33|Anne ve Baba

12.6K 1.2K 305
                                    

Önceki bölümün birkaç gün sonrasından devam ediyoruz

*

"Anlıyorum. Anlıyorum, efendim. Tamam. Birkaç gün içinde bitireceğim zaten."

Sağ elim çantalarla dolu olduğundan diğer elimle tuttuğum telefonu kapatırken suratımı asmış, sabır dilenerek gökyüzüne bakmıştım.

Kafayı yemek üzereydim. Son birkaç gündür o kadar yoğundum ki her şey üst üste geliyor, beni sıkıştırıyordu. Hamileliğimin son aylarında kullandığım iznin acısını çok fena çıkarıyorlardı.

Ne zaman kendime ait bir iş kurabilirim, kendi markamı oluşturabilirim bilmiyordum. Yıllar boyunca bir şekilde kendimi ilerletmiş, adını duyurmuş bir şirkette tasarımcı olmayı başarmıştım ama bu kadardı işte. Buradan sonrası yoktu. Tıkanmış gibiydim. Olduğum yerde sayıp duruyordum.

Aslında iş yerimi seviyordum ve hiçbir zaman şikayet ederek çalışmamıştım. Bana hayatımı devam ettirebileceğim maddi imkanı fazlasıyla sağlıyordu. Şu sıralar bir patrona bağlı kalmak canımı sıktığından kendi işimi kurmayı daha çok hayal eder olmuştum.

Telefonu çantamın içine atıp evimin kapısına geldiğimde rahat bir nefes verdim. O sırada aylar önce, tam da doğum yaptığım gün kapıda karşılaştığım kadın geldi aklıma. Tuhaf bir andı. Üstelik birkaç kez hastaneye gelip hakkımda haber aldığını öğrenmeme rağmen bir daha karşıma çıkmamıştı.

İçerden gelen yüksek sesli ağlama sesiyle düşüncelerimden büyük bir hızla uzaklaştım. "Babacım ağlama, ağlama ama! Bak ne varmış burada, ayıcık!"

Savaş'ın bebeğimizi bastırmaya çalışan sesi ağlama sesinin içerisinde adeta kaybolurken hızlıca salona adımladım.

Koltuğun kenarına atılmış bebek bezleri, etrafa saçılmış onlarca oyuncak ve halının üzerine devrilmiş mama tabağı...

"Anıl!" beni görür görmez neredeyse ağlayacakmış gibi baktı Savaş. Bebeğimizden daha kötü durumdaydı şu an. "Hoş geldin, aşkım hoş geldin! Sonunda geldin!"

Kocam ve bebeğimi evden atsam...abartı olur muydu?

Sakin olmalıydım.

Evet, kesinlikle sakin olmalıydım.

"Sadece birkaç saat yoktum..."

Hala şok içerisindeydim çünkü bu onların evde ilk yalnız kalışı değildi. Nasıl bu hale gelmişlerdi?

"Bebeğim, susmuyor bu. Ne yaparsam yapayım ağlıyor."

Defalarca kez değiştirdiği bezine bakılırsa altını ıslatmamıştı. Yemeğini yememesi tok olduğunu gösteriyordu. Geriye ağlamasının tek bir sebebi kalıyordu.

Beni özlemişti.

Babasının kucağında çırpınan bebeğim beni fark eder etmez ağlamasını şiddetlendirerek kollarını uzattığında hala elimde duran poşetleri yere bıraktım.

"Bebeğim..." hızlıca kucağıma aldığım oğlum minik elleriyle göğsüme tutunmaya çalıştı. "Baban bakamadı mı sana, hm?"

"Bakmaz olur muyum? Çok iyi baktım ama nankör işte."

Savaş'a birkaç gündür tripliydim. Arkadaşlarımız geldiğinde sözünü tutmadığı içindi bu tavrım. Konuşuyordum, surat asmıyordum ama mesafeliydim. Çünkü bir kez daha böyle bir durum yaşanmasını istemiyordum. Sözünü tutmayışı beni ciddi anlamda şaşırtmış, üzmüştü.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now