9|Çok güzeldik biz

23.5K 2K 1.4K
                                    

-İki buçuk ay önce-

-Savaş-

Kollarımın arasında sızlanıp duran güzel eşimin yanaklarına süzülen yaşlara birer öpücük bırakırken nefes alışverişimi düzene sokmaya çalışıyordum.

Ellerimden biri son derece hassaslaşmış olan deliğinin çevresindeydi hala ve bu bile Anıl'ın kasılıp durması için yeterliydi. Daha birkaç dakika önce rahatlamış bedeni hala titriyor, istemsizce irkiliyordu.

Aralık dudaklarına dudaklarımı kapatıp ıslak bir öpücük bıraktım ama çekilmedim geri. Öylece kalıp alınlarımızı birleştirdim ve karışan nefeslerimiz eşliğinde orgazmın getirdiği o sersemliği üzerimden atmaya çalıştım.

Aradan geçen onlarca saniyeden sonra neredeyse üzerinde olan bedenimi kenara çektim. Bu hareketimle beraber Anıl'ın içe göçmüş karnı düzeldi ve daha rahat nefes almaya başladı. Ağırlığımı verdiğim halde çekilmemi istememiş, ben kalkana kadar beklemişti çünkü birlikte olduğumuz süre boyunca sıcaklığımı hissetmeyi sevdiğini söylerdi.

Dağılmıştı. Tanrım. O tamamen dağılmıştı ve ben bu görüntüsüne tapıyordum. Gerçekten...yaşlarla dolu gözlerinden süzülen damlaların kıpkırmızı yanaklarında ince çizgiler oluşturarak boynuna kadar inişini izlemek benim için müthiş bir hazdı. Dudakları hala aralıktı, sık sık nefes alıp veriyor, zevkten kaymış göz bebekleriyle dalgın bir şekilde tavanı izliyor, morluklarla dolu bembeyaz teniyle kollarımın arasında dinleniyordu.

Onu böyle görmek içimdeki isteği yeniden körüklerken daha sakinleşemeden boynuna değdirdim dudaklarımı. Bir kez daha istiyordum. Her seferinde bu güzelliğin bana ait olduğunu tekrar ederek tüm bedenini öpmek, sıcacık deliğini doldurmak ve ağlamaklı inlemelerini yeniden duymak istiyordum.

Dilimi sürttüğüm ince deriyi dudaklarım arasına çekip onlarca iz arasına bir yenisini daha eklerken oldukça yavaştım. Önce güzelimin tamamen toparlanmasını bekleyecek, sonra onu yeni bir zevk dalgası içerisine çekecektim.

Kolumda hissettiğim ince parmakları bulunduğu yeri hafifçe sıkarken "Du-Dur." diye mırıldandı, hırıltılı ve oldukça kısık bir sesle. Bir süreliğine duraksayıp yeniden konuşmak için dudaklarını araladığında "Konuşamıyorum." dedi. "Savaş, sesim kısılmış!"

Bağırdığı için değil, erkekliğimi boğazında ağırladığı için kısılmıştı sesi.

Fazla zorladığımızı biliyordum ancak o sırada ikimizde kendimizden geçtiğimiz için bunu fark etmemiştik bile. Ben daha fazlası için kendimi itmiştim, güzel eşimde beni reddetmemişti.

"Düzelir bebeğim."

Dalga geçer gibi konuşmam kaşlarını çatmasına sebep oldu. Aslında dalga geçmiyordum, yalnızca hala yaşadığı zevki atlatamamış biri olarak ses tonumu ayarlayamamıştım.

Öpüşmekten kızarmış dudakları arasından belli belirsiz birkaç kelime homurdandı. Hiçbir şey anlayamadığım için boş boş gözlerine baktığımda ise "K-Konuşamıyorum." diye yineledi kendini. Gerçekten boğazı acıyor olmalıydı.

"Yorgun musun?" bu sorunun ne anlama geldiğini biliyordu. Ona doyamıyordum. Doyamazdım. Daha fazlası için daha şimdiden çırpınıyordu bedenim.

"Hmhm."

"Bebeğim." Sızlanırcasına konuşup dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktım. Vücudunu dikkatli bir şekilde yan çevirmesini sağlayıp kalçasını okşarken bacağını bacaklarımın üzerine atmış, göğsüme sokulmuştu. "Bir kez daha istiyorum..."

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now