İlk Öpücük | Texting

💋66-67💋

"Ben çok okeyim bu plana."

Kim mi?

Tabii ki de yediğimizin ve hatta uyuduğumuzun bile ayrı gitmediği biricik bestim Niloş'un aklına yatmıştı şahane planım.

Planımın iyi ya da kötü oluşunun bir önemi yoktu onun için. İşin içinde gizem, aksiyon ve biraz da dram olması yeter de artardı okey vermesi için.

Peki bu buram buram Türk dizisi kokan senaryoyu neden mi yazma gereği duydum?

Çünkü azmi ve istikrarı ile tüm sülaleye nam salmış biricik babamı Okan'a ısındırma planı yapmam gerekiyordu artık. Yarın bir gün bu adam iş bulacaktı! Etrafındaki kadın sayısı falan artacaktı! Benim Okan'ım da yakışıklı adamdı en nihayetinde! Gelip bakacaklardı benim aşkıma sonra hop gönülleri konacaktı bu çiçeğe. Ardından gelsin entrikalar, yok bayılma numaraları yok düşme numaraları yok arkadaş ayakları!

Düşünmek bile tenimi ürpertiyordu.

Bunun olmasını ise bir şekilde engellerdim, o da biricik love'ımın parmağına yüzüğü takmakla!

İşte o zaman tüm bu entrika çevirmeye meraklı zihnimde yaşayan ve var olduklarından yüzde yüz emin olduğum o kadınlar, bu koruyucu halkayı geçemeyeceklerdi.

En azından öyle umut ediyordum.

Bunun olabilmesi için de babamın Okan'ı bir an önce kabullenmesi gerekiyordu.

Belki babamın soyadından çıkmak yerine Okan'ı babamın soyadına alabilirsek bir nebze işimiz daha kolay olabilirdi.

Babamda bu sayede kız verdiğini değil de oğlan aldığına inanırdı.

"Ne zaman başlıyoruz bu şahane plana?" diye sordu keyfi hayli yerinde olan Niloş. Neden mi keyfi oldukça yerinde?

Oturduğumuz balkonda, aşağıda en küçük kardeşlerimle birlikte fıskiyeyi açarak abilik görevini yerine getirmeye karar vermiş Yağız'ın üstünün çıplaklığı yüzünden.

Bir ırz düşmanı daha!

Hoş hangisi daha çok ırz düşmanı karar da veremiyorum.

"Yeter ya!" dedim sitemle. "O benim kardeşim! Kendine başka av bulamaz mısın Niloş?"

Gözlerini kırpıştırıp içtiği ılımaya yüz tutmuş soğuk kahveyi yere bıraktı. "Ama bu kahrolası kardeşinde tüm hoşuma giden özellikler mevcut. Birincisi şerefsiz! İkincisi erkek! Üçüncüsü kaslı! Dördüncüsü saf salak!"

"Yine de bu ilişkiyi onaylamıyorum." dedim anında. Yağız mal olabilirdi ama en nihayetinde üzülmesini istemezdim ve ne kadar kabul etmek istemesem de aşk olaylarında Niloş'tan acımasızını tanımıyordum.

"Ben onayladım. O yeter!"

Yağız, sanki onun hakkında konuştuğumuzu anlamış gibi başını kaldırıp bize bakınca Niloş yerinden kalkıp ona el salladı.

Yağız kısa bir an yüzünü buruşturdu. "Ablam ve ablamın ekürisi kulaklarım çın çın çınladı! Çekiştirmeyi bırakın beni!"

Ta aşağıdan bağırması da tam mallıktı hani!

Niloş tırabzanlara yaslanıp "Ama senin ne kadar yakışıklı olduğundan bahsediyorduk!" dediğinde yüzümü buruşturdum.

Al bir malı vur öteki mala!

"Vallaha mı? Ne kadar yakışıklıymışım?"

Elimi alnıma vurup arkama yaslandığım sırada o dakikalarda ikisinin de flörtöz kişiliğinin getirisi olan mıymıntılaşmalarına katlanmamaya karar verdim. Odama döndüm.