıç herkesi vurdu.

"Karalı?" diye bağıran Serkan yüzüne sopayı yemesiyle birlikte yere gömüldüğünde kafasını sivri masaya çarpmıştı. Alihan eğilip yakasından tuttuğunda Serkan'ın kanlı yüzüne baktı.

"Arkamdan iş çevirecek kadar zeki mi sanıyordun kendini, Tutuklu?" diye sorgulayan Alihan'a acı içerisinde bakıyordu Serkan. "Öğrenmez miyim sanıyordun? Sen ve Liya, siz ikiniz kendilerini akıllı sanan iki akıllanmaz aptalsınız sadece."

Serkan karnına giren acıyla bağırdığında Alihan çakıyı içinde döndürdü ve Serkan'ı daha fazla deşti. Serkan, Alihan Karalı'nın yakalarını o kadar sert tutuyordu ki beyaz gömleğini yırtmıştı. "Burada gebereceksin, Serkan. Bu beni kandırmanın bedeli olsun sana."

"K-Karalı..."

Alihan ayağa kalkıp Serkan'ın yüzüne bir tekme attı ve beklemeden gizli odaya doğru yol aldı. Odanın ortasında, sandalyede bağlı olan Yılmaz Yılmaz'a baktığında kanlı yüzünde bir sırıtış meydana geldi.

"Artık benimsin, bebeğim." dediğinde onu çözdü ve sürükleyerek yarattığı cehenneminden çıkardı. Bagaja sıkıştırdığı bedenine sopayla darbe attığında orayı kapattı ve sürücü koltuğuna geçti. Yarım saatlik yolu gitti. Kırık dökük binaya girdiğinde Yılmaz'ı en alt kata indirdi ve sandalyeye bağladı.

Ağzındaki bandı çıkardığında Yılmaz derin derin soluklar aldı ve Alihan'a uzaylı görmüş gibi baktı. "Karalı... Seninle buluşma fırsatım oldu nihayet..."

"Merhaba canım." dedi Alihan samimi bir gülümseme ile.

"Yalan yok, U'ya çalışırken aslında ona ihanet ediyordum. Sizin tarafınıza geçmek istedim fakat Serkan'a yaptıklarım ortada, değil mi? Ona kazık atıp karısını öldürdüm sonuçta..."

"Çok büyük şerefsizlik Yılmaz, cidden..." dedi Alihan gözlerini kısarak. "Sen ve ben çok eğleneceğiz. Sen artık benim kölemsin. Benim aziz, güzel kölemsin... Uzay'a ulaşabilmem için bir piyonsun."

"Bunu neden yapacakmışım?"

"Yapmak zorundasın, sana bir seçenek sunmadım." dedi Alihan. "Uzay'ın sağ kolusun ve ben o kolu zaten kopardım. Şimdi, o kolu kendime göre dizaynlayacağım ve Uzay yok olucak. Uzay yok olduğunda, ben artık mutlu olabileceğim."

"Mutlu?" diye sorguladı Yılmaz.

"Geri döndüğümde Serkan'ın ve senin geçmişini konuşacağız, bekle beni bebeğim." dedi Alihan ve yerinden kalkıp dişarıya adımladı. Liya'yı aradı ve o zehirli konuşmayı başlattı.

———

Alihan, Liya'nın suratına telefonu kapatmasıyla tekrar deposuna döndü ve alt kata indi. Alt katın gizli bir alt katı daha vardı, oraya ulaştığında küçük bir daire gibi bir yerdi. Mutfağa yöneldiğinde kendisine sert bir kahve yaptı ve kanlı üstünü başını umursamadan koltuğa oturdu.

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now