72. Bölüm : YENİ HİSLER

33.4K 640 601
                                    

Sınır: 115 vote 300 yorum

Yeni Hisler

Ölmek, ne kadar acıydı? Uzay Tetikçi bu soruyu cevaplayamazdı. Onun ölümü kimse için acı olamazdı. Asla da olmayacaktı, bundan emindi Uzay.

Sevdiği kadının yanına serilen güçlü beden gücünü kaybetmiş öylece yere yığılmıştı ve elindeki silahı metrelerce uzağa uçmuştu. Ölmek ne kadar kolaydı değil mi?

Ölmek ne kadar kolaydı dememi isterdiniz. Ama değil.

Leyla, Uzay'ın ayaklarının ucunda duruyor ona üstten bakarken Uzay'ın başından akan kan yere bulaşmıştı. Genç adam gözlerini araladığında başındaki ağrı yüzünden gözlerini sıkıca yummuştu.

"İlayda?" diye mırıldandı ve kafasını kaldırıp etrafına bakındı. "Balım? Neredesiniz?"

Leyla hiç nazik olmayan bir şekilde Uzay'ın bacağına vurduğunda Uzay yaşlı gözlerini Leyla'ya kenetledi. Bu yüz görmek istediği yüz değildi...

"Ölmedim mi ben?" diye sorguladı Uzay hüzünle.

"Korkak!" diye mırıldandı Leyla ve alayla gülerek başını iki yana salladı. Tam yanından geçip gidecekti ki Uzay elini Leyla'nın ayak bileğine sarıp durdurdu onu.

"N-Ne oldu az önce? Ben ölmedim mi? Neden ölmedim ben?!"

Uzay başını yerden kaldırdığında kanı gördü. Başının üzerine öyle bir şiddetle düşmüştü ki teni yırtılmıştı ve başını ciddi derece de yaralamıştı. Leyla gitmek istiyordu fakat Uzay buna izin vermiyordu.

"Bırak!" diye hırladı Leyla dişlerinin arasında.

"S-Sen..." diye başladı Uzay ve yerde oturur haline gelip alttan Leyla'ya baktı. "Sen benim ha-hayatımı mı kurtardın?"

"Çek elini!"

Uzay hızla ayağa kalktığında Leyla'yı kollarından tuttu. "Nasıl kurtarırsın ya hayatımı? Neden?"

"Sana açıklama yapmak zorunda değilim!" dedi Leyla baskınca. "Sevdiğin kadının mezarının başında kafana sıkacaktın öyle mi? Hangi hakla lan? Ben hiç bunu Emre'de yaptım mı sanıyorsun? Ben yaşıyorsam, biz yaşıyorsak sen de yaşamak zorundasın anladın mı?"

"Sevip sevilirken bunları demek çok kolay değil mi?" dedi Uzay sesi titrerken. "Kimim kimsem yok benim... Senin var... Nasıl ikimizi aynı yere koyarsın?"

"Ölemezsin anladın mı?" diye bağırdı Leyla. "Ben de ölmeyeceğim! Sen bu acıyla yaşamak zorundasın Uzay, aynı benim yaşadığım gibi, Alihan yaşadığı gibi sen de yaşamak zorundasın! Hepimiz kötü şeyler yaşadık tamam mı? Hepimiz acı çektik, hepimiz dağıldık ama intihar ettik mi? Hayır! O zaman sen kim oluyorsun da intikam etmeye kalkışıyorsun?"

"Hiç anlamıyorsunuz beni..." diye mırıldandı. "Ama neden? Ben Alihan'ı arkasından vurmasaydım bile Emre ölecekti, ben onu ölüme sürüklemedim. Ben yapmam gerekeni yaptım, kendimi ve kardeşimi korudum aynı Alihan'ın yaptığı gibi... Ben de bir kurbanım neden görmüyorsunuz bunu ya?"

"Görüyorum Uzay," dedi Leyla değişik bir ton da. "Çok zor şeyler yaşadığını, çok acı çektiğini ve çok pişman olduğunu görüyorum. Ama kendini benim yerime koysana biraz. Seni nasıl iki saniye de affedebilirim?"

"Yumuşadın ama..." dedi Uzay biraz da olsa umutla. "Bunu inkar edemezsin."

"Bir daha asla intihara kalkışmayacaksın!" dedi Leyla öfkeyle. "Aynı bizim gibi bu acıyla yaşayacaksın, o acıya karşı savaşıp yeneceksin ve daha da güçleneceksin! Seni affetmedim ama evet, eskisi gibi nefret etmiyorum senden. Affeder miyim bir gün onu da bilmiyorum ama seni insan olarak görüyorum ve kötü biri olarak geçmiyorsun gözümde. Ama sana her baktığımda ben ölmüş olan sevgilimi görmeye devam ettikçe seni affedemem. Bu da demek oluyor ki bu hiç kolay olmayacak..."

Mahkumiyet (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin