💋64💋

1.5K 140 21
                                    


"Camış gibi uyuyorsunuz! Biriniz de ananıza yardım etmeyin tamam mı?"

Çok uzak olmayan bir mesafeden adeta kulağımı tırmalayan, unuttuğum o ses... Pelin Hanım'ın sesi.

Namı diğer annem...

"Sekiz tane çocuk yaptım, birinden bile hayır göremiyorum! O zaman ben sizi neden yaptım?"

Aile planlamasından bir haber olduğunuz için olabilir mi?

Bu devirde kim sekiz çocuk yapar zaten?

"Bak hala hiçbiri uyanmıyor!" duraksadı ve bu defa sitemli sitemli "Polat!" dedi.

Son kozunu her zaman etkili kullanırdı.

Sesindeki o tonu nerede olsa tanırdım. Babama duygu sömürüsü yapacaktı. Allah kahretsin ki babamda kanacaktı! Hep kanardı! Bile isteye hem de!

Tamam en aşık çift sizsiniz.

"Polat! Kocacığım!"

Yüzümü yastığa gömüp çığlık attıktan sonra başımı kaldırdım. Çarşafı üstümden sertçe itip çıplak ayak yere bastım.

"Kocan batsın be kadın!" diyerek saçlarını geriye atan Devrim'le göz göze geldiğimiz an gözlerim büyüdü. Kısa bir an odanın kapısına göz attım ve aniden kalkıp kapıya doğru koşmaya başladım.

O da benimle aynı anda ayağa kalktığında kapıya ilk varan ben olsam da koridora attığım ilk adımla birlikte saçlarımda elini hissettim.

"Aklından bile geçirme! Banyo benim!"

Bağırıp ona doğru döndüm ve saçını tutup çektim. "Bıraksana kızım! Önce ben gireceğim!"

"Dün girdin de ne oldu! Yüz bakımı ayağına yarım saat içeride kaldın be! Önce ben gireceğim!"

"Sende sabah sabah kokutuyorsun!" dedim altta kalmayıp.

Dalaşarak ve birbirimizi bırakmadan tuvaletin önüne kadar geldiğimizde annemin birkaç uyarısını duymuştum ama ona odaklanamıyordum o an. "Bırak diyorum kızım!"

Tam bu sırada omzuma yediğim darbeyle Devrim'in üstüne doğru düştüm. Son anda tutunup düşmemizi engellerken tuvalete giren ve kapıyı kilitleyen Yağız'la donup kaldım.

"Sağ olun kardeşlerim. Ama bugünün kazananı benim!"

Tuvalet kapısına tekme atıp "Sakın duş almayı düşünme!" diye bağırdım. "İki saat seni bekleyemem ben!"

"Ben de!" dedi Devrim. "Abi çık ne olursun! Bak ben işe gideceğim. Lütfen!"

Babam seslerle birlikte koridorda gözüktüğünde önce anneme, sonra da bize baktı. "Ne oldu hayatım? Bana mı seslendin?"

Annem uzanıp babamı öptü ve tebessüm etti. "Günaydın birtanem."

Kapıya abanmayı bırakıp ikisine baktım. Sesli bir şekilde "Ben aşkımı özledim!" dedikten sonra Devrim'e döndüm. "Sen devam et. Ben bir eniştenize günaydın diyeyim!"

Odaya doğru bir adım attığım sırada tuvaletten gelen kilit sesiyle birlikte Yağız koridora fırladı.

Babamla aynı anda "Ne dedi o?" dediklerinde olduğum yerde kaldım.

Krizi fırsata çeviren Devrim tuvalete girip kapıyı kilitlediğinde Yağız'a kısa bir an göz attım. Üstünde sadece yıldızlı deniz şortu vardı.

Deniz şortu?

Neden!

Ona acıklı bir bakış atıp gözlerimi yumdum. O da durumun yeni farkına varmış olacak ki irkilip tuvalete döndü ama çoktan kapılmıştı.

Galiba sabah duşa diye aslında küvette yüzmeye giriyordu.

Bu da içeride neden o kadar uzun süre durduğunu açıklardı!

O an bozuntuya vermemeye karar vermiş olacak ki kollarını beline yaslayıp "Az önce ne dedin sen?" diye hesap sordu.

Erkek kardeşi olanlar bilir. Kardeşinizin boyu sizinkini aştığı zaman problemlerinizi konuşarak çözme vakti gelmiş demektir.

