12| En çok seni sevecek

23.7K 2K 1.7K
                                    

Dudakları vücudumun her yerindeydi.

Kendimi tutamadan ince bir inilti bıraktığımda belim bir yay gibi gerilmiş, belimdeki gamzeyi öpmekle meşgul olan sevgilimin gülmesine sebep olmuştu.

Parmak uçlarıma kadar titrediğimi hissediyordum. Savaş'ın deliğime değdiği her an gözbebeklerim kayıyor, alt dudağımı dişlerim arasına alarak kanatacak derece ısırıyordum. Zevk tüm bedenimi esir almıştı. Kendimde değildim. Asla değildim.

"Hmm..."

Keyifli mırıltım odanın karanlığında kaybolurken üzerimizdeki beyaz örtünün süzülerek yere düşüşünü izledim. Bacak arama yerleşmiş olan kocamın bembeyaz baldırlarımı sıkıca kavrayıp beline sarmamı sağlayışı ve hemen ardından dudaklarımızı birleştirmesiyle içimde çok tatlı bir nokta delicesine kaşınarak beni mahvetti.

Erkekliğinin baskısını onun için hazır olan deliğimde hissettim. Güçlü parmakları belimi iz çıkacak kadar büyük bir sertlikle kavrayıp beni kucağına çekti ve tam kendini bastırırken tüm vücudum aniden gelen soğuk hava dalgasıyla ürperdi.

Ve ben sıçrayarak gözlerimi araladım.

Nefes nefeseydim.

Tamamen dağılmış bir halde gözlerimi kırpıştırdım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi ve gözlerim sulanmıştı.

Gerçekten ağlamıştım...üstelik bu korkudan değildi.

Ellerimle yüzümü kapatıp gecenin karanlığından hiçbir yeri göremediğim odamda sakinleşmeye çalıştım. Savaş yanımdaydı, arkası dönük bir şekilde uyuyordu ve ben gece gece gördüğüm rüya yüzünden berbat bir haldeydim.

Yanımdaki abajure uzanıp yaktım hemen. Loş bir ışıkla aydınlanan odada gezdirdim gözlerimi. Saat gece üçü gösteriyordu. Sağ tarafta kalan pencere açıktı, uçuşan beyaz tül yüzünden korkunç bir görüntü oluşturuyordu. Oda soğumuştu. Bu yüzden uyanmıştım.

Kollarımı kendime sarıp neredeyse çıplak olan bedenimi ısıtmak için saçma bir çaba içerisine girdim. Ne yaptığımı bilmiyordum. Zihnim allak bullaktı. Az önce gördüğüm rüya beni mahvetmişti. Her şey o kadar gerçekçiydi ki bir türlü rüya oluşunu kabullenemiyordum.

Bir süre daha öylece oturduktan sonra toparlamış sayılırdım. Üzerimdeki ince örtüyü kenara sıyırıp ayaklarımı yataktan sarkıttığımda kalçamda hissettiğim ıslaklık hissiyle gözlerimi sımsıkı kapattım. Şaka gibiydi. Tanrım. Gerçekten etkilenmiştim.

Sertleşmeye başlamış oluşumu göz ardı etmeye çalışarak kalktım yataktan. Ellerim titriyordu. Safsak adımlarla pencereye ulaşıp örttüm ve uzun tülü çekiştirerek kapattım. Bu aptal pencere neden açıktı sanki? Eğer soğuk esmeseydi ne güzel uyanmayacak, rüyamın devamını görecektim!

Üstümde gri saten bir gecelik vardı. Gömlek şeklinde olduğu için rahattı ama altımdaki şort bacaklarımı üşütüyordu. Ne yapacağımı bilemeyip bir süre odanın ortasında öylece durdum. Ardından ebeveyn banyosuna adımladım.

Kapıyı kapatmadan lavaboya yaklaştım ve elimi yüzümü yıkadım uzun uzun. Soğuk su sayesinde tamamen kendime geldiğimde musluğu kapatarak aynadaki yansımama odaklandım. Geceleri aynaya bakmaktan korkardım, her seferinde arkamda birini görecek gibi hissediyordum. Bu yüzden fazla oyalanmadan odaya döndüm.

Savaş, ağır hareketlerle benim olduğum tarafa doğru dönmüş, sarılmak için kolunu boşluğa atmıştı. Yatağa düşen eliyle kaşlarının hafiften çatıldığını fark ettim. Uyku sersemliğiyle beni arıyordu ancak bulamıyordu.

Bu haline karşı gülümsemek istesemde yapamadım. Şu an bir şeyleri sevimli bulmaktan çok uzaktım. Yapılan her hareketi farklı anlamlandırabilirdim.

Bebeğimiz İçin • [b×b]Where stories live. Discover now