💋12💋

2.2K 174 9
                                    


Üstümdeki eşofmanın katlanan paçalarını düzeltip öldüğümüzü umursamadan bir şeyler anlatmaya devam eden hocanın gözlerine bakamıyordum. Not almayı bırakmıştım 13 dakika önce. Elim ağrımıştı, ciddi manada parmaklarım, kaslarım yanıyordu. Elimi açıp kapatırken zorluk çekiyordum.

Hoca tahtadaki bakışlarını kolundaki saate çevirdiği sırada hala ses kayıt edip etmediğini merak ettiğim telefonumun ekranına dokundum.

Ekranda yazan sayılar bile bulanıktı.

03:19:22

23... 24... 25... 26...

Akıp giden zamana bakarken önümdeki deftere kısa bir göz attım. Öylesine yazılmış karalamalar gibiydi.

Bir süre sonra duyduğumu yazmaya başlamıştım.

Adrenokortikotropik hormon (Acth)

eritroblastosis fetalis (kan uyşmzlığı)

dakriyosistorinostomi (gözyş bez bi şeyi)

NE ALAKA? Ne alaka??

Ellerimle başımı tutup iki yana salladığım sırada yanımdaki çocuk hafifçe güldü. Kısık sesle "Bende aynı şeyi yapabilir miyim?"

Buradan bir tiktok videosu çıkar sanki!

Ona doğru dönüp derin bir nefes aldım. "Ben elendim, sen devam et."

Gülümsedi. Hocaya döndüğü sırada o sihirli kelimeyi duydu kulaklarım.

"Evet arkadaşlar ders bitti, dağılabiliriz."

Sınıfta anında bir gürültü oluştu. Birinin "Daha ne kadar dağılabiliriz hocam?" dediğini duydum.

Bu çocuk buradalarda harcanıyordu.

Dağılan saçlarımı tepemde toplarken sınıfın ağır ağır kapıdan çıkmasını bekledim. Ardından eşyalarımı toparladım ve gözlerimi ovalayarak ayaklandım. Üç saat derste kalınca oturduğum sandalyede şekilden şekle girmiştim. Eşofmanımın bir paçasını dizime kadar çekmiştim mesela. Üstümdeki sweati sıcak olunca çıkarmış, yağlı saçlarım belli olmasın diye kapşununu kafama geçirmiştim. Kollarını da boynuma dolamıştım.

Hayal edebildiniz mi?

Ben yaşadım!

Uyuşan mabadım yürürken zonkluyordu. Sınıftan çıkıp paytak adımlarla fakültenin çıkışına doğru ilerlerken tek emelim birkaç fırt Okan çekip mutlu olmaktı en nihayetinde. Bugün, uzun uzun kalacak vaktim yoktu. Eve gidip ağlayarak ders çalışmam gerekiyordu.

Üniversitede işletme falan okumuyorsanız üni hayatı diye bir şeyiniz olmayacak dostlar, boşuna heveslenmeyin.

Kartımı okutup kendimi dışarı attığımda suratıma çarpan temiz hava ayılmama katkı sağlar gibi oldu.

Ağır adımlarla mimarlık fakültesine ilerledim. Havada yağmur kokusu vardı. Tahminimce biz üç saat hayattan koparken dışarıda yağmur bile yağıp dinmişti...

Fakültenin önünde kısa bir an durdum. Hala size anlattığım gibiydim ama kolumu kaldıracak halim yoktu. Ayrıca saçlarım yağlıydı! Dün akşam ders çalışırken uyuyakaldığımdan banyo yapamamıştım.

"Millet okulu bitirip ikincisini üçüncüsünü okuyor. Ben hala birini bitiremedim!" dedim sitemle.

Kartımı okutup içeri girdikten sonra etrafa bakına bakına yürüdüm.

Dikkat çektiğimde doğruydu. Sanırım müstakbel mimarlar aşırı elitlerdi. Biz müstakbel doktorlar delirmenin eşiğinde geziniyorduk ama!

Hafifçe esnediğim sırada gözüme takılan adamla adımlarım duraksadı.

İlk Öpücük | TextingWhere stories live. Discover now