"Sana ne?" dedim dik dik. "Gidip müstakbel kocama günaydın diyeceğim! Var mı bir diyeceğin?"

"Müs-tak.... Müstakbel mi dedi o?" dedi sesi titreyen babam. "Bir de kocam dedi sanki Pelin. Hani senin bana dediğinden dedi... Kocama dedi değil mi?"

Duraksadım ve unuttuğum baba faktörüne döndüm.

Yıkılmış duruyordu...

Allah'tan annem onu avutmasını biliyordu.

"Günaydın my family!" dedim sevecen bir edayla. "Good morning! I'm so happy today because I love you! Hepinizi!"

"Kocam dedi... Müstakbel kocadan bahsediyor bu Pelin!"

"Tamam hayatım sakin ol. O öyle demek istemedi babası." dediğinde Yağız ayısı araya girdi. Beni işaret ederek "Hayır öyle dedi!" dedi. "Enişteniz falan diyor bu!"

Dişlerimi sıkıp "Seni öldürürüm." dedim.

Sırıttı. "I don't die bebeğim. But I kill you!" aniden babama döndü. "Baba kızın elden gidiyor baba! Bak bağlamazsan gidecek haberin olsun!"

Babam anneme tutundu. "Senin tanıdığın bir büyücü vardı, ona gidelim Pelin. Bağlama büyüsü yapsın şuna! Ailesine bağlasın, nasıl bağlıyorsa! Ben veremem kızımı elalemin adamına."

Annem gülmemek için zorlandığı yüzünden okunurken babamın sırtını okşadı. "Geçecek bir tanem." dedi. "Bu kız evlenince senin kızın olmayı bırakmayacak ki. Neden korkuyorsun?"

Yağız istediğini elde edemediğinden ve çıplak olduğundan gergin, pes ederek odasına doğru yürürken annemin azarını da gider ayak yedi. "Pis sapık! Teşhircilik yapma, üstünü giyin! Biz sizi pipisi kesikken bile fotoğraflamadık be!"

Yağız odaya girmeden önce durup anneme döndü. "Arada neler doğurduğuna bak da gurur duy diye yapıyoruz herhalde. Maşallahımız var!"

Annem arkasından gülümsedi. "Serseri!" sonra hala kolları arasında duran babama döndü. "Biz aşağı inip kahvaltı hazırlayalım mı?"

"Sen yorulma diye ben çoktan hazırladım." dedi babam usulca. "Ama inelim yine de! Devin'i gördükçe kalbim ağrıyor benim."

Kendimi tutamayıp "Sol koluna vuruyor mu ağrı?" diye sordum. "Göğsünün ne tarafı ağrıyor? Nasıl bir ağrı?"

Aniden bana döndü. Sinirle "Kızı tarafından aldatılmış bir babanın kalbi nasıl ağrırsa öyle ağrıyor!" diye bağırdı. "Sen anlayamazsın! Kocaymış! Senin o müstakbel kocanı sotelerim ben duydun mu?"

Pısıp geriye doğru birkaç adım attım. Tatlı bir sesle "Ama baba..." diye mırıldandım. "Sevmeyelim de taşa mı dönelim?"

Tam tekrar bağıracaktı ki annem sarıldı. Annem sarılınca annemi itemedi tabii. Sarılmak bu adamı kedi gibi yapıyordu. Anında kedi gibi olunca kızamadı da. "Yine de ben o büyücüye gideceğim. Bağlama büyüsü için. Tamam mı?"

"Tamam hayatım." dedi annem usulca. "Hadi inelim biz, çocuklar da birazdan gelir."

Onlar merdivenlere yönelirken derin bir nefes aldım.

Benimde bundanım olsun istiyordum işte! Ne var?

Odama doğru adımladım. Bu yaz çıkmadan bir şeyler yapmam lazımdı benim.

Umarım evlenir evlenmez yeni gelinlere dönüşmem... Tek temennim annem ve babamın akıllı genlerini almış olmayı ümit etmem. Yoksa elle tutulur, güven veren bir tarafımda yok hani.

"Kimin kocası bu..." diye mırıldanmadan edemedim. "Bu benim kocam! Evimin direği, kalbimin sahibi."

💋💋💋
Pelin Polat aşklarım, sizi çok özlemişim ya ben. Vallahi bak! Gözlerim doluyor sevinçten sizi yazarken ya.

İlk Öpücük | TextingWhere stories live. Discover now