27|Trip

17.1K 1.6K 394
                                    

kitabin aktifligi fena cökmüs ama fazla ara vermistim.. normal yani..

*

Eve geldiğimizden beri Savaş'tan feci bir trip yiyordum.

Arabadayken tatlı şarkılar açıp o gergin atmosferi dağıtmaya çalışmıştım, tatlı konulardan sohbetler açmış, o konuya girmeden Savaş'la konuşmak için uğraşmıştım ama oralı bile olmamıştı.

Bana soğuk olmasına katlanamıyordum. Bu yüzden tatlı tatlı davranıp gönlünü almaya uğraşıyordum. Sinirliydi, bunun farkındaydım fakat olan olmuştu ve isteyerek gizlediğim söylenemezdi. O gün yemekten döndüğümde zaten son derece mutsuzdum, bir de Çağatay'ın lafını yapmak istememiştim. Sonrasında da kalmıştı işte.

Pekala...herhangi bir bahane sunmaya gerek yoktu. Çünkü Savaş'ı tanıyordum, bir şeyler gizlenmesinden nefret ederdi. Bunu bile bile ona bahsetmemek benim kabahatimdi.

Mutfakta kendine kahve dolduran eşimin yanına kadar küçük adımlarla ilerleyip çekinerek tezgaha yaslandım. Eve gelir gelmez üzerindeki tişörtü çıkarmıştı, sadece düşük bel siyah eşofmanıyla geziniyordu ve bu görüntü o kadar güzeldi ki derince bir iç geçirmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Kahve mi içeceksin?" gibi saçma bir başlangıç yapıp yüzüme tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim. "Senin için yemek hazırlamamı ister misin?"

Bana cevap vermeden büyük kupaya doldurduğu kahvesiyle yanımdan ayrılacakken hızlıca önüne geçip ellerimi çıplak karnına yerleştirdim. Elimin altındaki sert karnı yavaşça okşayıp karnımın izin verdiğince sarılırken "Anıl..." demişti, bıkkın bir sesle. "Çekilir misin?"

Tanrım, bu adamın tribi çok fenaydı. Suratı hemen duvar gibi oluyor, önüme kocaman bir set çekiyordu.

"Çekilmeyeyim, sarılayım biraz. Özledim seni." göğsüne dudaklarımı bastırıp yanağımı sürttüğümde boşta olan eli sırtıma değecek gibi olsa da tuttu kendini. Sarılmıyordu. "Sen özlemedin mi, hm?"

"Anıl-"

"Bebeğimizi de mi özlemedin?" başımı kaldırdım ve dudaklarımı büzerek baktım gözlerine. Fazlasıyla katı görünüyordu, yaptığım şirinliklerin hiçbirinden etkilenmiyordu. Deli olacaktım, başka zaman bir öpücüğe bile tavladığım adam şu an çok netti.

"İçeri geçeceğim."

Kolumdan nazikçe tutup beni kolayca kendisinden ayırdı. Parmak uçlarımda yükselip "Bari öpeyim." diye mızmızlandım. Gözlerini kapatarak sabır dilenir gibi soluklandığında bunu izin verdi olarak algılayıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. "Bir kez daha öpebilir miyim?"

"Kahvem soğuyor."

"Hm..." adım atmasına izin vermeden yeniden dudaklarını öptüğümde bu sefer kendisini çektiği için uzun öpememiştim, kaşlarımı çattım. Öpmek istiyordum. Parmak uçlarımda yükselerek yumuşak bir öpücük daha kondurdum. Dudakları muhteşemdi. "Bir kez daha öpeyim, son!"

"Çekil Anıl." belimden tutup beni kenara çektikten sonra yüzüme bile bakmadan mutfaktan çıktığında omuzlarımı düşürdüm.

Trip atmak dünyanın en eğlenceli şeyiydi ama trip çekmek konusunda aynı şeyi söyleyemezdim...

"Baban bizi öpmek istemedi." ellerimi karnımda gezdirip minik bebeğime karşı konuşurken sesimi biraz yükseltiyordum, belki Savaş duyar ve üzülürdü. "Üzülme bebeğim, bir gün o da öpmek ister belki..."

Normalde bebeğimizle konuştuğum her an çok tatlı olduğumu söyleyip beni öpücüklere boğan Savaş'ın mutfağa dönmesini beklerken herhangi bir tepki alamayınca pes ederek ben de mutfaktan çıktım. Salondaki koltuklardan birine oturmuş, telefonuyla ilgileniyordu.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now