19|Düzeliyoruz sanmıştım

19.4K 2K 1.2K
                                    

Bana ait olan bavulu çıkartıp hırsla yatağın üzerine bıraktım.

Yarım saattir kendimi tutamayıp ağlamamdan mı kaynaklıydı yoksa içimde biriken öfke yüzünden mi bilmem, elime geçen her türlü eşyayı bavulun içine yerleştirirken oldukça sessizdim.

Ellerim titriyordu. Kıyafetlerime bakıyor ama görmüyordum sanki. Bulunduğum yerden soyutlanmıştım. Ruhum burada değildi. Bu tatil, o haber yazısını gördüğüm anda kafamda bitmişti ve bu odada bulunduğum her saniye nefesim daralıyordu. Tuhaftım.

Sızlamaya başlayan burnumu çekip saçlarımı karıştırdım. Göğsümde birikip dışarı çıkmak için beni zorlayan öfkeyi kontrol edemiyordum. Birkaç saniye önce toparlanmışken yeniden usul usul doldu gözlerim. Ben kendime özen göstermiş bir şekilde kocamı beklerken o bana yalan söyleyip sarışın çocukla aynı masada oturuyor, yemeğe katılıyordu.

O çocuktan nefret ediyordum. Beni aşağıladığı için ya da tasarımlarımı küçümsediği için değil, benim yanımda olmasına rağmen kocama duyduğu ilgiyi açıkça belli edecek kadar utanmaz olduğu için nefret ediyordum ondan. Hoşlantı veya değil, Savaş'a hayranlık duyduğu bariz belliydi. Savaş'da tatile getirdiği eşinin yanında olmak yerine onun yanındaydı. O çocuğun bunu düşünerek nasıl kendi egosunu tatmin ettiğini tahmin edebiliyordum. Hırsımdan delirecektim.

Güzeldi...o çocuk gerçekten güzeldi. Tatlı bir siması vardı. Yüzündeki sinsiliği gizleyebileceği kadar tatlıydı hem de. Burnu, gözleri, dudakları...her şeyi yüzüne uygundu. Bunu kabullenmiş olmak berbat hissettirse de gerçekler buydu işte! O çocuk her açıdan benden daha iyiydi.

Başarılıydı bir kere. Savaş'ın onu hala kovmamasına bakılırsa işini gayet iyi yapıyordu. Daha genç, daha enerjikti. Eminim sürekli gülücükler saçan pozitif bir insandı...

Omuzlarım yenilgiyle düşerken elimde tuttuğum tişörtü yüzüme bastırarak hıçkırığımı dizginlemeye çalıştım. Çirkindim. O çocuğun yanında benim gibi birinden söz edilemezdi bile. Her anlamda ondan gerideydim. Bir de aptal gibi süsleniyordum, kısa bir gecelik giyince güzelleşecek miydim? Savaş odaya gelmemişti bile!

İşlerini bitirdiğini söylemişti. Tatile gelmeden günler önce her akşam çalışma odasına kapanıyor, buraya geldiğimizde rahat etmek için çalıştığını söylüyordu. İşleri neden bitmemişti o halde? Neden benden habersizce otelimizde bir organizasyon düzenliyordu? Sıradan bir proje kurtarmaya çalıştığımız evliliğimizden daha mı değerliydi?

Bu yaptığı sorumsuzluktu. Ona söylemiştim. Ona defalarca kez her şeyi geride bırakalım demiştim. Bana söz vermişti. İşini düşünmeyecekti. Ben düşünmemiştim, yetiştirmem gereken sunumu tamamen bir kenara itmiştim. O ise yeni projesini ilişkimizin önüne koyuyordu.

Madem asla erteleyemeyeceği ve haber sitelerine manşet olacağı önemli bir projesi vardı, neden benimle paylaşmıyordu? Tamam, ilk başta bu durum beni sinirlendirebilirdi ama sonrasında onunla beraber katılabilir, onu tebrik edebilirdim. Ben onun eşiydim ve buna hakkım olmalıydı!

Tabii, o zaman yanındaki sarışın çocukla bu kadar rahat muhabbet edemezdi.

Zihnimde gezinmeye başlayan aptalca düşünceler yüzünden gözlerimi sıkıca kapattım. Bu kadar ileri gitmek istemiyordum fakat mantıklı yanım beni yavaş yavaş terk ediyordu. Özgüvensizliğimin getirdiği o iğrenç his aklımın berbat şeylerle dolmasını sağlıyordu.

Bu hareketinin hiçbir tutar tarafı yoktu bana göre. Neresinden tutsam elimde kalıyordu. Kendi kendime öfkelenip duruyor, bir yandan da içimdeki kırıklıkla baş etmeye çalışıyordum.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin