💋46💋

1.8K 141 11
                                    


"Dikkat et." diyerek sırtına koyduğum yastıklarda desteklediğim biricik sevgilim derin bir nefes bırakıp etrafındaki insan kalabalığına göz attı.

Hastanede arkadaşlarıyla tanışma fırsatım olmuştu. Pek güzel bir tanışma olmamıştı ama olsun.

"Daha iyi misin?" diye sordu adının Kemal olduğunu hatırladığım çocuk. Sorunun cevabını merak ettiğimden bende hemen döndüm Okan'a.

"İyiyim." dedi. Eli sarılı kafasına doğru kalktı. "Başımın bu kadar ağrıması normal mi?"

Askılı omzunun kolunu düzeltip sargılı eline göz attım. Sargının temiz olduğunu görünce koltukta, yanındaki boşluğa çöküp derin bir nefes verdim.

"Kafana cam yedin! Ha cam ha mermi abi!" dedi Can. "Çok bile bu dinçlik sana."

Başımı kaldırıp bizim kızlara döndüm. Kübra ve Nefise gelememişti ama Ebrar ve Nilüfer buradaydı.

Nilüfer ne yapacağını bilemeyerek Okan'ın sağlam omzuna dokundu ve usulca sevip "İyisin değil mi enişte?" diye sordu.

Okan başını hafifçe sallayıp "Şimdi daha iyiyim, teşekkürler." deyip Faruk'a döndü. "Hoca bir şey dedi mi ödev hakkında?"

Faruk memnuniyetle gülümsedi. "Ödevi yetiştiremezse ölsün, dedi kanka." duraksadı ve sırıttı. "Bu demek oluyor ki seni geçip bölüm birinciliğine emin adımlarla ilerliyorum."

Başımı aniden kaldırıp Furkan'a döndüğüm an bana bakıp duraksadı ve anında gülüşü soldu. Ciddi bir yüz ifadesiyle "Geçmiş olsun dedi. Sana özel bir hafta fazladan zaman verecekmiş. İyileşince ilk ona gidecekmişsin Okan." dedi.

Ebrar derin bir nefes bıraktı. "Mutfak ne tarafta? Çorba kaynatalım Okan'a. Dinlensin biraz."

Kemal ona dönüp "Ben sana yardım ederim." diyerek önden odadan çıktığında Ebrar'da peşinden gitti. Can ve Faruk yan yana boş bir koltuğa oturup derin bir nefes verdiler.

Okan üç gündür hastanedeydi. Dolayısıyla bende. İki günüm stajıma denk geldiğinden full yanında olsam da bugün, taburculuğu sırasında devamsızlığımın sınırda olduğu bir derse gitmek zorunda kalmıştım. Dönüşte de herkesten önce eve varmıştım.

Gözlerim bir an ona kaydığında zaten bana bakıyor olduğunu görüp gözlerimi kaçırdım. Telefonuma uzanıp saate göz attığım sırada Okan, "Devin..." dedi. Başımı çevirip üç gündür yaptığım gibi rahatça "Efendim?" dediğimde sağlam elini uzanıp saçımı okşadı.

Eli bir an durdu ama aldırmadan devam etti.

Üç gündür eve mi uğrayabiliyordum sanki. Duş muş hak getire bana!

"Sen iyi misin?"

Başımı salladım hızlıca. "İyiyim tabii. Hem taburcu da oldun, daha iyiyim."

Tebessüm etti sadece.

Biraz suçluluk duyuyordum ama bu tüm suç benim diyerek ağlayıp sevgilisinden ayrılan dizi karakterlerinin ki kadar güçlü değildi. Sadece mahcuptum işte. Adam beni kurtarmak isterken bu kadar yaralanmıştı, üstüne yetiştirmesi gereken her şeyden geri kalmıştı. Nasıl rahat olacaktım? Biraz suçluluk duymam çok normaldi.

Zaten bu yüzden üç gün boyunca hastanede yanından ayrılmamıştım. Onunla ilgilenmek ayrı hoştu ama benim yüzümden bu haldeydi. İyileşene kadar içim rahat etmeyecekti.

Odada bir sessizlik oluştuğunda bu sessizliği Niloş bozdu. Ellerini çırparak tüm dikkati üstüne çektiğinde kocaman gülümsedi. "O zaman Okan'da iyi olduğuna göre doğum günü tarihimi biraz daha ertelediğimi duyurmam gerekiyor. Bu cuma değil, haftaya cuma olacak." duraksadı ve Can'la Faruk'a baktı. "Sizlerde davetlimsiniz."

İlk Öpücük | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin